Yeter ki Kılıçdaroğlu ilk turda kazanmasın

Bakmayın siz TV ekranlarında rahat konuşmasına… Bakmayın siz en küçük şüphem yok demesine… Bakmayın siz sandıkları patlatacaklarını iddia etmesine…

Erdoğan kazanamayacağını gördü. İteliyor kakalıyor, kendi paralıyor yüzde 44/45’in üzerine çıkamıyor. Bu da en iyi ihtimal.

Kazanamayacağını gördüyse, biliyorsa ne yapmaya çalışıyor diye soracaksınız?

Kılıçdaroğlu’nu kazandırmamak için uğraşıyor. Amacı bu.

İlk turda ben kazanamıyorsam Kılıçdaroğlu da kazanamasın istiyor. Bu sebeple bütün gücüyle Kılıçdaroğlu’na vurdukça vuruyor. Söylediklerinin gerçek olup olmamasının hiçbir önemi yok. İz kalır diye düşünüyor…

AKP’ye yakın yazarları okuyup, AKP’ye yakın anket şirketlerine bakarsanız seçim ikinci tura çoktan kaldı. Biri dışında Erdoğan yüzde 50’nin çok üzerinde kazanır diyen yok! Bir de Devlet Bahçeli var galiba!...

Dikkat ediyorum iktidar ve çevresi seçimin ikinci tura kalacağı havasını yayıyor. Seçmene psikolojik manipülasyon (Gaslighting) yöntemiyle ikinci tur baskısı yapılıyor.

Çünkü Erdoğan’ın bütün umudu seçimin ikinci tura kalıp AKP’nin sandıktan birinci parti çıkmasında. Stratejisini bunun üzerine kurduğu belli… Bir oy bir oydur diye bütün kalıpları kırarak/ kırdırarak devletin bütün imkanlarını kullanarak asimetrik siyaset uyguluyor.

Hem de vahşice!..

Önceki akşam TRT’ye çıktı. Gazetecilik vasfını yitirmiş gazeteci ve akademisyenlerin çanak sorularına, ellerine tutuşturulan soruları okumalarına alıştık. Bu kez durum çok farklıydı.

Kısa videolar hazırlamışlar. Propaganda kasetleri desek daha doğru olur. Aralara serpiştirdiler. Kasetlerden birinde CHP’nin PKK ile işbirliği yaptığı, Kılıçdaroğlu’nun PKK’dan emri aldığı uzun uzun anlattı. CHP=HDP= PKK algısı yaratılarak duygulara hitap edildi.

Sonra Erdoğan’a sordular; bunlar bu cesareti nereden buluyorlar?

Erdoğan da bakın Mahmut bey (soruyu soran) diye başladı anlatmaya…

Ardından, Erdoğan’ın 2002’den bugüne katıldığı seçimlerden derledikleri görüntüleri yayınladılar. Her halde video AKP Genel Merkezi’nde hazırlanmıştı. Kelimenin tam anlamıyla propaganda kaseti.

Tabii peşinde buna uygun çanak soru geldi.

Özel bir kanal olsa bana ne bize ne? Demokrasi var, istediğini yapar. İstediği kişiyi militanca da destekleyebilir.

Ama orası TRT… Devletin kurumu. Milyarlık bütçesi var. Bizlerin paralarıyla yayıncılık yapıyor. Yani hakaret etti kişilerin parasıyla o kişilere hakaret ediyor.

Diyeceksiniz ki sen ne diyorsun; devletin bağımsız organları mı kaldı. Parti devleti olduk. TRT de AKP Televizyonu oldu…

Haklısınız…

Aynı TRT Kılıçdaroğlu’nun parayla verdiği ilanları almıyor, yayınlamıyor. Seçim kampanyasına yer vermiyor, ekrana çıkarmıyor.

Amaçları seçimi almak değil. Kılıçdaroğlu’na karalayarak, aleyhine kampanyalar yaparak yüzde 50+1’e ulaşmasını engellemek.

Başarabilirler mi?

Kılıçdaroğlu kimine göre 48’lerde, kimine göre yüzde 55’i buldu. Sonuç ne olur bilmiyorum ama seçim ikinci tura kalırsa kimsenin şaşırmamasını sağlayacak, ‘böyle olacağı beliydi’ dedirtecek yayınlar yapıldığını biliyorum, görüyorum.

Toplumu ikinci tura hazırlıyorlar…

İkinci turun yolu açılsın diye devreye yine referandumda olduğu gibi mühürüz oylar/zarflar girer mi girmez mi, bilemem!..

Ama YSK iyi sinyaller vermiyor.

Geçen akşam, CHP ve İYİ Parti’nin fermuar listeyle seçime katılacağı 16 ilde ‘Millet İttifakı’ şapkasını kullanmasını yasakladı.

Millet İttifakı her yerde olacak ama 16 ilde olmayacak. Seçmen Cumhur İttifakı’nı pusulada görecek ‘Millet İttifakı’nı göremeyecek. Bunu bile düşündüler. YSK da izin verdi...

Depremde devletin acizliğini gören, 48 saat tek başına kalan, 21 yıllık iktidarın kağıttan kaplan olduğunu anlayan seçmenlerin büyük bölümü de oy kullanamayacak. Onu da hallettiler.

Bayramdan sonra torbadan kim bilir daha neler çıkacak!

Hedefleri şu: Kılıçdaroğlu ilk turda kazanmasın, AKP birinci parti çıksın…

Sonrası Allah Kerim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi