Mehmet Tezkan
Asgari ücret batan ekonominin resmidir
Hatta daha da ileri gideyim; batan ekonominin resmi değil, iflas eşiğine gelmenin beyanıdır.
Geçen yıl aralık ayında asgari ücret 2 bin 825 liraymış. Yetmedi 4 bin 253 liraya çıkardılar, yetmedi 5 bin 500 lira yaptılar, yetmedi dün 8 bin 510 lira ilan ettiler.
Bir yıldaki artışa bakar mısınız?
Ama işçi bu artışa rağmen ‘yetmez’ diyor. Konunun uzmanları ‘yeterli değil’ diyor.
Neden?
Ekonomi çöktü de ondan. Paranın değeri kalmadı da ondan. Ülke fakirleşti de ondan.
İki bin sekiz yüz liralık ücret bir yılda sekiz bin beş yüz liraya çıkar mı?
Çıkıyorsa o ülke batmış demektir.
Buna rağmen Çalışma Bakanı ‘Türkiye artık yoksul ülke değil’ diye demeç veriyor. Kanıt olarak Türkiye’nin dünyanın ilk 20 ekonomisinden biri olduğunu göstermiş!
İnsanda biraz utanma olur…
Biraz bilgi birikim olur, koskoca bakan…
Türkiye 1970’li yıllardan beri ilk 20 içinde. AKP 2002 yılında yönetimi devraldığında Türkiye dünyanın 17 inci büyük ekonomisiydi. Şimdi kimi hesaplamalara göre ilk 20’den bile düştü.
Bakan gözlerimizin içine baka baka maval okuyor.
Bir trilyon dolarlık ekonominin eşiğindeymişiz.
Yalana bakın ya!.. 10 yıldır aynı sözü dinliyoruz. Ama milli gelir 800 milyar dolar sınırında gezinip duruyor.
Erdoğan’a göre, önümüzdeki yıl ihracatta 500 milyon dolar hedefine ulaşacaktık. 300 milyar dolara şapka çıkaracağız…
Erdoğan’a göre, önümüzdeki yıl iki trilyon dolarlık ülke olacaktık, 900 milyar doları bulursak öpüp başımıza koyacağız…
Büyük başarısızlık ama bununla övünüyorlar. Başarı gibi pazarlıyorlar.
Hemen somut örnek… Üretici fiyat endeksine göre kamunun vergi, harç gibi işlemlerde artış oranı belirleniyor.
Hesap kitap; artışın yüzde 123 olması lazım.
Çünkü gerçek enflasyon bu. Erdoğan yetkisini kullanarak motorlu taşıtlar vergisinde artış oranını yüzde 123’ten yüzde 61,5’a indirdi…
Alkışlayalım mı?
Yüzde 61 zam?... Edirne’den çıkın, Bulgaristan’da, Yunanistan’da, Polonya’da, Almanya’da, İtalya’da, İspanya’da, Fransa’da aklınıza gelen herhangi bir ülkede ‘vergileri bu yıl yüzde 61 artırdılar’ deyin gülmezler bile!
Çünkü anlamazlar… Akılları almaz… Yüzde 61 artış mı olur?
Sonra diyorlar ki enflasyonun belini büktük. Bunu en çok Nebati Bakan söylüyor. Gözümüzün içine baka baka hakikati eğip büküyor. Enflasyonun boynunu kırmışmış!..
Duy ama inanma…
Her ay zam gelmeyecek mi?
Gelecek…
Yüzde iki de olsa, yüzde üç de olsa, yüzde beş de olsa gelecek. Geçen yılın aralık ayında olduğu gibi bir ayda bütün mallar resmi rakamla yüzde 13, gerçek ölçümle yüzde 25 artmayacak tabii…
Ama geçen yıl 100 liraya aldığınız mal 190 lira olmuşsa 170 liraya inmeyecek. 210 lira, 220 lira olacak.
Asgari ücretliye 8 bin 500 lira yetmeyecek. 10 bin lira yapsalar da yetmeyecek…
Gemi su alıyor, görmüyorlar mı?
Enflasyonla mücadelenin ekonomik önlemlerin yanında psikolojik boyutu da var. İktidara olan güven meselesi var. İktidarın sözünün eri olmaması meselesi var. İktidarın söylediklerinin doğru çıkması meselesi var…
Hükümet yani Erdoğan demiş ki; 2023 sonunda enflasyon yüzde 20 olacak herkes hesabını kitabını buna göre yapsın.
İnandırıcı mı?
Biliyorsunuz; daha önce de dolara yatırım yapan yanar demişti. Hatırlayın; 2015 yılında ‘dolara yatırım yapan yaya kalır’ diye bas bas bağırmıştı.
Bas bas bağırdığı gün dolar 2 lira 58 kuruştu. Dün itibariyle 19 lira 68 kuruş…
Erdoğan’a inanarak Türk lirasında kalanlar mı kazandı, Erdoğan’ı inanmayıp dolara geçenler mi?
Siz söyleyin…
Bu yüzden Erdoğan ve bakanlarına güven kalmadı. Zaten ekonomiyi düzelteceklerine piyasa inansa enflasyonun psikolojik etkisi kırılırdı.
Tehditle kırmaya çalışıyorlar… Asarız kesiriz diyerek fiyat artışlarını durdurmaya çalışıyorlar ama etkili olmuyor.
Erdoğan’ın örnek gösterdiği tarım kredi kooperatiflerinde bile fiyatlar bir yılda yüzde 263 artmış.
Anlayacağınız ipin ucu kaşmış…
Bu yüzden çaresizler…
Bu yüzden hakikati çarpıtıyorlar…
Bu yüzden baskı rejiminin gazına basıyorlar…
Bu yüzden ekranlara çıkıp konuşanlardan hoşlanmıyorlar…
Bu yüzden yasakların ipine asıldılar…