Mehmet Tezkan
6’lı Masa’nın tek rakibi var
Başlığı okuyan Erdoğan başka kim olabilir ki diyecektir.
Değil…
6’li Masa’nın tek rakibi var: Kendileri… Masada oturan birilerinin şişkin veya şişirilmiş egosu da diyebilirim…
6’lı Masa geçen hafta en önemli toplantılarından birini yaptı. İlk defa bu iş olacak galiba havası yayıldı. Masa’yı dikkatle takip edenlerin, Masa’dan umutlu olanların yüzü güldü.
6’lı Masa ortak adayını açıklamadı ama…
Ortak aday çıkaracaklarını…
Ortak program, ortak dil hatta bazı bölgelerde ortak milletvekili listesi çıkarma konusunda anlaştıklarını ilan ettiler…
Ortak dil, ortak söylem konusu çok önemli. Şundan önemli; 6’lı Masa cumhurbaşkanı adayı çıkaracak, o adayın arkasında kenetlenecek ama aynı zamanda parlamento için birbirleriyle yarışacaklar.
Yani birinci sandıkta beraberler…
İkinci sandıkta rakipler…
Korkulan şuydu: İkinci sandık birinci sandığın önüne geçer, 6’lı Masa’nın her partisinden ayrı ses çıkar, uyumun yerini kakofoni alır.
Ortak dil vaadi bu korkuyu daha doğrusu bu tehlikeyi ortadan kaldırdı. Düşünebiliyor musunuz?
Saadet ile CHP’nin dili aynı olacak; gerisini söylemeye gerek var mı?
Muhalefet cephesinde bu hava eserken Davutoğlu bir çuval inciri berbat etti. Bilerek mi yaptı bilmeyerek mi yaptı bilmiyorum ama Cumhur İttifakı’nın, o ittifakı destekleyenlerin ekmeğine yağ sürdü.
Onlara dalga geçecekleri, kafa bulacakları, alay edecekleri malzeme verdi…
Ne mi o?
Dedi ki biz ülkeyi altı kişi beraber yöneteceğiz. Kararlarda altı kişinin imzası olacak.
Çok önemli meseleleri istişare edeceğiz, seçimden sonra kenara çekilmeyeceğiz her birimiz iktidar olmanın sorumluluğunu taşıyacak dese anlarım.
Benim de imzam olacak dedi, testiyi kırdı…
Ekranlar 6’li Cumhurbaşkanı modelini konuşmaya başladı. Sadece konuşmadılar kıkır kıkır güldüler.
Erdoğan esnaf temsilcilerine hitap ederken ‘dünyada eşi benzeri olmayan sistem ilan ettiler’ diyerek dalgasını geçti…
‘6 kişi ile ülkeyi yöneteceklermiş. 6 kaptan gemiyi batırır. İki şoförlü araba kaza yapar, Kendi iradesini kullanamayacak birini millet neden seçsin, bir davula altı tokmak vurur mu’ diyerek resmen kafa yaptı.
Bununla da yetinmedi… ‘Bostan korkuluğu seçecekler’ dedi. ‘Horozun çok aldığı yerde sabah olmazmış’ dedi…
Davutoğlu’na sormak lazım… 6 ‘lı Masa’nın adayını daha yola çıkmadan neden malzeme konusu yaptı? Neden yıprattı?
Amacı neydi?
Egosunu tatmin etmek mi? Kendinin önemli olduğunu, güçlü göstermek mi?
Davutoğlu’nun vermek istediği mesaj şuydu: 6’li Masa’nın cumhurbaşkanı benden izin almadan, benim imzam olmadan adım atamaz.
Yaptığının farkında herhalde… Bu tavrıyla el bombasını çekti 6’lı Masa’nın altına attı. 6’lı Masa’nın adayının itibarını zedeledi.
Erdoğan’ın bostan korkuluğu yakıştırmasına yol açtı…
Davutoğlu’nun söz sahibi olacağını iddia etmesi için önce siyaset terazisinde tartılması gerekir.
Seçmen üzerindeki ağırlığının saptanması lazım…
Bakalım kaç okka çekiyor!
TV ekranlarında bol keseden konuşuyor. Meydanlara çıkıp miting düzenlediği var mı? Oyu yüzde kaç?
Yüzde bir mi, iki mi, yoksa bir altında mı?
Sakın ‘AKP Genel Başkanı olarak girdiğim 1 Kasım 2015 seçimlerinde yüzde 49,5 oy aldım’ diye böbürlenmesin. Eğer o oy kendine verilmişse oyuna sahip çıkamadı. Genel Başkan olmanın, lider olmanın gereğini yapamadı.
Saray kapının önüne koydu, gıkını çıkaramadı.
Şimdi meydanı boş buldu, benim de imza olacak demez mi? Benim iznim olmadan hiçbir karar alınmayacak diye hava atmaz mı?
Tabii ki 6’lı Masa’nın adayı cumhurbaşkanı olursa o masanın birleşenleri yönetimde yerini almalı. Ama bir koşulla: Aldıkları oy oranına göre.
Demem şudur: Davutoğlu 6’li Masa’nın cumhurbaşkanı adayını şimdiden sakatladı. Topal ördek pozisyonuna soktu.
Bu sebeple diyorum ki, 6’li Masa’nın tek rakibi var: Kendileri!...