Obama da durup ağlamıştı: Bu kapıdan çıkan bir daha dönmedi

Obama da durup ağlamıştı: Bu kapıdan çıkan bir daha dönmedi
Senegal'deki Goree Adası, milyonlarca Afrikalının köle olarak Amerika’ya gönderildiği dönemin simgesi. “Geri dönüşü olmayan kapı” ile bilinen Köle Evi, bugün atalarını anmak isteyen ziyaretçilerin gözyaşlarıyla yüzleştiği bir hafıza mekânı olarak ayakta duruyor.

Senegal'deki Goree Adası, milyonlarca Afrikalının köleleştirilerek sürgün edildiği dönemin tanığı olarak geçmişin karanlığını bugüne taşıyor.

Senegal açıklarındaki Goree Adası, yüzyıllar boyunca Batılı sömürgecilerce yurtlarından koparılan Afrikalıların acı dolu yolculuğuna tanıklık etti. 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar milyonlarca insanın Amerika’ya zorla gönderildiği Atlantik köle ticaretinin merkezlerinden biri olarak kayıtlara geçti.

1978’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan ada, insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden biri olan köleliğe dair hafızayı korumak amacıyla bugün hâlâ ziyaretçilerini ağırlıyor.

1791 yılında Santo Domingo Adası’nda Fransız sömürge yönetimine karşı başlayan isyan, beş yıl süren mücadelenin ardından bağımsız Haiti'nin kurulmasıyla sonuçlandı. Haiti, köleliği resmen kaldıran ilk devlet olarak tarihe geçti.

obama-da-durup-aglamisti-bu-kapidan-cikan-bir-daha-donmedi1.jpg

UNESCO da bu mücadeleyi anmak üzere 1998’de 23 Ağustos’u “Uluslararası Köle Ticaretinin Anılması ve Köleliğin Kaldırılması Günü” ilan etti. İlk tören Haiti’de, sonraki yıl ise Goree Adası’nda yapıldı.

Adanın en çarpıcı yapısı, 1776 yılında Fransızlar tarafından inşa edilen ve “Köle Evi” olarak bilinen bina. Bu yapı, Atlantik ötesi köle ticaretinde toplama ve sevkiyat merkezi olarak kullanıldı.

Batı Afrika’nın dört bir yanından getirilen Afrikalılar burada zincirli şekilde günlerce bekletildi. Gemiler hazır olduğunda dışarı çıkarılıyor, sağlık kontrollerinden geçirilerek çalışmaya uygun olanlar Amerika’ya gönderiliyordu. Çalışamayacak durumda olanlarsa ya yerel pazarlarda satılıyor ya da ölüme terk ediliyordu.

Binanın üst katında Avrupalı tüccarlar yaşarken, alt katta zincire vurulmuş insanlar yaşam savaşı veriyordu.

Köle Evi’nin alt katındaki dar geçit, Atlantik Okyanusu’na açılıyor. Bu geçit, "geri dönüşü olmayan kapı" olarak anılıyor. Çünkü burası, Afrikalıların anavatanlarında son kez ayak bastıkları nokta.

Bugün dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçiler, kapının önünde sessizce durarak yüzyıllar önce yaşanan bu trajediyi anıyor.

Özellikle ABD’deki Afrika kökenli insanlar için bu yapı, atalarının çektiği acıları hatırlamanın ve onlarla bağ kurmanın manevi adresi olarak kabul ediliyor.

Ziyaretçiler dua ediyor, gözyaşlarına hâkim olamıyor ve bu noktayı kendi kökleriyle yüzleşmenin sembolü olarak görüyor.

1991’de Nelson Mandela’nın, 2013’te ise dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın ailesiyle birlikte yaptığı ziyaretler, Goree Adası’nı dünya gündemine taşıdı.

Obama'nın kapının önünde sessizce durması, Afrika diasporasının atalarının yaşadığı acılara duyduğu derin bağlılığın simgesi hâline geldi.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi