Son Dakika | Bahçeli: Cemevi'nin ibadethane olması için engeller kalkmalı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugünkü Grup Toplantısı'nda beklenen Alevi açılımı açıklamasını yaptı.
MHP Lideri Devlet Bahçeli, Türk milletinin etnik ve mezhebi ayrışmalarla karşı karşıya bırakılmak istendiğini belirterek, toplumsal bütünlüğe vurgu yaptı. Bahçeli şöyle konuştu:
- “Etnik ve mezhebi kamplaşmanın ateş hattına düşürülmek amacıyla 10 yıllardır kararlılık senaryolarla maruz kalan Türk milletini felaha ve feraha eriştirmek hepimizin asil ve asli görevidir. Türk Kürt ayrışmasını tetikleyen iç ve dış düşman cephesidir.”
Alevi-Sünni ayrımcılığına yönelik kışkırtmalara tepki gösteren Bahçeli, bu çabaların “Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyası” olduğunu savundu. Bahçeli, Cemevlerinin de resmi olarak ibadethane statüsüne kavuşması için Alevi yurttaşlara yönelik mesajlarını ise şöyle sürdürdü:
- “Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam'ın mükellefiyetleri de bizimdir. Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir.”
Bahçeli, Nevşehir Hacıbektaş’ta açılan Horasan Erenleri Dergâhı Cemevi Külliyesi’nin “milli birlik ve beraberliğin nişanesi” olduğunu belirtti. “Hem Aleviyiz hem Sünni, hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz” diyen Bahçeli, ayrımcılığın reddedilmesi gerektiğini vurguladı.
GAZZE ÇIKIŞI! "3-5 ESİR TAKASI YAŞANDI DİYE DAVUL ZURNANIN ALEMİ YOK"
Bahçeli, İsrail’in Gazze’de işlediği suçlara sert tepki gösterdi:
“7 Ekim 2023 tarihinden bu yana tarihin gördüğü ve göreceği en dramatik, en vahim savaş ve soykırım suçu İsrail tarafından işlenmiştir. Bu suçun cezasız kalması asla ve kat’a düşünülemeyecektir.”
10 Ekim itibarıyla Hamas ve İsrail arasında ateşkes sağlandığını hatırlatan Bahçeli, “3-5 esir takası yaşandı diye davul zurna çalmanın bir alemi yoktur” diyerek temkinli olunması gerektiğini söyledi. Kalıcı barış için iki devletli çözümün şart olduğunu vurguladı:
“Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin Cumhuriyeti kurulmadıkça mevzi kazanımlarla avunmak boşuna bir hevestir.”
MHP lideri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e sert sözlerle yüklendi. “CHP yanlış rotadadır. CHP’nin başındaki zat histeri krizine tutulmuştur” diyen Bahçeli, Özel’in yurt dışı gezilerinde Türkiye’yi kötülediğini iddia etti:
- “Özgür Bey'in yurt dışında Türkiye'mizi ve Cumhurbaşkanlığı kabinesini hedef alması işbirlikçi ve manda özlemi çeken bir siyasetçinin hezeyanıdır.”
Özel'in geçen hafta Sinan Ateş ve Serdar Öktem suikastlarine ilişkin, "Bir tek konuşamayan sen MHP'li" sözlerine de Bahçeli şöyle yanıt verdi:
"CHP Genel Başkanı geçen hafta bize parmak sallayarak konuştu....
Öfkeden deliye dönmüş sinirden sanki nöbet geçiriyormuş gibiydi. Kendisine sakinlik ve soğukkanlılığı temenni ediyorum. Ancak Özgür Bey'in yalan ve iftiralara sarılarak yaptığı çiğ ve çirkin siyasetin bizim nazarımızda delikli kuruşla ne bir değerinin ne de bir ederinin olamayacağını hatırlatıyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Kalabalıkta yapılan sahte kabadaylığın tenhada özrü kabul edilmez, edilemez."
Bahçeli'den DEM Parti'ye 'gencecik ceset' tepkisi! "Şehitler bizim kahramanımızdır"
Bahçeli'nin konuşması şöyle:
Etnik ve mezhebi kamplaşmanın ateş hattına düşürülmek amacıyla 10 yıllardır kararlılık senaryolarla maruz kalan Türk milletini felaha ve feraha eriştirmek hepimizin asil ve asli görevidir. Sanal ve sahte bir içerikten mülhem olan Türk Kürt ayrışmasını tetikleyen iç ve dış düşman cephesidir.
İnanan inanmayan, laik antilaik ikilemini tırmandıran yine aynı odaklardır. Dahası ve daha fevrisi ise Alevi Sünni bloklaşmasını siyasi ideolojik dürtülerle süreklilik içinde tahrik ve tahkim etmeye kalkışan Türk ve İslam muhaliflerinin kara kampanyasıdır.
İnanç ve ifade hakkıyla insan ve fikir hürriyetinin kullanımına ses çıkaran, itiraz eden, tepki gösteren, dudak büken kim varsa buna her kim teşebbüs ve tenezzül ediyorsa ya akıl ve vicdan mahrumudur ya da taşeron olarak sahaya sürülen ajan provokatör mahluktur.
Yeri geldiği zaman ihtiyaç duyulan her zeminde bilhassa Alevi İslam inancına aidiyetlik duyan kardeşlerimize ilgili düşüncelerimizi samimi ve şeffaf biçimde paylaştık.
Bir defa şu hususu açık yüreklilikle söylemek mecburiyetindeyim. İşin özünde hepimiz Müslüman değil miyiz? Hepimizin Allah'ı bir, peygamberi bir, kitabı bir, kıblesi bir, itikadı bir değil mi? Hepimiz Türk milletinin onurlu ve şerefli mensupları değil miyiz? Aramıza duvar örmek, set çekmek, aşılmaz bariyerler dikmek için sathındaki yapay etnik ve mezhebi ayrılıklar kimi mihraklar tarafından silah gibi kullanılmadı mı? Birbirimize yan gözle bakmaktan yorulmadık mı?
"BU ÇATIK KAŞLARDAN BIKMADIK MI"
Birbirimizi çatık kaşlarla takipten bıkmadık mı? Yetmedi mi katlandığımız badire ve belalar? Yetmedi mi çektiğimiz çile ve eziyetler? Yetmedi mi maruz kaldığımız sosyal ve siyasal maliyetler? Yetmedi mi yanlış anlamalar ve peşin hükümler? Mayaları karanlıkla yoğurulmuş, kanları yaslı anaların gözyaşlarıyla tuzlanmış İblis uşaklarının tezgah ve tuzaklarını bozmanın ve buruşturup atmanın vakti gelmedi mi? Türk milletinin ebedi ve tarihi varlığında tek yürek olmayalım mı? Gönül rahatlığıyla, vicdan huzuruyla dahası samimiyetle diyorum ki hem Aleviyiz hem Sünni hepsinden evveli de Müslüman Türk milletiyiz.
Mülahazalarım elbette Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin geçmişe sari ve bugüne havi ihtiyaç ve beklentilerini seslendirmeye mani değildir. Sadece maksadım herkesin ve hepimizin üzerinde durması gereken esasen milli ve manevi paydada ortak hissiyat olan yorum ve değerlendirmeleri açıklamaktır. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuz, onların her isteği bizim de isteğimizdir. Aleviliği asıl mecra ve muhtevasından kopartıp inanç ve kültür alanından çıkartanlar bundan tehlikesi siyasi mevzi haline dönüştürmeye çalışanlar büyük bir yanlışın failleridir.
"CEMEVİ'NİN İBADETHANE OLMASI İÇİN ENGELLER KALKMALI"
Cami ne kadar bizimse cemevi de bizimdir. Cem de bizim, semah da bizim, imanın ve İslam'ın mükellefiyetleri de bizimdir. Tabulara sığınmanın suni gerginlikleri ve korkuları diri tutmanın inanç ve insan haklarına kapalı durmanın hiçbir sonu ve sonucu yoktur.
Geldiğimiz bu aşamada diyeceğim şudur. Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizin cemevinin ibadet ibadethane olarak görmelerine anlayış ve saygı duymak lazım.
Dün ne diyorsak bugün de aynı çizgideyiz. İftira ve istinatlara sırtını dayayanlar Maraş'tan Çorum'a kadar yaşanan dış mahreçli provokasyonların iç yüzünü hala okuyamayanlar bu nedenle de tarihten husumet üretmek için emre amade bekleyiş içinde olanlar emin olunuz ki bizim ilgi ve irtibat sahamızın da sonuna kadar dışındadır.
Bizim duruşumuz ve duygumuz aynen büyük halk ozanımızın Yunus'un dediği gibidir. Biz gelmedik kavga için bizim işimiz sevgi için. Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldik. Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde şahsımın fani hayattaki bir tasarrufunu Horasan Erenleri Dernekler Federasyonuna hibe etmemizle birlikte yaklaşık 6.000 metrekarelik alana inşa edilip ilk etap açılışı yapılan aynı zamanda dünyanın ve ülkemizin en büyük cemevi projesi olan Horasan Erenleri Dergahı Cemevi külliyesinin milli birlik ve beraberliğimizin nişaneleri arasında yer alması Allah'tan niyazımdır. Bu cemevinin açılış tarihi Hacı Bektaş Veli'nin ebediyete ihtialinin de 754. yıl dönümüne tekabül etmiştir. Ehlibeytin aydınlık meşalesi orada yanacak, yürekleri ısıtan manevi mesajları oradan yankılanacaktır. Edep ve hürmet mektebi Muhammed muhabbet ve meşveret meclisi orada kurulacaktır.
Alevi inanç ve geleneğiyle temelleri kazılan kardeşlik ve kucaklaşma ocağı inanıyorum ki aşkla ve ahlakla körüklenecektir. Manevi kurtuluşumuzun mihmandarı ve mimar başları olan ehlibeytin aziz büyüklerini saygı ve rahmetle yad ediyorum. Ehlibeyt sevdalarına selam ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız ile Horasan Erenleri Dernek Federasyonu Genel Başkanı Sayın Mehmet Şahin başta olmak üzere Horasan Erenleri Dergahı Cemevi Külliyesinin yapımında emeği geçen herkese huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun, uğurlu olsun, canlar hep var olsun.
"İSRAİL SOYKIRIM SUÇU İŞLEMİŞTİR"
Ey soykırımcı Siyonist barbarlık, Allah sizi bildiği gibi yapsın. Gazze şehri dilini ihtiva eden 738 günlük şiddet ve dehşet süreci 9 Ekim 2025 tarihinde kısmen son bulmuş, nihayet İsrail ile Hamas arasında ateşkes rejimi 10 Ekim 2025 tarihinden itibaren de tesis edilmiştir. Mezkur anlaşmanın ilk aşamasının devreye girmesiyle esir takası, insani yardımların sağlanması ve İsrail askerlerinin belirlenen 1. etaba çekilmeleri ile ilgili müspet gelişmeler yaşanmaya başlamıştır. Savaşı sona erdirmek amacıyla dün Mısır'da tertiplenen uluslararası zirvenin ve beliren geniş konsensüs ortamının sadece Filistin-İsrail ihtilafının çözüm iklimini değil Ortadoğu'nun istikrar ve barış arayışlarını da güçlendirmesini hasseten diliyorum. Asıl mesele yapılan ateşkes anlaşmasının sahadaki uygulaması ve çatışan tarafların taahhütlerine ve imzalarına sadık kalmasıdır. İsrail'in güven vermeyen askeri ve politik tutumu karşısında da tedbirli ve ihtiyatlı hareket kaçınılmaz bir gerekliliktir. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana tarihin gördüğü ve göreceği en dramatik, en vahim savaş ve soykırım suçu İsrail tarafından işlenmiştir. Bu suçun cezasız kalması diye bir şey asla ve katda düşünülemeyecektir. Eninde sonunda İsrail Başbakanı ve soykırımda payı olan vandallar küresel adalet ve vicdan huzurunda hesap verecekler. Gazzeli şehitlerin dökülen kanlarının misliyle bedelini ödeyecekler.
"3-5 ESİR TAKASI YAŞANDI DİYE DAVUL ZURNA ÇALMANIN ANLAMI YOK"
Gazze taş, moloz ve toprak yığınına dönüşmüş, 356 kilometrekarelik sahil şeriti acı, hüzün, gözyaşı ve katliamla bezenmiş enkaz ve harabeye gömülmüştür. İsrail ordusunun kısmi geri çekilmesi ve ateşkesin temini ile birlikte yüz binlerce Filistinli ihtiyatlı bir iyimserlik ve zoraki bir tebessümle yıkık dökük evlerine geri dönmeye başlamışlardır. Gazze Şeridi'nin orta kesimiyle güney bölgelerinden kuzey istikametine doğru akan insan seli bir halkın hayat ve varlık mücadelesinde çektiği korkunç ıstırapların adeta geçit merasimini çağrıştırmaktadır. Temennimiz ateşkesin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesinin hitamında kalıcı barışın ve iki devletli çözüm ortamının yeşermesi, yerleşmesi ve herkesçe tasdik edilmesidir. Akıbetinin ne olacağı henüz tam kestirilemeyen ateşkesle oyalanmanın, 3-5 esir takası yaşandı diye davul zurna çalmanın bir alemi yoktur. Gazze'de 67.173 mazlumun canı alınmıştır. G
Gazze'nin masum ve hakkı yenmiş Filistin halkının vatanıdır diyorum. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğüne kavuşmuş, iç siyasi istikrar ve demokratik işlerliğe ulaşmış, bunun yanı sıra Birleşmiş Milletlerde tam üyelik statüsünü elde etmiş bir Filistin Cumhuriyeti kurulmadıktan sonra mevzi kazanımlarla avunmak boşuna bir hevestir.
Türkiye ve bölge ülkelerinin girişimiyle bir yanda huzurlu, güvenli, üniter kaynaşmış bir iç barışı sağlamış Suriye Cumhuriyeti ile diğer yanda küllerinden yeniden doğacak Suriye'de umut ettiğimiz gelişmelere sahne olacak Filistin Cumhuriyeti ile Ortadoğu fırtınalı atmosferinden kurtulacaktır. Gazze'nin huzur, güvenlik ve istikrar amacının yanında sivil, diplomatik ve teknik koordinasyonu sağlayacak bir mekanizma olarak planlanan uluslararası görev ve istikrar gücünün içinde Türkiye'nin yer alması bölgesel huzur ve sükunete azami düzeyde katkı sağlayacaktır. Türkiyemiz adil ve akılcı ara bulucu rolüyle bölgesel ve küresel diplomasinin kemer taşı haline gelmiştir. Bundan ziyadesiyle gurur ve memnuniyet duyduğumuzu söylemek isterim.
"YEGANE İSTİSNA CHP"
Türkiye'nin kudret ve kifayeti artık herkesçe müsellemdir. Ülkesine ve milletine yabancılaşmamış kim varsa bu sarih gerçeği kabullenecektir ki bunun yegane istisnası Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı ve yönetim kadrosudur. Az sonra temas edeceğim gibi Özgür Bey'in İspanya ile başlayan yurt dışı turunun her ayağında ülkemizi kötülemesi dahası Sayın Cumhurbaşkanımıza Gazze konusunda parmağını kıpırdatmadı diyerek iftira atması olacak ve sineye çekilecek şey değildir. Gazze'de yaşanan insani felaketi dünyaya süreklilik içinde ve ısrarla anlatan Türkiye'nin vicdan, merhamet ve insan odaklı diplomasi vizyonudur. Körfez ülkelerine ve İslam dünyasıyla beraber kuzuların sessizliği içinde soykırımı tribünden izleyenlere boy aynası tutup gerçeklere haykıran hala ne duruyorsunuz diye çağrıda bulunan Türkiye'dir. Gazze faciasını uluslararası topluma devamlı aktarıp Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde geniş çaplı protesto gösterilerinin ve toplumsal kitlelerin eyleme geçmesinin ilk kıvılcımını yakan Türkiye'dir. Adından ve duruşundan söz ettiren, bundan dolayı saygı uyandıran bir Türkiye fotoğrafı apaçık şekilde ortadadır. Böyle bir Türkiye'den iftihar etmek helal olsun demek için oncu buncu şu partili bu partili olmaya lüzum ve ihtiyat yoktur.
Evvel emir insan olmak, mertçe davranmak, ülke ve millet sevgisinde ermek ve bir başka ifadeyle de adam gibi adamlıktan taviz vermemek yeterlidir. Değerli arkadaşlarım, konuşmamın başında kibirli narsistler, işgüzar gevezeler, bencil muhterislerden bahsetmiştim. Ne hikmetse Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine baktığımda maalesef gördüğüm bunlardır.
CHP Genel Başkanı geçen hafta bize parmak sallayarak konuştu....
Öfkeden deliye dönmüş sinirden sanki nöbet geçiriyormuş gibiydi. Kendisine sakinlik ve soğukkanlılığı temenni ediyorum. Ancak Özgür Bey'in yalan ve iftiralara sarılarak yaptığı çiğ ve çirkin siyasetin bizim nazarımızda delikli kuruşla ne bir değerinin ne de bir ederinin olamayacağını hatırlatıyorum. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Kalabalıkta yapılan sahte kabadaylığın tenhada özrü kabul edilmez, edilemez.
Bizim haddimiz bu uçurum siyaset müelliflerinin haddini bildiği kadardır. Hazreti Mevlana diyor ya insanı güzel yapan yüzüdür.
Yüzü güzel yapan gözüdür. İnsanı insan yapan da ağzından çıkan sözüdür. Özgür Bey'in yolu yol değildir, takip ettiği siyaseti ahlaklı siyaseti hiç değildir. Bu muhalefet patırtısının yurt dışında ziyaret ettiği her ülkede Türkiye'mizi ve Cumhurbaşkanlığı kabinesini hedef alması işbirlikçi ve manda özlemi çeken bir siyasetçinin hezeyanıdır.
Dünya genelinde hangi ülkeye bakarsanız bakınız biraz sonra anlatacağım bazı istisnalar dışında hangi ülkenin muhalefetini incelerseniz inceleyiniz ülke ve milletini şikayet eden çürümüşlüğe tesadüf edemezsiniz. Özgür Bey'in Brüksel'de ikram edilen meydanda yaptığı mitingde iktidarı Trump'a çalışmaya başladığını iddia etmesi Türkiye'mizi ayaklar altına alması gayri milli ve gayri ahlaki bir siyasetin kokuşmuş örneğidir. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun buna ortak olanlara da yuh olsun. Bakınız bu yılki Nobel Barış Ödülü Venezuelalı gözde bir muhalefet liderine verildi. Bu hanımefendi Amerika Birleşik Devletleri'nin ülkesine müdahale etmesini isteyecek kadar zıvanadan çıktı. Siyonizmin hayranları arasında yerini aldı. İsrail'in bile ülkesine askeri müdahale etmesini talep etti. Bildiğiniz gibi ödülü de Amerika Birleşik Devletleri Başkanına ithaf etti. Cezaevinde bulunan eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da Venezuela'da demokrasi ve özgürlük mücadelesi verenlerin başarısı diyerek bu bahsettiğim şahsı aldığı Nobel Barış Ödülünden dolayı kutladı. İşte CHP budur. Aziz Atatürk'ün kemikleri sızlamaktadır. CHP'de eksen kaymış, erdem kaybolmuş, Türkiye'ye ve Türk milletine muhalefetten yabancı beslemesi bir anlayış maalesef yuvalanmıştır. Dinamiti bulup insanlığın felaketine hizmet eden birisinin adına verilen barış ödülü elbette ve kesinlikle bizim nezdimizde rüşvetin, hilenin, emperyal heveslerin ve su katılmamış rezaletlerin küresel dolaşımından küresel dolaşımından başka bir şey olmayıp yok hükmündedir. Alın ödülünüzü tepe tepe kullanın. Sonra da başınıza külah diye geçirin. Bizim için bizim için yegane ödül Allah'ın rızasını kazanmak, milletimizin sevgi ve takdirine layık olmaktır. Yabancı ülkelerde Türkiye'mize hakaretler yağdıran seçilmiş Cumhurbaşkanına iftiralar savunulan savura muhalif bir siyasetçinin adres ve yeri hatta daha mutlu ve mesut olacağı memleketi de zannediyorum haricimizdeki herhangi bir ülkedir. Ayıptır ayıp. Bu kadar ağır sikleti millet terazisinin çökmesi söz konusu değildir. İstiyoruz ki kol kırılsın yen içinde kalsın. İstiyoruz ki geçmişten tevarüs ettiğimiz yaraları saralım ve şifa dağıtalım. Kardeşçe ve huzur içinde yaşayalım. Kimin ne meselesi, kimin ne diyeceği varsa oturup konuşalım. Ortak aklın ve ortak iradenin refakatinde ülkemize müftail bir siyaset ruhuyla hizmet edelim. Ülkemizi yabancılara şikayet etmek şerefli bir tavır değildir. Arsızın güçlü olması haklının suçlu olmasının yolunu açacaktır. Çok şükür arsızlar ve arsızlık kaybedecek haklı ve ahlaklı olanlar mutlaka kazanacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi yanlış rotadadır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin başındaki zat histeri krizine tutulmuştur. Bizim sağduyu ve sükunetle perçinlenmiş kamil duruşun her kilidi açacak anahtar işlevine ihtiyacımız vardır. Aklı selim kalbi selim ve zevki selim sağ ayağında konuşmaya ve sorunları mutabakatla ele almaya asgari seviyede de talebimiz olacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi yanlış rotadadır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin başındaki zat histeri krizine tutulmuştur. Bizim sağduyu ve sükunetle perçinlenmiş kamil duruşun her kilidi açacak anahtar işlevine ihtiyacımız vardır.