'Taliban'ı Rusya, Çin ve İran'a bela etmek istiyorlar'
DOĞU TUNÇ
- Hocam merhabalar, bize ilk önce ABD’yi Afganistan’a getiren süreci anlatır mısınız?
Afganistan, maliyeti çok yüksek olan bir coğrafya. Zengin ya da petrol kaynaklarına sahip olduklarından değil. Afganistan’da bulunan tüm devletler yok olmuş. 24 Aralık 1979’da, ABD (Amerika Birleşik Devletleri) ve CİA (Merkezi İstihbarat Teşkilatı) teşviki ve kışkırtmasıyla, o zaman ki Afganistan hükümetinin talebi ve çağrısıyla SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) Afganistan’a girdi. 24 Aralık 1979’da SSCB girdiğinde, o zaman dönemin ABD başkanı Jimmy Carter’dı. O zaman Carter’ın ulusal güvenlik danışmanı da meşhur Zbigniew Brzezinski’di. Brzezinski gece, sabaha karşı Carter’ı uyandırır ve der ki: “sayın başkan, SSCB Afganistan’da kendi Vietnam’larını yaşamak üzere Afganistan’a girdi.” Zaten, ABD bunu bekliyordu. ABD, SSCB Afganistan’a girmeden 6 ay önce, orada El-Kaide’nin tohumlarını atmıştı. Radikal cihatçı grupların eğitilmesi, silahlanması ve yetiştirilmesi için hazırlıklar yapmıştı. SSCB 15 Şubat 1989’da çekildiğinde, 600.000 SSCB askeri Afganistan’a ayak basmıştı. SSCB çekilmek zorunda kaldı. Çünkü, ABD yetiştirdiği, eğittiği, donattığı El-Kaide’yi gerçekten iyi kullandı. Usame bin Ladin’de vardı bunların içinde. El-Kaide, SSCB’ye orada ABD Vietnam’ını yaşattı. SSCB, çekildiğinde 50.000 ölü ve milyarlarca dolar kayıpla çekildi.
- ABD El-Kaide’yi besledi, büyüttü SSCB gibi büyük bir devletin bile Afganistan’da yenilmesini sağladı. Peki, sonrasında nasıl oldu da El Kaide, ABD’nin başına bela oldu?
“Çekildikten 1 yıl sonra SSCB çöktü. Yıllar sonra Brzezinski’ye sorarlar. “El-Kaide’yi yetiştirdiniz, donattınız, eğittiniz. Fakat ikiz kuleleri yerle bir etti. Dünyanın başına bela oldu. Pişman değil misiniz?” diye. Brzezinski şöyle cevap verdi: “İkiz kulelerin yerle bir edilmesi mi önemli, SSCB’nin çökmesi mi?” İşte, ABD’nin değişmeyen teröre destek stratejisi budur. Yani, IŞİD’in dünyanın başına bela olması mı önemli? Yoksa Suriye, Irak ve İran gibi devletlerin çökmesi mi önemli?”
- Bu süreçte hep El-Kaide’den bahsediyoruz, Taliban nasıl ortaya çıktı? ABD’nin İkiz Kuleler saldırısından doğru Afganistan’a El-Kaide’yi yok etme amacı ile girdiğini biliyoruz. Peki o dönem Afganistan’ı yöneten Taliban’a neden savaş açtı?
“SSCB çekildikten sonra Afganistan, iç savaş sürecine girdi. 1994 de ‘talebeler’ den adını alan ‘Taliban’ ortaya çıktı. Bu Taliban’ın ve El-Kaide’nin kurulması, eğitilmesi ve desteklenmesi noktasında sadece ABD değil, aynı zamanda Pakistan’ın da istihbarat örgütü büyük roller üstlendi. Çünkü, El-Kaide ve Taliban savaşçıları Pakistan medreselerinden devşirildi ve eğitildi. Bunun için CİA Pakistan ile beraber milyarlarca dolar harcadı. 2000’lere geldiğimizde Taliban, Afganistan’da yönetimi tamamen ele geçirdi. Daha sonra El-Kaide, 11 Eylül 2001’de ikiz kuleler saldırısını gerçekleştirdi. Bunun üzerine, dönemin ABD başkanı George W. Bush ‘terörle savaş’ stratejisini uyguladı. Sınır tanımaksızın, NATO’yu da devreye sokarak, 2001’de Afganistan’da Taliban’a ve El-Kaide’ye karşı savaş başlattı. Neden Taliban’a karşı? Çünkü Taliban o dönem El-Kaide’yi ve Usame bin Ladin’i koruması altına almıştı. Sonuç olarak ABD 2021’e kadar NATO misyonunda Afganistan’da bulundu.”
'ABD 2. Vietnam yaşamamak için çekildi'
- Neden çekiliyor peki?
ABD 20 yıl geçtikten sonra çekiliyor. SSCB, 10 yıllık süreçte nasıl yenildiyse, ABD ve NATO’da yenildi. Çünkü, NATO ilk defa tarihinde 2001’de ‘5. Madde’yi devreye soktu. “1 ülkeye yapılan saldırı, bütün ülkelere yapılmış sayılır” maddesi. Afganistan’da, NATO’nun 130.000 askeri, ABD’nin de 100.000 askeri oldu ama istikrar sağlayamadılar. ABD’nin maddi kaybı 2 trilyon doların üzerinde. Kendi açıklamalarına göre 2400 askeri hayatını kaybetti, benim düşüncem daha fazla sayıda. NATO dışında 3500 koalisyon ülke askeri orada hayatını kaybetti. ABD’nin özel askeri şirketlerinin de 4000 personeli hayatını kaybetti Afganistan’da. Sonuçta ABD yenildi ve 2. Vietnam’ını yaşamamak için çekildi.
- Çekilmesinde başka plan, denge ve stratejiler var mı?
“Burada çok önemli bir konu var. ABD, 20 yıl dayandı da, 2 trilyon doların üstünde para harcadı da, şimdi mi aklına geldi çekilmek? Daha önce de birkaç kez Barack Obama’dan beri Taliban ile uzlaşmak için masaya oturma durumu oldu. Şimdi, ortaya bir Çin gerçeği çıktı son yıllarda. Çin gücü ABD’yi çok olumsuz etkiliyor. Hem ekonomik, hem askeri olarak etkiliyor. Afganistan, Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ projesinin ana merkezinde olan bir coğrafya. Afganistan, Çin ile birlikte Tacikistan, Türkmenistan, Pakistan ve İran’la komşu. Dolayısıyla böyle bir coğrafya Çin için önemli bir coğrafya. Burada bir koridor var, Uygur bölgesi. Çin’in Uygur bölgesi, Afganistan ile komşu. ABD çekilerek ne yapıyor? Taliban’a ülkeyi terk ediyor. Bununla ne sağlayacak? O bölgede Uygurlardan oluşan Türkistan İslam Partisi var. El kaide türevi. Türkistan İslam Partisi hem o bölgede Çin’e karşı mücadele ediyor, hem de bir bölümü Suriye İdlib’de yer alıyor. İdlib’ de yer alan Türkistan İslam Partisi’nin yaklaşık 5000 kadar savaşçısının Afganistan’a doğru götürülme girişimleri var. Nereye? Afganistan’a, Afganistan’da nereye? Afganistan-Çin sınırına. Kime karşı? Çin’e karşı. Kiminle beraber? Taliban’la beraber. ABD Afganistan’ı adeta Taliban’a terk ediyor. Dolayısıyla, Taliban’ın kontrolündeki bir Afganistan; Türkistan İslam Partisi’nin, IŞİD’in ve El-Kaide türevi terör örgütlerinin bulunduğu, istikrarsız bir coğrafya haline gelecek ve Çin, İran ve Rusya’nın başına bela olacak. “‘Afganistan’ı İdlib’den ayrı düşünmek mümkün değil’
- Bu anlattıklarınızdan yola çıkarak ABD Ortadoğu’da oluşturduğu denge ve gücü Afganistan’a çekmek ve o bölgede Çin ve Rusya’yı etkisizleştirmek amacında diyebilir miyiz?
