Mehmet Tezkan
AKP’yle irtibatlı
iltisaklı olanlar
Eskiden gizli yapılırdı. Ama yakalanınca sayıları bir/ iki olsa bile iktidarı sarsmaya yeterdi. Çünkü büyük skandal kabul edilirdi. İlgili bakan hakkında gensoru verilir, istifaya zorlanır, direnirse düşürülürdü.
Devlet Bahçeli sayesinde tek adam yönetimine geçtikten sonra…
Parti devlet düzeni kurulduktan sonra...
Milletin partisiyiz diye ortaya çıkan akım 20 yıl sonra AKP’yi devletin partisine dönüştükten sonra…
Düzen değişti. Eskinin birkaç kötü örneğinin yerini neredeyse tümü aldı. Artık skandal patlayınca, partizanlık ortaya çıkınca skandal kabul edilmiyor!
İlgili bakana soru sorulamıyor. Gensoru demokratik rejimde kaldı. Otokraside yasak!
Demem şu; AKP devletle bütünleşti! Devlet kademesinde yer almanın, yükselmenin, belli pozisyona gelmenin artık tek kuralı var: AKP’li olmak…
Eskiden ayıptı, toplum kabul etmezdi, kınardı…
Şimdi insanlar kartvizit almak için AKP il ve ilçe teşkilatları önünde kuyrukta…
Çünkü….
Bekçi olmanın…
Polis olmanın…
Memur olmanın…
Bürokraside üst kademelere gelmenin…
Savcı olmanın…
Hakim olmanın…
Müfettiş olmanın…
Büyükelçi olmanın…
Herhangi bir kamu iştirakinde yönetim kurulu üyesi olmanın…
İtfaiye memuru olmanın…
Asker olmanın… Askersen general olmanın…
Yargıtay, Danıştay üyesi olmanın…
Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinden biri olmanın…
Anayasa Mahkemesi üyesi olmanın…
İktidardan ihale alan şirkette iş bulmanın…
İktidardan ihale alan şirketin alt taşeronunun yanında çaycı, odacı, hamal olmanın…
Tek bir kriteri var: AKP üyesi olmak. AKP’ye gönülden bağlanmak.
Anayasa Mahkemesi üyesi olmanın bile dedim. Yargının nirvanasından söz ediyordum. Yargının en üst makamından.
Ama maalesef Anayasa Mahkemesi üyesi olmak için AKP rozeti takman gerekiyor. (Bir parantez açayım eskiden FETÖ’cü olmak da kapıları açıyordu)
Ama çok ama çok eskiden böyle değildi. İlke vardı.
2003 yılında Cumhurbaşkanı Sezer Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özok’u Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadı. Özok CHP üyesi olduğu için ‘Yüce mahkemenin tarafsızlığı ve saygınlığı zedelerim’ gerekçesiyle görevi kabul etmedi…
Bu anlayış mazide kaldı… Tek adam yönetimiyle Anayasa Mahkemesi üyesi olmanın birinci koşulu AKP’nin saflarında yer almak oldu…
Somut örnek…
Yıldız Seferoğlu AKP eski milletvekiliydi. Safkan AKP’liydi. Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldı…
Kerem Yaşar AKP Çorum İl Başkan Yardımcısıydı, AKP’den aday adayı oldu. Safkan AKP’liydi. Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı…
Anayasa Mahkemesi üyesi olmanın bile şartı safkan AKP’li olmaktan geçiyorsa alt kadroları düşünün…
Bu yüzden karşımıza AKP’li savcı, hakim, müfettiş, memur, jandarma, profesör, emniyet müdürü, işadamı, general, genel müdür, küçük esnaf, büyük esnaf çıkarsa şaşırmayalım…
Neden mi?
Dedim ya kurdukları düzen AKP’li olmayana hayat hakkı tanımıyor. Çünkü karşımıza çıkan neredeyse herkes; savcısı, hakimi, müfettişi, bürokratı, polisi, komiseri, öğretmeni, profesörü, jandarması ve daha niceleri mutlaka AKP ile irtibatlı veya iltisaklı çıkıyor….
Aaa… O savcı da AKP’liymiş…
Aaa… O hakim eskiden AKP’den aday olmuş…
Aaa… Bu müfettiş de AKP teşkilatlarında çalışmış…
Bunları duyunca üzülmeyin, sıkılmayın… Kurdukları rejimi yaşatmaları için buna mecburlar. Muhalefet sandıktan iktidar olarak çıkana kadar; bu düzen böyle sürecek!
Gelin Orhan Veli üstadımıza kulak verilim.
Bu düzen böyle mi gidecek?
Pireler filleri yutacak;
Yedi nüfuslu haneye
Üç buçuk tayın yetecek?