Bakanlar neden bu kadar sinirli!

Meclis’te bütçe görüşmeleri var. Usul şu: Saray’ın hazırladığı bütçe önce komisyonda görüşülüyor sonra genel kurula iniyor. Bürokrat bakanlar da bakanlıklarına ayrılan bütçe hakkında milletvekillerine bilgi veriyor.

Milletvekilleri soru soruyor. Bütçeyi Meclis yapıyorsa hakları… Bakanlar da her türlü soruya yanıt vermek zorunda.

İzliyorum bakanlar barut fıçısı gibi… Acayip sinirliler, elleri ayakları titriyor, tansiyonları çıkıyor, ağızlarından hakaret dolu sözler eksik olmuyor…

İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken Bakan Soylu soru soran vekillere; şerefsiz, eşkıya, terörist diye bağırdı.

Sorulara yanıt vermedi.

Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken de benzer bir olay yaşandı. Bakan Akar soru soran milletvekiline ‘nah alırsın böyle oy, bozulmuşsun’ diye bağırdı.

Elini masaya vurdu…

Nah alırsın böyle oy derken el işareti yapıp yapmadığını bilmiyorum. Akar’la tartışan İYİ Parti Milletvekili Çıray’a açıp sormadım. ‘Nah alırsın’ dedikten sonra parmak arası el işareti yapsa ne değişir yapmasa ne değişir!...

Savunma Bakanı milletin temsilcisine ‘nah alırsın’ der mi?

Diyor ama… İçişleri Bakanı şerefsiz diye bağırıyor, Savunma Bakanı nah çekiyor…

Bu tavırlarının iki sebebi var…

Birincisi: Kendilerini memleketin sahibi olarak görüyorlar. Bırakın eleştiriyi soru sorulmasına bile acayip öfkeleniyorlar.

Mantıkları şu: Reis’lerine soru sorulamıyorsa kendilerine de sorulmaması gerekir.

Çünkü kendiler Reis’leri adına hareket ediyorlar. Her adımı onun talimatıyla atıyorlar. Bunu da her seferinde kamuoyu önünde paylaşıyorlar.

Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla geldik, gittik, yaptık ettik cümlesi ağızlarından eksik olmuyor.

Bakanlara göre, milletvekilleri Reis’lerine soru soramıyorsa, kendilerine de sormamaları lazım!...

İkincisi: Muhalefet seçimi kazanırsa hesap verme endişesi/telaşı/kaygısı/korkusu…
İçişleri Bakanı Soylu’ ya kara paracı Sezgin Baran Korkmaz ile ilişkisi sorulmayacak mı? Yurt dışına kaçmadan önce İçişleri Bakanlığında ne işi vardı denmeyecek mi? Soylu’ nun katakulli çeviren birçok kişiyle öyle veya böyle fotoğraf var. Bunlar irdelenmeyecek mi?

Onun siniri bundan…

(Küçük bir parantez: Korkmaz’ı olmayan MASAK raporu ile aklamaya çalışan mal varlığındaki tedbiri, bankadaki parası üzerindeki blokajı, yurt dışına çıkış yasağını kaldırtan dönemin savcısı şimdinin Adalet Bakan Yardımcısı’ndan hesap sorulmayacak mı? Onunla iş birliği yapan hakim koltuğunda rahat rahat oturacak mı? Parantez kapandı)

Savunma Bakanı 15 Temmuz gecesi yaşananları anlatmadı. Sır olarak kaldı!.. Yüce Meclis’e gidip bilgi verme gereği dahi duymadı. Darbe girişimiyle Genelkurmay Karargahı’nın yarısı FETÖ’cü olduğu açığa çıktı. Onları oraya kim doldurdu? Dönemin Genelkurmay Başkanı olarak bu soruya yanıt vermek zorunda…

15 Temmuz gecesi ne olup ne bittiğini, kendisinin neden gafil avlandığını açıklamak zorunda. Günün birinde yaşadıklarını saniye saniye anlatması istenecek.

Neden sıkı tedbir almadığı sorulacak, soruşturulacak…

O da bunun telaşında… Siniri öfkesi bundan…

İki Bakanı da kimse suçlamıyor…

İki bakanı da kimse itham etmiyor…

Sadece soru soruluyor. Soran da milletvekilleri. Yani milli iradenin temsilcileri…

Onların verdiği yanıt ne?

Küfür kafir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi