CHP ilk defa kapımı çaldı

Bugüne kadar kaç genel, kaç yerel, kaç referandumda oy kullandığımı oturup saymadım ama şunu net söyleyebilirim kendimi bildim bileli kapımı çalan parti olmadı.

Basınköy’de oturdum, Kuzguncuk’ta, Acıbadem’de, Yeşilköy’de, Levent’te… Zilim çalmadı.

Erdoğan sık sık ‘kapı kapı gezeceğiz var mısınız’ diye teşkilatlarına direktif verir ya… Bugüne kadar AKP’liler bile kapımı çalmadı.

Kapı kapı dolaşmazlar düşüncesiyle CHP’lileri zaten beklemiyordum, yanıltmadılar kapım çalınmadı, oyum istenmedi.

Taa ki geçen gününe kadar. Evde yoktum, broşür bırakmışlar. Üzerinde ‘sohbete geldik bulamadık ama unutma; umudu birlikte yeşerteceğiz!' yazıyor.

İki de telefon numarası bırakmışlar. Biri sabit numara, biri cep telefonu…

Broşürü bırakan Selin Kurt isimli hanımefendiymiş. CHP Beşiktaş ilçe örgütünden ama ilin organizasyonunda görev alıyor. Beşiktaş dışındaki görevlendirmelere de gidiyormuş.

Bıraktığı cep telefonundan aradım konuştuk. Evde olsaydım ne söyleyeceksiniz diye lafa girdim…

Sizi dinleyecektik’ dedi ve ekledi; ‘amaç tanışmak, merhabalaşmak, öneri ve uyarıları almak.
'Her gün kapı kapı dolaşıyor musunuz' diye sordum. Her gün sahadalarmış. İstanbul’un yüzde 60’ına ulaşmışlar. Büyük rakam…

Daha da ötesi bir siyasi parti için yapılması gereken çalışma, sıradan faaliyet, küçük bir adım denebilir ama CHP için büyük bir adım…

Rüyamda görsem inanmam derler ya; CHP örgütünün kapı kapı dolaşacağını rüyamda görsem inanmazdım!

Tabii ki esnaf ziyareti yapan, vatandaşın derdini dinleyen milletvekilleri var. Bunların başında Gürsel Tekin geliyor. İstanbul’u mahalle mahalle dolaşıyor. Ama bunu CHP’nin örgütlü, planlı, sistematik yapmasının anlamı çok farklı…

Bu yüzden CHP için dev adım dedim.

Canan Kaftancıoğlu’nun il başkanlığından sonra CHP’ye canlılık geldi. Hele yerel seçimde örgütüne hakim olması, sandıklara sahip çıkması, devlet gücünü kullanan AKP’ye karşı dik durması çok önemliydi.

Hatırlayın… Bakanlık yapmış, Başbakanlık yapmış, TBMM Başkanlığı’nı bırakıp İstanbul’a aday olan Binalı Yıldırım 3 bin oyla seçimi kazandığını ilan ettiği saatte… Anadolu Ajansı veri akışını durduğu dakikalarda… Kaftancıoğlu ve İmamoğlu ikilisinin ‘hayır onlar değil biz kazandık’ diye haykırışları işin rengini değiştirdi.

İstanbul’u yarım asır sonra AKP’nin elinden çekip aldı.

İkisine de siyasi yasak gelmesi anlamlı değil mi?

Önce eski tweetleri nedeniyle Kaftancıoğlu’na ceza kestiler… Sonra YSK’ya ‘ahmak’ dediği iddiasıyla İmamoğlu’na…

Gördüğüm şu; iktidarın bu hırsı, kural dışı, oyun dışı hamleleri CHP örgütünü motive etmiş. Kapı kapı dolaşıyorlar. Telefonlara çıkıp dert dinliyorlar.

Kısaca, ne yaparlarsa yapsınlar İstanbul’u bırakmayız diyorlar…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi