2022'nin adalet 11'i: 2023'te de etkisi sürecek 11 yargı kararı

2022'nin adalet 11'i: 2023'te de etkisi sürecek 11 yargı kararı
2023'e sayılı günler kala 2022'den akıllarda kalan ve 2023'te de etkisini sürdürecek kritik davaları ve kararları okurlarımız için derledik.

Türkiye koşar adımlarla seçime doğru giderken 2022 yılı birkaç gün sonra geride kalıyor. Bu yıl açılan pek çok soruşturma ve dava siyasetin gündemini belirledi. Pek çok kez iktidar yargıyı bir sopa olarak kullanarak siyaseti dizayn etmeye, yine yargıyı alet ederek muhalif kesimleri susturmaya çalıştı. İşte tüm bu nedenlerden 2021-2022 yılında açılan ve halen devam eden soruşturma ve davalar seçime giden süreçte büyük önem taşırken, kamuoyu bu yılda yargının gündemindeki birçok kritik dava ve soruşturmayı yakından takip edecek.

Gözler Ekrem İmamoğlu davasında…

Cumhurbaşkanı adayı gösterilip gösterilmeyeceği henüz bilinmeyen ancak ismi adaylık için en çok konuşulan isimlerden biri olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Kamu görevlisine hakaret” suçundan 2 yıl 7 ay hapis ve 'siyasi yasak' cezası verildi. Yerel mahkemenin 14 Aralık tarihinde verdiği karara itiraz edildi. Ancak karar 2023 yılında İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından onanırsa yaklaşık 4,5 milyon İstanbullunun oyunu alan İmamoğlu görevden alınabilir. Bu durumda belediye başkanlığı koltuğuna bir AKP’li oturabilecek. Tüm bu zaman zarfında İmamoğlu Cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilip, seçilmesi halinde ise bu süreçte ise karar onanırsa İmamoğlu’nun mazbatası verilmeyebilir.

İBB için DİAYDER dosyası

Her ne koşulda olursa olsun iktidar İBB’yi ele geçirmek isteğini daha öncede ispatladı. İstanbul'da faaliyet yürüten DİAYDER'e üye 28 kişi, 3 Temmuz 2021’de gözaltına alındı. 7 gün gözaltında kalan 26 kişiden 17 kişi ise serbest bırakıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 ay sonra iddianameyi hazırladı. 23 kişiye “örgüte üye olmak” ve “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçlamaları yöneltildi. 5 kişi hakkında ise takipsizlik kararı verildi. 5 imamın İBB'de gassal olarak işe alındıklarından hareketle Ekrem İmamoğlu'na örtük bir şekilde örgüte yardım suçlaması yöneltildi. O dönem tutuklu bulunan DİAYDER üyeleriyle avukatları aracılığıyla yaptığımız görüşmede kendilerinin AKP’li çok sayıda siyasetçi ile bir araya geldikleri öğrendik. 2022 yılında yargılaması başlayan ve İBB’ye uzandırılmak istenen bu davanın 2023’te karara çıkması bekleniyor.

HDP kapatma davası kritik aşamada

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP hakkında açtığı kapatma davasında yargılama, iddianamenin 21 Haziran 2021'de Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle başlamıştı. Neredeyse tüm aşamaları tamamlanan davada Yargıtay, 10 Ocak 2023'teki toplantının gündemine bu davayı aldı. Başsavcı Bekir Şahin, belirlenen tarihte Anayasa Mahkemesine gelerek, sözlü açıklama yapacak. Başsavcı Şahin'in sözlü açıklaması ve HDP yetkililerinin sözlü savunmasının ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak Anayasa Mahkemesi raportörü, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılması sonrası mahkeme başkanı toplantı için bir gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak. HDP hakkındaki kapatma davasını, 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. 2022 yılının takip edilen önemli yargı konularından biri olan bu davanın 2023 yılı içinde büyük önem taşıyor çünkü seçime doğru giderken HDP’nin kapatılması ve 500’e yakın siyasetçi hakkında siyasi yasak kararı çıkması seçimin kaderini değiştirebilir.

Gezi’yi iki kez beraat ettirip sonra mahkum ettiler…

Daha önce iki kez yargılanan ve beraat kararı verilen Gezi direnişi 2022 yılında mahkum edildi. Yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, iş insanı Osman Kavala'ya “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise 18’er yıl hapis cezasına çarpıtılmasına çarptırırken yurtdışından gelerek duruşmaya katılan isimlerde dahil olmak üzere tüm isimlerin tutuklanmasına karar verdi. Kamuoyunun büyük tepkisine neden olan bu karara itiraz edildi. Ancak tutuklu sanıklara rağmen İstinaf Mahkemesi halen dosyayı incelemedi. 2023 yılında bu davadan çıkacak her karar yakından takip edilecek ve kamuoyunun gündemini belirleyecek.

Peker’in ilk kez bir iddiası hakkında soruşturma açıldı

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in ifşaları 2022’ye de damga vurdu. Peker’in gündeme taşıdığı konular hakkında kendisi hakkında 4 ayrı dava açıldı. Bu davalar kamuoyu için büyük önem taşıyor çünkü Peker’in iddialarında ismi geçen kişiler kendilerine iftira atıldığı öne sürüyor. Bu davalarda yaşanacak gelişmeler iddiaların iftira mı gerçek mi olduğunu ortaya koyabilir. Ayrıca Peker’in gündeme getirdiği olaylara ilişkin yakın tarihe kadar hiç soruşturma ve dava açılmadı. Peker’in gündeme getirdiği şu iddiaya kadar. Peker, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve kardeşi AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun Marka Yatırım Holding’in sahibi Mine Tozlu Sineren’den sermaye artırımı için 12 milyon TL rüşvet istediğini iddia etti. Sineren’in ödemeyi reddettiğini belirten Peker, daha sonra Cumhurbaşkanı Danışmanı Serkan Taranoğlu’nun Sineren’e ulaşarak söz konusu danışmanlık şirketinde bir araya geldiklerini belirtti. Sineren ise söz konusu iddiaları doğrularken Beştepe'ye kadar uzanan olayda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan rüşvet iddialarında adı geçen danışmanı Serkan Taranoğlu'nu görevden aldı. Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Bu dosyanın da akıbeti 2023 yılında belli olacak. Ayrıca Peker’in duyurduğu Kolombia’da ele geçirilen 4.9 ton kokaine ilişkin açılan davada tutuklu sanık kalmazken kamuoyu bu dosyayı da yakından takip edecek.

İstiklal saldırısındaki çelişkilere yanıt aranacak

İstiklal Caddesi’nin en kalabalık olduğu günlerden birinde bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda altı kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı. Türkiye seçime doğru giderken patlayan bu bomba 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 arasında yaşanan korkunç günler akıllara getirdi. Patlama sonrası İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, saldırıyı düzenleyen örgüte ilişkin YPG/PKK derken; resmi açıklamalardaki çelişkiler bazı soru işaretlerini de gündeme getirdi. Saldırının faili olarak gözaltına alınan Ahlam Albashır'ın savcılık ifadesinde kullandığı, “Abim Muhammed, Özgür Suriye ordusunda üst düzey komutandır. Muhammed, DEAŞ saldırısı sırasında yaralanmış ve iki bacağında da protez takılıdır. 2017 yılında Ablam Meryem'le YPG kontrolündeki Münbiç'e gittik. Burada Ahmet A. ile sevgili olduk. 2 ay sonra ayrıldık. 2 ay boyunca benden YPG için bir talepte bulunmadı. Münbiç'te YPG üst düzey yöneticileri beni aleyhlerine casusluk yaptığım için tutukladılar” ifadeleri dikkat çekti. Bu patlama nasıl gerçekleşti, arkasında hangi örgüt var, resmi kaynaklar doğru mu söylüyor? Pek çok soru yanıtsız... Gözler Ahlam Albashır hakkında yürütülen soruşturmada. Albashır yargılanmasına muhtemelen 2023 yılında başlanacak. Kafamızdaki pek çok soruya bu davada yanıt arayacağız.

20 yıl sonra ilk dava

18 Aralık 2002 tarihinde, Ankara’daki evinin önünde öldürülen Dr. Necip Hablemitoğlu suikastını gerçekleştirdikleri gerekçesi ile Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) askerleri ve “FETÖ” yöneticilerinin de aralarında olduğu 10 kişi hakkında açılan dava önümüzdeki günlerde görülmeye başlanacak. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın en önemli sanığı 8 Haziran 2022 tarihli gözaltı kararından hemen sonra Bulgaristan’a kaçan, davada FETÖ yöneticilerinin yönlendirmesi ile suikast emrini verdiği ileri sürülen eski albay Levent Göktaş beraber çalıştığı ancak çıkarıldığı mahkemede ‘tanımıyorum’ dediği aleyhine ifade veren isimlerle beraber yargılanacak. Bu dava tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması ve kamuoyu için büyük bir önem taşıyor.

SBK dosyası siyasetin gündemi olabilir

SBK Holding sahibi Sezgin Baran Korkmaz, Türkiye'nin gündemine Sedat Peker'in ortaya döktüğü kirli ilişkilerle geldi. Peker, hakkında Türkiye'de de bir soruşturma bulunan Sezgin Baran Korkmaz'ın yurtdışına çıkmadan önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştüğünü iddia etti. Peker devamında Soylu’nun, Korkmaz'a “Senin hakkında tahkikat yapıldı, yurt dışına çık. Yukarının haberi var, bu parayı da sil, sorun çıkacak” dediğini öne sürdü. Yurtdışına kaçan Korkmaz Avusturya'da ABD'nin talebiyle tutuklandı. Daha sonra ABD’ye teslim edildi. Bugüne kadar ABD'den gönderilen 133 milyon dolar kara paranın Türkiye'de nasıl aklandığı ve buna kimlerin yardım ettiği hiç araştırılmadı. ABD’de tutuklu bulunan Korkmaz’ın konuşması ve ilişkilerini anlatması halinde beyanlarının siyasetin önemli gündem başlığı olması bekleniyor. Yargılama Türkiye’de olmasa da etkisi özellikle iktidar partisini etkileyeceğe benziyor.

Gözler 6 yaşında dehşeti yaşayan çocuğun dosyasında

6 yaşındaki H.K.G’nin İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı Kurucusu olan babası Yusuf Ziya Gümüşel tarafından evlendirildiğini ve Kadir İstekli tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığını ve buna ilişkin yürütülen soruşturmada iddianame düzenlendiğini meslektaşımız Timur Soykan kamuoyuna duyurdu. Türkiye’yi derinden sarsan olayda kamuoyu tepkisi sonucu Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli tutuklandı. İlk duruşma ise Ocak ayında görülecek. Tüm kamuoyunun gözü bu yargılamada olacak.

Kadınlar öldürülürken dernek kapatma davası görülüyor

Türkiye bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Bununla da yetinmeyenler Kadınlara yönelik cinayet ve saldırılarla mücadele etmek ve bu tür eylemleri kayıt altına almak amacıyla 2010 yılında Münevver Karabulut cinayetinin ardından kurulan Kadın Cinayetleri’ni Durduracağız Platformu Derneği’ne "Kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek" suçlamasıyla kapatma davası açıldı. Toplumda büyük tepki toplayan dava devam ediyor. Her gün en az 3 kadının öldürüldüğü ülkemizde bu davada verilecek karar tüm kadınları yakından ilgilendiriyor.

Sansür Yasası ve yargılamalar

Türkiye’nin ve kamuoyunun yakından takip edeceği, bu yılda ülkenin yargı gündemini belirleyecek konular böyle. Son olarak bir konu daha var ki çok elzem. Düşünce ve ifade özgürlüğü, halkın haber alma hakkına sahip çıkma. 18 Aralık 2022 itibariyle Türkiye’de en az 66 gazeteci ve medya çalışanı cezaevinde tutuklu veya hükümlü olarak bulunuyor. Sırf haber yaptıkları için yüzlerce gazeteci 2023 yılında da mesailerini adliyede geçirmek zorunda kalacak. Üstte yazdığımız dosyalarda kamuoyunun gerçekleri okuyabilmesi, rantı, talanı, yolsuzluğu, tarikatlar da istismar edilen çocukların seslerini duyup okuyabilmeleri için bu davaları da yakından takip etmeleri gerekiyor. Sansür Yasası’nın hukuk dışı uygulamalarını 2023 yılında açılan davalar üzerinden sıkça konuşacak gibi gözüküyoruz.

Kaynak:halktv.com.tr