6’li masa bugün yeniden bir araya geliyor. İkinci turun ikinci görüşmesi veya sekizinci buluşma diyebiliriz.
Bugünkü toplantı diğerlerinden farklı. Genel başkanlar karar vermek zorunda.
Hayır hayır, cumhurbaşkanı adayını belirlemek için değil…
Yok yok, 6’lı masa genişlesin mi, BTP’yi de katalım mı, Hüseyin Baş da masaya otursun mu diye değil…
Bu masanın iç işi. Masayı yediye çıkarırlar, sekize çıkarırlar, dokuz/on yaparlar kendileri bilir...
Karar vermek zorunda oldukları konu başka…
AKP’nin Meclis’e getireceği Anayasa değişikliği teklifine karşı ne yapacakları önemli. Ortak hareket edecekler mi etmeyecekler mi?
Mesele bu.
Kısaca hatırlatayım. Kılıçdaroğlu siyaset istismar etmesin, bu mesele kapansın diye türbanın yasal güvenceye alınmasını önerdi. Yasa teklifi vereceklerini açıkladı.
Bunu duyan Erdoğan el büyüttü, çıta yükselti; ‘yasa yetmez Anayasa’ya koyalım’ dedi. Yanına da aile kavramını ekledi. Medeni kanunda olan bir maddeyi de (aile erkek ve kadından kuruludur) Anayasa maddesi yapacaklarını ilan etti.
Adalet Bakanı, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve AKP Meclis Grup Başkanvekili’nden oluşan heyet Meclis’te grubu bulanan partileri ziyaret etti. Kapatmaya çalıştıkları HDP’nin bile kapısını çaldı.
Sonuç…
Bekliyorlar… muhalefetin nabzını ölçüyorlar…
Erdoğan ve ekibinin tek bir amacı var. Türban ve aile meselesini referanduma taşıyıp seçimle birleştirmek.
Memleketin en önemli meselesi buymuş gibi pazarlamak, propagandalarının ana gövdesi yapmak…
İçişleri Bakanı Soylu başladı bile… Geçen gün AKP’lilere seslenirken; ‘LGBT getirecekler Türkiye’ye. Beni bağışlayın erkeklerle erkekler evlenecek, kadınlarla kadınlar evlenecek. Tam Kılıçdaroğlu’na göre bir politika. Yazıklar olsun’ dedi…
Pardon seslenmedi, resmen bağırdı…
Söyledikleri yalan mı?
Yalan… Böyle bir talep mi var, böyle bir girişim mi var? Böyle bir tehlike mi var? Kim istiyor? Kim getirecek?
Yok, ama söyle gitsin politikası!..
İçişleri Bakanı’nın konuşması ayrı bir yazı konusu; AKP’nin planını anlatan iyi bir örnek olduğu için araya sıkıştırdım.
AKP/MHP ikilisi iki maddelik Anayasa değişikliği hazırlığında. Önce gelin ne olur sorusuna yanıt ararken olasılıklara göz atalım. Sesli düşünelim.
BİR: AKP/MHP ikilisi anayasa değişikliği önerisini Meclis’e getirir. CHP, İyi Parti, HDP ‘temel hak ve özgürlükler referanduma sunulamaz’ diye oylamaya katılmaz. Değişiklik 360 oyu bulmaz. Gündemden düşer.
İKİ: Muhalefet oylamaya katılır. Partiler bağlayıcı karar alamadığı ve oylama gizli yapıldığı için muhalefetteki bazı vekiller evet oyu verir. Kabul oyları 360’ı aşar ve referanduma gidilir. Bütçe görüşmeleri nedeniyle Anayasa değişikliği bu yılın son günlerine veya önümüzdeki yıla kalacağı için YSK seçimle referandumu çok rahat birleştirir…
ÜÇ: HDP, MHP’yi tuzağa düşürmek için (8 Kasım tarihli yazım) özgürlük adına destek vereceğini açıklar. CHP ve İYİ Parti katılmaz. AKP/MHP/HDP ortaklığı Anayasa değişikliği yapıyormuş görüntüsü oluşur. MHP’nin tüyleri diken diken olur. İşlerine gelmez.
DÖRT: Anayasa değişikliklerine bu iş burada bitsin uzamasın diye bütün partiler destek verir (HDP aile yapısı maddesine katılmaz) 400 oyla Meclis’ten geçer. Ama Erdoğan milli iradeyi de soralım, daha sağlam olsun diye yine referanduma götürür… Seçim sandığının yanına bir sandık daha koyarak kafa karıştırır. Veya onaylar referanduma götürmez ama böbürlenmeyi ihmal etmez.
BEŞ: AKP heyeti muhalefet partileriyle bir tur görüşme daha yapar. Bunlar yanaşmıyor diyerek teklifi Meclis’e getirmez…
Daha bir sürü ihtimal sıralanabilir. Çok ayrıntılara girip uzatmaya gerek yok. Manzara bu.
Bu arada AKP/MHP ikilisi Anayasa teklifini getirmekten vazgeçerse veya muhalefet oylamaya katılmayıp düşürürse bu kez CHP atağa kalkabilir…
Muhalefetin desteği ile türban için yasa teklifini Meclis’e getirir, AKP/MHP ikilisini zorlar…
Olasılık çok, oyun çok…
Ama bugün muhalefetin nasıl bir yol izleyecekleri konusunda karar alması gerekiyor. HDP’yle de görüşüp ortak hareket etmeleri şart.
Zor karar biliyorum ama almak zorundalar. Nasıl davranacağına her parti kendi başına karar versin derlerse…
Beştepe zil takıp oynar…
