Abdülhamit Sansürü Resmen Başladı!

Yüksek yargıdan bugün iki önemli karar çıktı… Biri Anayasa Mahkemesi’nden diğeri Yargıtay’dan…
Anayasa Mahkemesi’nin kararı çok önemli çok vahim ama Yargıtay’ın açıklaması önüne geçti…
Çünkü o daha da vahim…
Yargı karmaşasının ilk adımı… Büyük kavganın ilanı…
Daha ağır ifadeyle yargı anarşisine davet gibi…
Niye mi böyle söyledim…
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı tanımıyorum dedi…
Yarın, öbür gün bir yerel mahkeme de Yargıtay kararını tanımıyorum derse ne olacak?
Başka gün yerel mahkeme kararını savcı tanımıyorum derse ne olacak?
Polis savcının emrine uymuyorum derse ne olacak?
Yargıtay yargıdaki hiyerarşiyi hiçe saydı…
İyi kötü var olan düzen bozulunca anarşi olur… Anarşi sokakta çata pata yapmak, şiddete başvurmak değildir. Anarşi kuralsızlıktır…
Sadece sokakta değil devlette de olur, yargıda da…
Bu konuya döneceğim ama sansür yasasını da ihmal etmeyelim. Halkı yanıltıcı bilgi verene bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ön görülüyor…
Birçok gazeteci bu maddeye atıfla gözaltına alındı, tutuklandı. Peki yazdıkları haberin doğru olup olmadığına kim karar veriyor?
Şimdilik Saray…
Saray yalan diyor, savcılar harekete geçiyor, hakimler gereğini yapıyor…
Peki ya o haber, iddia edilen doğruysa!..
Size çarpıcı bir örnek vereyim…
Uğur Mumcu 1987 yılında Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde 1982/1984 yılları arasında yurt dışındaki Türk imamlara Suudi Rabıta örgütünün maaş verdiğini yazdı…
O tarihlerde Cumhuriyet’te çalışıyorum… Gece sorumlusuyum, iddia büyük. Ne olacağını bekliyoruz…
12 Eylül ihtilalini yapan Evren Cumhurbaşkanı. 12 Eylül darbesini yapan komutanlar Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi… Yani ihtilalciler hala işbaşında…
Yazı çıktı Evren’den ses yok…
Rahmetli Uğur Mumcu ertesi gün yine yazdı, bir gün sonra yine yazdı…
Evren dayanamadı ‘doğru değil iftira’ dedi…
Mumcu ertesi günkü yazısında belgeleriyle Evren’e öyle bir çaktı ki, ihtilalin lideri özür dilemek zorunda kaldı…
Bugün olsa demek ki Uğur Mumcu’nun yazısı yayınlanır yayınlanmaz, birileri yalan diyecek; tutuklanacaktı…
Tolga Şardan’ı tutukladıkları gibi…
Şimdi soruyorum… Yargı hakkında Cumhurbaşkanı’na sunulan MİT raporu ortaya çıkarsa tutuklama kararı veren hakim ne yapacak? Cübbesini çıkarıp evine gidecek mi?
Bu yasayı onaylayan Anayasa Mahkemesi üyeleri ne yapacak?
İstifa edecekler mi?
Nerde…
Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi haddini aştı kararından sonra tüm üyelerin ortak imzayla Yargıtay’a okkalı bir yanıt vermeleri gerekiyor mu?
Sessiz kalamazlar… Görmedik, duymadık diyemezler…
Ama ben yine nerde diyeceğim…
Yargıtay Genel Kurulu’nun da acil toplanıp karar alması gerekiyor… Üçüncü daire üyelerini görevden almaları mesela!...
Yargıtay/Anayasa Mahkemesi kavgası Türkiye’yi bir yere götürmez ama istenen bu galiba…
MHP Lideri Bahçeli’nin isteğiyle Anayasa Mahkemesi’ni kapatmanın hazırlıkları galiba…

Yargıtay 3. Ceza Dairesi Can Atalay için hak ihlali kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri için suç duyurusunda bulundu.
Bir kere aldıkları karar hukuki değil siyasi….
Saray’a selam çakma kararı!...
Neden mi?
Suç duyurusunu kime yaptılar?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na…
Pek onun Anayasa Mahkemesi üyelere hakkında soruşturma açma yetkisi var mı?
Yok…
AYM Genel Kurulu’nun 15 üyesinden 9’u Başkan dahil hak ihlali demiş. Yasaya göre Anayasa Mahkemesi üyesi hakkında soruşturma açılmasına sadece Anayasa Mahkemesi karar veriyor. Hakkında soruşturma açılması istenen üye oylamaya girmiyor, diğer üyelerin 10’u evet derse soruşturma açılıyor…
Yargıtay 9 AYM üyesi hakkında soruşturma istiyor. Bu durumda 9 üye toplantıya katılmayacak. Geriye 6 üye kalıyor. Kararın alınması mümkün değil…
Suç duyurusu yapan Yargıtay üyelere bunu bilmiyor mu?
Bilmezler mi ama dedim ya karar hukuki değil, siyasi…
Saray’a selam çakma kararı…
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Anayasa Mahkemesi’ne yok hükmünde saydığı yetmiyormuş gibi TBMM’ye da fırçaladı…
Daha doğrusu Meclis Başkanı Numan Beyi…
Can Atalay’ın milletvekilliğinden düşürülme kararını genel kurulda okutmamış. Okutsaymış vekilliği düşecek, sorun bitecekmiş!
Numan Kurtulmuş yanıt verir mi?
Vermez… Mercedes’ten inmeyi göze alamaz!
Türkiye başka bir yere koşuyor… Yürütme tek kişi, yasama etkisiz, muhalefet kendi derdinde, yüksek yargı kavgaya tutuşmuş halde… Birinin verdiği kararı öteki tanımıyor. Hiyerarşi kalmamış.
Allah bize selamet versin…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi