Son Dakika | Bahçeli 'İttifakta çatlak yok' deyip Kıbrıs uyarısında bulundu! "Herkes aklını başına alsın"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) seçim sonuçlarını sert ifadelerle değerlendirdi. Bahçeli, “Kıbrıs Türktür, Türk’ün öz vatanıdır. Federasyon tez ve tekliflerinin geçerliliği ve geleceği kesinlikle yoktur” dedi.
KKTC’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılımın düşük olduğunu söyleyen Bahçeli, “Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır” ifadelerini kullandı.
LAFIMI ESİRGEMEM MESAJI
Bahçeli, Kıbrıs tartışmasına gelmeden önce de konuşmasının başında, "Başkaları alınır veya gücenir diye, bazıları darılır veya küser endişesiyle, kimileri rahatsız veya huzursuz olur düşüncesiyle hakikati haykıran dava ve şuur mihrabı olmaktan asla taviz vermeyeceğiz.
Nitekim hakikati arayan, hakikati amaçlayan, hakikat üzere hayat ve siyaset planlayan hiç kimse gürültüye kulak asmaz, ona buna papuç bırakmaz" diyerek sözünü sakınmayacağını vurguladı.
Seçim sonuçlarına rağmen Meclis’in harekete geçmesi gerektiğini bir kez daha tekrar eden Bahçeli şöyle konuştu:
- “Seçim sonucu seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Parlamentosu acilen toplanmalı, seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır.”
İTTİFAKTA ÇATLAK YOK DEDİ AMA ÇOK SERT UYARIDA BULUNDU
Bahçeli, bu açıklamalar sonrası ortaya atılan “Cumhur İttifakı çatladı” yorumlarına da yanıt verdi:
- “Cumhur İttifakı’ndan çatı uçtu, vazo çatladı, anlaşmazlıklar sertleşti” iddiaları ne kadar yaygın ve yoğun olsa da ‘çatlama, patlama, uçma, kaçma’ ifadeleri hükümsüz, itibarsız ve asılsızdır.”
Bahçeli, partisi ve AKP arasında ayrışma olmadığını iddia etse de 'Fakat' diyerek çok sert uyarıda bulundu.
"Herkes aklını başına alsın" diyen Bahçeli şöyle konuştu:
- "Fakat herkesin aklını başına alarak Kıbrıs'taki seçimleri iyi okumasını, federalizme giden mayınlarla dolu güzergahın ülkemize ve bölgemize nasıl yansıyacağını dikkatle tefsir etme halisane temennimdir.
- Meselenin demokratik haklarla ve sandığa saygıyla alakası hiç yoktur. Zira mesele vatan meselesidir. Millet meselesidir. Beka meselesidir. Güvenlik meselesidir. Onur ve şeref meselesidir. Kıbrıs'ta egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüme kapalı duran ve federasyon özlemlerine yeşil ışık yakan bir siyasi zihniyet ve iradenin geçmişin acı ve ıstırap veren olayları tekrar canlandırma ihtimali yabana atılamaması gereken yakın bir tehdittir.
- Kötümserler yalnızca tüneli görür. İyimserler tünelin sonundaki ışığı görür. Hakikat merceğinden bakanlar da hem tüneli hem ışığı hem de gelmesi muhtemel olan azgın treni görür."
Federasyon önerilerini “asimilasyon çarkı” olarak nitelendiren Bahçeli, bu yöndeki adımları “ihanet ve cinayet” olarak değerlendirdi:
- “Federasyona dümen kırmak demek Kıbrıs Türklüğünü asimilasyon çarkında israf etmek, millî ve hukuki kazanımları tırpanlamak demektir.”
"KKTC 82'İNCİ İL OLSUN"
Bahçeli, daha önce 2017 yılında yaptığı açıklamayı hatırlatarak, yeni bir çağrıda bulundu:
- “3 Ekim 2017 tarihli meclis grup toplantımızda demiştim ki: O zaman geldiğinde, şartlar oluştuğunda, tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Millî uyanacak, 81 Düzce'den hemen sonra 82 Kerkük, 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır.
- Bu görüş ve hedefimize sonuna kadar bağlı kalmak kaydıyla, durumun aciliyetine binaen şimdilik kısmi bir revize yaparak diyeceğim şudur:
- 81 Düzce'den sonra 82'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir.
Bahçeli'nin konuşması şöyle:
"Milliyetçi Hareket Partisi'nin özü doğru ve doğal, sözü dobra ve donanımlıdır. Fazilet ve fikriyatımızın refakatiyle, inanç ve ilkelerimizin referansıyla, ülkü ve ahlaki hedeflerimizin rehberliğiyle dava ve siyaset mücadelemizi sürdürmenin amacından başka bir gündemimiz yoktur.
"BAŞKALARI ALINIR DİYE ASLA TAVİZ VERMEYECEĞİZ"
Başkaları alınır veya gücenir diye, bazıları darılır veya küser endişesiyle, kimileri rahatsız veya huzursuz olur düşüncesiyle hakikati haykıran dava ve şuur mihrabı olmaktan asla taviz vermeyeceğiz.
Nitekim hakikati arayan, hakikati amaçlayan, hakikat üzere hayat ve siyaset planlayan hiç kimse gürültüye kulak asmaz, ona buna papuç bırakmaz.
Evvel emirde söylemek ve üzerinde durmak istediğim birinci hakikat şudur. Kıbrıs Türktür, Türk'ün öz vatanıdır.
"FEDERASYON TEZ VE TEKLİFİNİN GELECEĞİ YOKTUR"
Federasyon tez ve tekliflerinin geçerliliği ve geleceği kesinlikle yoktur. Kıbrıs milli davamızdır. Muhterem ecdadımızın alın teri, göz nuru, gönül şuuru hatıra ve hafıza yurdudur. Bu haklı ve hakikatli davadan geri dönüş katiyen yoktur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 6. Cumhurbaşkanı seçmek maksadıyla geçtiğimiz pazar günü Kıbrıs Türkleri sandık başına gitmişlerdir.
Seçmen sayısının 218.313 kişi olduğu bu seçimde katılım oranı yaklaşık yüzde 62.83 düzeyinde gerçekleşmiş. Bu suretle Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Sayın Tufan Erhürman kullanılan oyların yüzde 62.80'ini alarak yeni Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne saygı, şükran ve takdirle anılacak hizmetleri geçen Sayın Ersin Tatar ise kullanılan oyların yüzde 35.77'sini alarak bu demokratik yarışta maalesef geride kalmıştır.
Seçimlerin geçici sonuçları belli olur olmaz kamuoyuyla şu görüş ve değerlendirmemi paylaştım. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'de yapılmış olan seçimin sonuçları çok az bir katılımla gerçekleşmiştir. Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır.
Seçim sonucu seçim kurulu tarafından açıklanmış olsa dahi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Parlamentosu acilen toplanmalı seçim sonuçları ve federasyon dönüşün federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır. Bununla birlikte geride kalan haftada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet Meclisi'nde Kıbrıs sorununa iki devletli çözüm konu öneri oy çokluğuyla kabul edilmişti.
Cumhuriyet Meclisi'nin iradesi federasyon değil egemen eşitliğe dayanan iki devletli çözümün sağlanmasıdır. Alınan yaklaşımla da bizi ortaya bizim ortaya koyduğumuz görüş arasında esasen hiçbir fark yoktur.
"CUMHUR İTTİFAKI'NDA ÇATLAMA PATLAMA YOK"
Mahşeri vicdana olan bu haklı ve tespit ve teklifimizin akabinde "Cumhur İttifakı'ndan çatı uçtu, vazo çatladı, anlaşmazlıklar sertleşti. Görüş ayrılıkları ayyuka çıktı" iddiaları ne kadar yaygın ve yoğun olsa da Türkiye'nin hak ettiği huzurlu, güvenli ve refah dolu günlere ulaşasıya kadar "çatlama, patlama, uçma, kaçma" veya niyet okuyuculuğundan mülhem abuk sabuk ifadeler hükümsüz, itibarsız ve asılsızdır.
"FAKAT HERKES AKLINI BAŞINA ALSIN"
Fakat herkesin aklını başına alarak Kıbrıs'taki seçimleri iyi okumasını, federalizme giden mayınlarla dolu güzergahın ülkemize ve bölgemize nasıl yansıyacağını dikkatle tefsir etme halisane temennimdir.
Meselenin demokratik haklarla ve sandığa saygıyla alakası hiç yoktur. Zira mesele vatan meselesidir. Millet meselesidir. Beka meselesidir. Güvenlik meselesidir. Onur ve şeref meselesidir. Kıbrıs'ta egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüme kapalı duran ve federasyon özlemlerine yeşil ışık yakan bir siyasi zihniyet ve iradenin geçmişin acı ve ıstırap veren olayları tekrar canlandırma ihtimali yabana atılamaması gereken yakın bir tehdittir.
Kötümserler yalnızca tüneli görür. İyimserler tünelin sonundaki ışığı görür. Hakikat merceğinden bakanlar da hem tüneli hem ışığı hem de gelmesi muhtemel olan azgın treni görür.
Adeta kalıcı, adil, sürdürülebilir barış ve huzurun sağlanması için egemenlik eşit egemen eşitlik temelinde iki devletli bir çözümün vasat ve varlık bulması kaçınılmazdır.
Federasyona dümen kırmak demek Kıbrıs Türklüğünü asimilasyon çarkında israf etmek milli ve hukuki kazanımları tırpanlamak demektir.
Buna da hiç kimsenin hiçbir siyaset önermesinin hakkı yoktur. Hatta bırakınız hakkı olup olmadığını Kıbrıs Türklüğünün Türkiye Cumhuriyeti ile ortak geleceğini darboğaza sokmanın ihanet ve cinayet olacağını bilmek ve görmek mutlak bir gerekliktir.
Güvenlik garantileriyle Kıbrıs'taki Türk askeri varlığını federasyon gevelemesiyle tartışmaya açmak için müsait zaman ve zemin kollayanların çabaları boşuna, hevesleri beyhudedir.
Tarihi ve milli bir hakikatin hile ve hıyanetle dış bağlantılı ayak oyunlarıyla Rumlara şirinlik yapan ucuz numaralarla tahrifi diye bir şey söz konusu dahi edilemeyecektir.
Bunun önündeki aşılamayacak bariyer tarihtir, çekilen acılardır. Türk milletinin egemen ve hükümran mazisidir.
Kıbrıs bir adadan çok daha ötesidir. Kıbrıs Doğu Akdeniz'deki sancak Türk milletinin can damarı, Türk İstiklal ve varoluş ruhunun siyasi, stratejik ve jeopolitik misyonudur. Kıbrıs'ın güvenliği ve geleceği Türkiye Cumhuriyeti'nin güvenlik ve geleceğiyle bir ve aynıdır.
"HERKES HESABINI BUNA GÖRE YAPSIN"
Bu kapsamda Kıbrıs Türktür hep de böyle kalacaktır. Herkes aklını başına devşirip hesabını buna göre yapmalıdır.
Kıbrıs rahmetle andığım şehitlerimizin emaneti Allah'tan uzun ömürler dilediğim gazi ve mücahitlerin bunun yanında Türk Mukavemet Teşkilatı'nın Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın merhum Fazıl Küçük'ün elbette Kıbrıs'lı Türklerin aziz yadigarı namus timsalidir.
Tekraren ifade etmekten etmek gerekirse Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Parlamentosu acilen toplanmalı seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilemeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye Cumhuriyeti'ne katılma kararı almalıdır.
"81 DÜZCE'DEN SONRA 82 KKTC OLSUN"
3 Ekim 2017 tarihli meclis grup toplantımızda demiştim ki o zaman geldiğinde şartlar oluştuğunda tarih coğrafyaya dar geldiğinde Misak-ı Milli uyanacak 81 Düzce'den hemen sonra 82 Kerkük 83 Musul deme hakkının önünde hiçbir güç duramayacaktır. Bu görüş ve hedefimize sonuna kadar bağlı kalmak kaydıyla durumun aciliyetine binaen şimdilik kısmi bir revize yaparak diyeceğim şudur.
81 Düzce'den sonra 82'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olması artık hayat memat konusu haline gelmiştir. Kıbrıs Türklüğünün arasına yuvalanan mandacı ve teslimiyetçi kimi Eoka ve Enosis muhipleri şahsımı ve partimiz hedef alarak size ne size ne sonuçlardan sizi neden ilgilendiriyor demek suretiyle ağız ve ahlak bozukluğunda seviyesiz ve dibe batan bir evreye geçmişlerdir.
Bu gafiller iyi dinlesin. Nasıl olsa Beşparmak Dağları'nda dökülen kanlar sizin değil. Nasıl olsa Akdeniz'de yankılanan çığlıklar sizden çıkmadı. Nasıl olsa gelene ağam gidene paşam demeye alışkınsınız. Hamdolsun tarihsel hafızada taşıdığımız vatan topraklarıyla bağımızı ve ilgimizi manen, fikren ve hasreten hiç kesmedik.
Çünkü biz Kıbrıs'a bakın bakınca vatan görüyoruz. Çünkü biz Kıbrıs denildi mi akan suları durduruyoruz. Çünkü biz Kıbrıs gündeme geldi mi 1571'den itibaren Türk milletinin hakimiyet, haysiyet, asalet ve adaletiyle sivrildiğini anlıyor, anlatıyor, bununla da övünüyoruz."