‘Kupa törenimiz çok kötüydü’

‘Kupa törenimiz çok kötüydü’
Galatasaray eski Başkanı Duygun Yarsuvat, okurları için yazdığın 20. şampiyonluğun öyküsünün 3. bölümü...20. şampiyonluğumuz sosyolojik bir olaydır. Bir kez insanlar birbirini severse, o sevgi hep devam eder. Yabancılar ve...

Galatasaray eski Başkanı Duygun Yarsuvat, okurları için yazdığın 20. şampiyonluğun öyküsünün 3. bölümü...

20. şampiyonluğumuz sosyolojik bir olaydır. Bir kez insanlar birbirini severse, o sevgi hep devam eder. Yabancılar ve Türkler birleşince, 4. yıldız geldi.

Florya’da o sevgi ortamını yaratanlar Ali dürüst ve Abdurrahim Albayrak’tır. Bir gün baktım, Albayrak ve Sneijder tavla oynuyor. Gerçi paranı alamazsan sevgi falan kalmaz. Paralar da ödendi.

Bu takım sevgi şampiyonu… Gerçekten incelenmesi gereken, sosyolojik bir olay. İnsanlar bir kez birbirini severse o sevgi hep devameder. Florya’da o sevgi dolu ortamı yaratanlar ise Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak’tır. Özellikle Albayrak’a herkes çok güveniyordu. Bunu zaman zaman kameralar önünde de dile getirdim. Bir gün tesislere gittim bir baktım, Albayrak ve Sneijder tavla oynuyorlar. “Ulan bunu nasıl öğrettin buna?” dedim. O kadar samimiler ki… Mesela Fenerbahçe derbisine takım otobüsüyle gitmiştim. Bir ara bir Mini Cooper polis arabasının önünden geçip bizim otobüsün önüne kırdı.

MELO’DAN TARIK’A…

Bütün otobüs durduk, ne oluyor diye baktık. Arkadan Felipe Melo bağırmaya başladı. “Tarık, bak sen gidiyorsun” dedi. Meğer Tarık Çamdal’ın Mini Cooper’ı varmış. Hemen espriyi yaptı. Yabancılar ve yerli oyuncular böylesine bütünleşince 4. yıldız geldi. Oyuncuların arasındaki iletişim ve şakalaşmalar Albayrak sayesinde çoğaldı. Gerçi paranı alamazsan sevgi falan kalmaz. Demek paralar da düzenli ödendi. Sonuçta hepsi

profesyonel futbolcu. Para kazanmak için futbol oynuyorlar.

‘3. OLURUZ’ DEDİM

Beşiktaş derbisine kadar ben şampiyon olacağımıza inanmadım. Hatırlarsanız hep şöyle söylüyordum. Rakiplerimizin şansı yüzde 33, bizim yüzde 34… Ama bunu ayıp olmasın diye böyle söylüyordum. En çok deplasmandaki Trabzonspor maçında üzüldüm. Kaybetmiştik. Maç sonrası bu iş bitti dedim. Bundan sonra ancak şerefli üçüncü oluruz. Sonra bir anda işler değişti. Beşiktaş’ı yeneceğimizi biliyordum.

Deplasmanda da yenmiştik. Oyun sistemimiz onları yenmeye uygundu.

FENERBAHÇE MAÇLARINI ASLA İZLEMEM

Beşiktaş galibiyeti beni çok rahatlattı. sonra Rize maçımız kalmıştı. Ama öncesinde

veda yemeği düzenledim. Feriye’de düzenledim çünkü işletmecisi çocukluk arkadaşım. 3 yaşından beri tanırım ve çok severim. Sık giderim, bütün misafirlerimi oraya götürürüm. Sessiz bir yer. Biz oradayken Başakşehir-Fenerbahçe maçı başladı. Ben Fener maçlarını asla izlemem. Rakip takımdan bana ne ben kendi oyuncularıma bakarım. Orada bazı arkadaşlar maçı radyodan dinlemek istediler, ısrarla karşı çıktım.

YÖNETİCİ DEĞİL SPORCU EĞLENİR

Benim aldığım karara göre hiçbir yönetici oraya çıkmayacaktı. Ben yokken karar değişmiş. Oysa bu şampiyonluk yöneticilerin değil sporcuların başarısıdır. Onların eğlenmesi lazım. Bu başarıyı halka yaymak gerekirdi. Kupayla doğru dürüst koşarak tur bile atılmadı. En güzel şeyi yapamadı oyuncular. Hiç beğenmedim şampiyonluk gecesini. O şirket ancak baraj açılışı, köprü açılışı sünnet düğünü falan yapar. 4. yıldız gösterisini kimse anlamadı. 4. yıldız eksikti ve Turgay Şeren tamamlıyordu ama düzgün yapılamadı…

AMİRALLER BEKLEMEZ

Şirket kutlamayı beceremedi. Aşağıda sadece şarkıcılar olmalıydı. Herkesi orada topladılar. Emekçilerin gelmesini ben çok istedim. Ama orada durmasınlar. Gelip kürsüye çıksınlar sonra yerlerine geçsinler. TFF’nin yöneticilerini de oraya aldılar. Adamlar 45 dakika ayakta beklediler. Orduda bazı prensipler vardır. Ben askerdeyken bahriyeliydim. Amiral gemide beklemezdi. Herkes girer, amiral gelince halat alınır ve yola çıkarlar. Kupa töreninde de en son yöneticiler gelmeliydi. orada ayakta beklenmez.

YEMEĞİN İÇİNE ETTİK

Sözümü dinletemedim. Açtılar radyoyu… O sırada Mesut Yılmaz geldi. Zaten Abdurrahim Albayrak’ın yakın dostudur. Motorla geldi hemen yemeğe buyur ettim. Yanıma oturmaz mı? Radyodan o da heyecanla maçı dinlemeye başladı. Ben de kendimi kaybettim. Heyecandan sürekli adama dirsek atmaya başladım. Penaltı kaçırdı Başakşehir. Sonra Fenerbahçe bastırmaya başladı. Sonunda bitti. O anda resmen kıyamet koptu. Mis gibi yemeğin içine edildi! Oysa çok güzel tiramisu vardı. Kalktık sıçramaya başladık.

BAŞKAN OLUNCA NE FARKIN VAR?

İnsanlar en iyi seyahatte belli olur. Huysuz mu, uyumlu mu, iyi mi kötü mü? Bazıları nereye giderse gitsin beğenmez. Oturduğu koltuğa bile kafayı takar. Uçaklarda da böyle insanlar ortaya çıkar. Ben önde oturacağım diye tuttururlar. Git otur kardeşim. Halbuki en iyi yer arkadır. Rahat edersin. Herkesi görürsün seni kimse görmez. Kafanı falan rahat kaşırsın. Diyarbakır’a gidiyorduk. Biletleri kendimiz aldık. Ekonomide uçtum. Bazıları başkan orada gidemez demiş. Başkan olunca tüy mü dikiyorsun kardeşim?

KUPA TÖRENİ ÇOK KÖTÜYDÜ

Ben kutlamalarla ilgili bir toplantı yapmadım. Artık yeni yönetim gelmişti, onlara bıraktım. Keşke müdahale etseydim. Bir kere o organizasyon o şirkete verilmez. Kupa töreni düzenleyecek kalitede değillerdi. Tamam ışıklar var ses sistemi var ama sporu hiç bilmiyorlar. Kupa töreni benim anlayışıma göre sporcular ve seyirciler arasında olur. Seyircileri mutlaka işin içine katmak lazım. Kupa tribünde verilmeli. Futbolcular çıkacak, protokolde herkesin elini sıkacak, madalyalar takılacak ve kaptan kupayı alacak. Bu kadar basit./(AMK)