ALİMDER yöneticisi Mencet: Ben mi öldürdüm?

ALİMDER yöneticisi Mencet: Ben mi öldürdüm?
7 Aralık'ta Antalya Kepez ilçesinde bulunan Antalya İlim ve Kültür Derneği’ne ait kaçak öğrenci yurdunda yaşanan cinayette üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul'un yurdun aşçısı İhsan Güney tarafından katledilmesinin ardından olaya dair çarpıcı gerçekleri halktv.com.tr ortaya çıkarmıştı.

Olayın üzerinden 3 gün geçmesine rağmen, kaçak yurt işleten yurt yetkilileri hakkında ne savcılık tarafından ne de görevli oldukları devlet kurumları tarafından bir soruşturma başlatılmadı. Yurt tahliye edildi, görgü şahidi memleketine gönderildi, öğrenciler sessizliğini koruyor.

Antalya'daki üçüncü günümüzde, derneğin başkanı ve ilçedeki bir okulda müdür yardımcısı olan Barış Kaplan ve Akdeniz Üniversitesi'nde akademisyen olan Mustafa Sami Mencet'e ulaşmaya çalıştık.

Barış Kaplan'ın müdür yardımcısı olduğu okul, dernek binasına yürüme mesafesinde bulunuyor. Okula gittiğimizde, Kaplan'ın okulda olmadığını öğrendik. Başka öğretmenlerden yaşananlar hakkında bilgi almak istediğimiz zaman ise Kaplan'ın 'idari izinde' olduğunu öğrendik. Kaplan'ın yakınları, kendisiyle konuştuklarında, "Kötüyüm" dediğini aktarırken hakkında herhangi bir soruşturma olup olmadığını bilmediklerini belirtti.

Milli Eğitim Müdürlüğü'nde görevli kaynaklara da soruşturma olup olmadığını sorusunu yönelttiğimizde de benzer bir yanıtı aldık. Fakat görevliler, ''Olsaydı bilirdik" diyor.

Olayı tekrar hatırlayalım; 18 yaşındaki üniversite öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul, ikisi yöneticisi devlet memuru olan ALİMDER'in 'kaçak yurdunda' aşçı tarafından katledildi. Üstelik bina emniyet başmüfettişine aitti.

Bu binanın yurt olup olmadığı tartışmasında, ALİMDER, kulağı tersten göstermeyi tercih etti. Apartmandaki beş daireyi kendileri kiralamamış gibi, "Orası yurt değildi" denildi. Sahiden o bina yurt değilse, neden yemekhane vardı? Neden öğrencilerden sabit ücret alınıyordu? Neden her dairede 7 öğrenci kalıyordu? Neden yurtta kalan 39 öğrenci hızlıca KYK yurtlarına aktarıldı? Öğrencilerin KYK ücretleri peşin olarak hangi hesaptan ödendi?

whatsapp-image-2021-12-09-at-16-14-12.jpeg

Dernek çevresi artık bomboş. İlk gün sorularımızı yönelttiğimiz bir esnaf dün dükkanını açmamıştı. Barış Kaplan, okulda değildi. Sorularımızı yöneltebileceğimiz bildiğimiz diğer adres akademisyen Mustafa Sami Mencet'ti.

Mencet'le yüz yüze görüşme: Ben mi öldürdüm?

Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin üçüncü katındayız. Bina boş, Doç. Dr. Mustafa Sami Mencet'in kapısı kapalı.

Nerede olduğunu ve hakkında soruşturma olup olmadığını öğrenmek için Dekan'ın odasına gidiyoruz. Şansa bakın ki, sekreter, Mencet ve fakülte dekanının, özel bir toplantısı olduğunu aktarıyor. Toplantının yapıldığı kapının önünde beklerken derneğin açıklamasını tekrar okuyoruz.

"Basına ve sosyal medyaya yansıdığı şekilde derneğimiz herhangi bir yurt faaliyetinde bulunmamaktadır"

Mencet'e bizim geldiğimiz bilgisi verildikten sonra ortamdan hızlıca uzaklaşmak istedi. Fakat kapıda sorularımızı yönelttik. Mencet, sosyal medyadan açıklama yaptığını söyledi ama bu açıklama yetersizdi.

Sorularımızı ''Profesyonel gazeteci gibi davranın'' diyerek savuşturmaya çalışan Mencet, yüksek ihtimalle içinde bulunduğu durumun farkında değildi. O yüzden kendisine "Yöneticisi olduğunuz derneğin kaçak yurdunda bir çocuk öldürüldü, kamuoyuna ayrıntılı bir açıklama yapmayacak mısınız?" diye sorduk.

Mencet, sorduğumuz soru sonrası arkasını dönerek, "Ben mi öldürdüm?" yanıtını verdi. Ardından kapısını kapattı.

Soğukkanlı bir iletişim hocası olan Mencet, yöneticisi olduğu dernek hakkında herhangi bir şey söylemedi, dekanla görüşme hakkında bilgi vermedi.

Antalya Barosu: Devletin sorumluluğu var, suç duyurusunda bulunacağız

Yaşananlara dair Antalya Barosu Başkanı Hüseyin Geçilmez yurdun kaçak faaliyet gösterdiğinin basından öğrenildiğini belirtirken "Konuya dair mutlaka adli işlemin yanında idari işleminde yapılması gerekiyor. Fakat herkes kapı duvar" dedi.

Karaman'da ve Aladağ'da da soruşturma süreçlerinin aynı olduğunu hatırlatan Geçilmez, "Üstü kapatılmayacak kadar önemli bir olay. Mecburiyetten burada kalan çocuklar var. Güvenli bir barınma imkanı sağlanmıyorsa, mevzuatı aşarak kaçak yurtlar yapılıyorsa bunun araştırılması gerekiyor" diye konuştu.

Olayın takipçisi olacaklarının altını çizen Geçilmez son olarak "Gerekli suç duyurularında bulunacağız. Burada devletin de sorumluluğu var. En küçük bir şeyde bile sicil kaydı istenirken böyle bir hastalığı olan bir insan, nasıl mutfakta çalıştırılır? Bunu aklımız almıyor" dedi.