“Bu açıdan baktığımızda ABD aslında büyük bir tablonun adımını atmış oldu. Afganistan’ı İdlib’den, İdlib’i Afganistan’dan ayrı düşünmek mümkün değildir. İdlib, Türkiye’nin Hatay iline sınırı olan bir yerdir. Burada HTŞ (Heyetu Tahriru’ş Şam) denilen, şu anda ABD, BM (Birleşmiş Milletler) ve Türkiye’nin terör örgütü listesinde olan bir örgüt var. İdlib’in çoğunun kontrolü bu örgütün elinde. Bu örgüt El-Kaide’den koptu ve bu isimle böyle bir oluşum gerçekleştirdi. Türkistan İslam Partisi’de İdlib’de. Çin’in Uygur El-Kaide’si dediği bir yapı bu ve İdlib’de. Şimdi ABD, Türkistan İslam Partisi’ni yaklaşık 5-6 ay önce terör örgütleri listesinden çıkardı. Halbuki Türkistan İslam Partisi, radikal HTŞ’den daha radikal bir örgüt. Bunu 5-6 ay önce çıkardığında Afganistan’dan çekilmiyordu. Şimdi taşları birleştirdiğimizde, Türkistan İslam Partisi’ni terör örgütleri listesinden çıkarıyor. Daha sonra maddi destek, eğitim desteği, donanım ve silah desteği ile İdlib’de bulunan 5000 Türkistan İslam Partisi savaşçısını Afganistan’da Çin sınırına, Çin ile savaşıp Çin’in istikrarını bozsun diye gönderiyor. İdlib’ de ki HTŞ neden Afganistan ile ilişkili? ABD, HTŞ’da terör örgütü listesinden çıkarma adımları atıyor. Terör örgütleri listesinden çıkarınca ne yapacak? Açıkça maddi, mali, ekonomik, silah, donatım ve eğitim desteği sağlayacak. Bunları Afganistan’da, Libya’da vs. herhangi bir yerde kullanacak. Şimdi Çin önemli olduğuna göre, yakında “HTŞ savaşçılarının bir bölümü Afganistan’da, Çin sınırında” haberlerini duyabiliriz.”
‘İdlib’den getirdiği radikal unsurlarla istikrarsızlaştıracak’
- Peki bu nasıl bir yenilgi, ABD yenilgisi ile yeni bir denge kuruyor diyebilir miyiz?
“ABD bir taşla, çok fazla kuş vuruyor. Çin’in “Bir Kuşak, Bir Yol” projesini engelliyor. Çin’nin sınır olduğu Afganistan’ı iç savaş yaşayan, istikrarsız bir coğrafyaya dönüştürüyor. Çin’in hem ekonomik, hem askeri gücünü oraya sevk etmesini ve yoğunlaştırmasını sağlıyor. ABD’nin bu yaptığı ucuz bir şekilde Çin’in yükselişini ve “Bir Kuşak, Bir Yol” projesinin bu bölgede önlenme projesidir. Ne diyor ABD istihbarat kaynakları? ABD ve CİA 2-3 hafta önce senatoya yaptığı açıklamada: “Afganistan iç savaşa sürükleniyor, Taliban Afganistan’da güçleniyor, Taliban 6 ay içerisinde kontrolü ele geçirebilir.” Peki, ABD’nin Afganistan komutanı General Austin Scott Miller ne diyor? “Afganistan iç savaşa sürükleniyor ve Taliban Afganistan’ı kontrol etme adımlarını hızla arttırıyor.” Bu parçaları birleştirdiğimizde, demek ki önümüzdeki süreçte Taliban’ın gittikçe güçleneceğini göreceğiz. Ki şu anda kuzeyde ve güneyde ilçe merkezlerini ve il merkezlerini ele geçirip gittikçe toprak kazanıyor. Afganistan coğrafyasının %70’ini kontrol ediyorlar. Başkent Kabil’e doğru ilerliyorlar. Böyle bir güçten bahsediyoruz. ABD ve diğer NATO ülkeleri Afganistan’ı böyle bir durumda, bu duruma terk ediyorlar. Şu gerçek ortaya çıkıyor. Taliban güçlenecek ve 6 ay içerisinden kontrolü ele geçirecek. ABD Afganistan’ı, İdlib’den getirdiği radikal unsurlarla istikrarsızlaştıracak. Bu coğrafyayı Çin’e ve diğer komşuların başına bela edecek.”
‘O bölgeyi, Rusya ve Çin’e kaptırmak istemiyor, bela etmek istiyor’
- ABD’nin Rusya, Çin ve İran ile çevrili stratejik bir coğrafya olan Afganistan’da bulunarak büyük bir denge oluşturucu konumundayken buradan çekilmesi ABD açısından kötü bir imaj değil mi?
“ABD özel güvenlik-askeri şirketlerini ya da askeri varlığının bir bölümünü orada bırakabilirdi, ama bırakmıyor. Fakat buna rağmen, ABD’nin çevre ülkelerde üs oluşturma girişimi var şimdi. Türkmenistan, Özbekistan, Pakistan gibi. Orada üs elde ederek, herhangi bir durumda, Rusya veya Çin’in Afganistan’ı kontrol etme olasılığına karşı önlem alıyor. ABD bu olasılıklara o üslerden müdahale etmek istiyor. Onu yapamazsa körfezden müdahale edecek. Dolayısıyla, ABD aslında çekiliyor ama, oradan vazgeçmiş değil. O bölgeyi, Rusya ve Çin’e kaptırmak istemiyor, bela etmek istiyor.”
- Türkiye’de NATO adı altında Afganistan’a giren ülkeler arasındaydı. Şimdi tüm NATO ülkeleri çekiliyor. Fakat Türkiye kalarak Kabil Havalimanı’nın güvenliğini sağlamak istiyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında?
İşte bu vazgeçmeme noktasında Türkiye devreye giriyor. ABD ile Türkiye arasında görüşmeler devam ediyor. Türkiye orada 6 yıldan beri, Kabil Havalimanı güvenliğini sağlıyor. Yaklaşık 600 asker var. Türkiye 20 yıldır Afganistan’da muharip (savaş) görevi yapmıyor. Hiçbir zaman Afganistan’da diğer NATO üyesi ülkeleri gibi muharip görev üstlenmedi. Ne üstlendi? İnsani yardım, eğit-donat-yapılandır, inşaat gibi insani yardımlarla ilgili, Afganistan halkına yardım ile ilgili görevler üstlendi. Dolayısıyla Afganistan halkı ile Türkiye arasındaki ilişkiler son derece olumlu ve iyi durumda. Atatürk zamanından beri Afganistan ve Türkiye arasındaki ilişkiler bu yönde seyrediyor. Çünkü Afganistan Türkiye’yi ilk tanıyan ülkedir. Atatürk ‘Sadabat Paktı’na İran ve Irak ile birlikte Afganistan’ı da dahil etti. Dolayısıyla çok iyi ilişkilerimiz var. Ama şu anda durum değişmiştir. Afganistan coğrafyasında Afganistan halkının hükümetinin yönetimi yok. Kim var? Taliban var. Taliban diyor ki: “Türkiye 20 yıl önce NATO ile beraber geldi, evet Müslüman bir ülke ama Taliban olarak biz Afganistan’ı ele geçireceğiz ve ‘Afganistan İslam Emirliği’ni kuracağız. Emirliği kurunca Türkiye ile görüşürüz, eğer anlaşma sağlarsak çağırırız, ama şu anda burada kalmalarını istemiyoruz.” Daha sonra yaptığı açıklamada “Herhangi bir askeri varlık olursa, onu işgalci olarak ilan ederiz.” Afganistan’da gücün çoğunu elinde bulunduran ve gittikçe güçlenen Taliban, Türkiye’nin kalmasını istemiyor. Sadece Afganistan hükümeti Türkiye’nin kalmasını istiyor. Peki kalmalı mı? Şu an Afganistan’da, katlanılabilir riskin üzerinde bir risk var. Çünkü, Taliban Kabil’e ve havalimanına yaklaşınca, Türkiye askeri ile karşı karşıya kalınca, işgalci olarak bakacağını açıkladı. Türkiye şunu yapmalı: ABD istediği için değil elbette, ama Türkiye diyecek ki “Afganistan devleti ile beraber Taliban’da benim Afganistan’da kalmamı talep etsin, istesin. BM Güvenlik Konseyi’nde bir karar çıksın.” Çünkü durum değişmiştir. NATO misyonu ortadan kalkmıştır. Yeni bir görev vardır. Türkiye kalacaksa BM Güvenlik Konseyi, özellikle 5 daimi üyesi ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Rusya ve Çin ‘evet’ demelidir. Çünkü, Rusya da Türkiye’nin askeri varlığının orada kalmasına karşı. NATO ile beraber geldi, NATO ile beraber çekilsin diyor. Türkiye, ABD ve NATO’dan ekonomik, siyasi vb. taleplerde bulundu. Askerlerin bütün giderlerinin NATO kaleminden karşılanması lazım, o da yetmez ABD ve NATO’nun askerlerimize istihbarat, ulaştırma, harekat; gerekirse savaş uçağı, helikopter, hava savunma, silah desteği sunması lazım. Ayrıca mali ve ekonomik desteğin hepsinin ABD ve NATO tarafından karşılanması lazım.
- Bütün söylediklerinizden yola çıkarak şöyle bir soru sormak istiyorum. ABD, Taliban ile anlaşmalı bir şekilde mi Afganistan’dan çıktı? Yoksa ABD Taliban’ın yükselişini bir fırsata çevirip bilerek mi çıktı? Diyebiliriz
“Taliban’ın yükselişini fırsata çevirerek çıktı diyebiliriz. Hem Taliban yükselişi var, hem ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ projesi ile paralel olarak Çin’in yükselişi var. ABD Mayıs 2021’de çekilecekti. Katar’ın başkenti Doha’da ABD ve Taliban temsilcileri bir anlaşma yaptı. Fakat, Joe Biden hükümeti gelince, bu anlaşma Eylül 2021’e ertelendi. Bu anlaşmaya biz ABD-Taliban anlaşması diyemeyiz. Bu anlaşmanın nedenleri önemli çünkü. Nedeni, ABD’nin Çin’in yükselişini engellemek için Afganistan’da kalması çok pahalıya patladı ve patlıyordu çünkü. ABD’nin, hem ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ projesinin bulunduğu bir coğrafyada, hem de Taliban’ın gittikçe güçlendiği bir coğrafyada bulunuşu ABD’yi her durumda çok kayıplı bir duruma sokacaktı. O zaman ne düşündü ABD? Tarihi tekerrür ettirdi. Daha önce 1979’da uyguladığı politikayı tekrar uyguladı. Taliban’ın işine ve güçlenmesine engel olmayarak. Üstüne üstlük, İdlib’den ve başka yerlerden Çin’e karşı olan radikal unsurları da buraya gönderip, maaşlarını ödeyip yeni bir denge kurdu. El-Kaide, Türkistan İslam Partisi, IŞİD, HTŞ gibi radikal unsurlarla bu bölgeyi istikrarsızlaştırıp bir iç savaş sürdürürken, Taliban elinde ve kontrolündeki Afganistan’da, Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ projesini de engellemiş oldu. ABD’nin amacı budur.”
‘Afganistan dünya eroin ihtiyacının %85’ini karşılar durumda’
- Çok teşekkür ederim, benim soracaklarım bu kadar. Sizin eklemek istediğiniz var mı?
“Evet, şunu da söylemek isterim, bu çok önemli. 1970’ler de SSCB Afganistan’dan çekildiğinde Afganistan’da afyon üretimi 100 tondu. ABD işgal ettikten sonra 8000 tona çıktı. Yani ABD 20 yılda, Afganistan’da ki 100 ton olan afyon üretimini 80 kat arttırdı. Afganistan, o tarihlerden bugüne gelindiğinde, dünya eroin ihtiyacının %85’ini karşılıyor durumda. İşte ABD’nin Afganistan’da bıraktığı enkaz budur.”
Eski NATO Afganistan Kıdemli Sivil Temsilcisi Hikmet Çetin uyardı: Afganistan'da büyük risk var
Beyaz Saray: Afganistan'dan çekilme planımızda bir değişiklik yok
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Afganistan yorumu