Müsavat Dervişoğlu Devlet Bahçeli'nin DEM Parti planını anlattı

İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu, MHP Lideri Bahçeli'nin terör örgütü uzantısı olarak tanımladığı DEM Parti'yi TBMM'de alkışlaması sırasındaki bakışını anlatıp o an Meclis'te hiç bilinmeyen hazırlığı anlattı.

Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın sunduğu Yeni Bir Sabah programına İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu konuk oldu.

Müsavat Dervişoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda Bütçe görüşmeleri sırasında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ı alkışlayan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye baktığı anı anlattı.

Dervişoğlu, Bahçeli'ye şaşırmadığını belirtip yapılan hazırlığı anlattı. Dervişoğlu, Bahçeli'nin her şeyi planladığını anlattı.

Dervişoğlu, Bahçeli'nin bir hamle yapmadan önce basına haber verdiğini ve alkıştan önce basın mensuplarının çoktan hazırlanmış olduğunu söyledi.

gedf00twsaaw3zh.jpg
FOTO: Serdar Özsoy

Dervişoğlu şöyle konuştu:

BAHÇELİ'NİN DEM PARTİ ALKIŞINA BAKIŞININ DETAYLARINI ANLATTI

  • Şaşırmadım.Beklentilerimin hilafına bir şey değil, davranış değil bu, ayrıca ipuçları da vardı orada.
  • Sayın Bahçeli bu tür şeyleri yapmadan önce yakınları tarafından medyayı haberdar eder.
  • Sayın Bakırhan kürsüde konuşurken ve konuşmasının sonuna gelindiğinde ya da yaklaşıldığında basın tribünündeki gazetecilerin tamamı Bahçeli'ye tevcih ettiler objektiflerini.
  • Dolayısıyla böyle bir hazırlığın olduğunu orada gözlemledim. Önceden bildirilmiş. Devlet Bey bir şey yapacak konuşmanın sonunda diye.
  • Gazetecilerin kameraları Devlet Bey'in olduğu tarafa yönelince ben böyle bir şey olacağını tahmin ettim. Hatta onu konuştuk Turhan Bey'le aramızda.
  • Mesele de odur yani.
  • Turhan beye, 'Herhâlde alkışlayacak, gazeteciler hazırlık yapıyor' dedim.
  • Yani coşkuyla da değil, iştiha ile yapılan bir alkışlama. İştahla.
  • Gülerek alkışladı. Elbette ki şimdi siyasi muarızlarınızın, siyasi rakiplerinizin doğru bir şey söylediğinde alkışlanmasında bir mahzur yok bana göre.
  • Bu DEM olsa da Kim olursa olsun. Yani şimdi netice itibariyle bütçede konuşma hakkı olan, devlet tarafından bütçelendirilen, devlet tarafından makam arabası verilen, komisyonlarda temsil edilen bir siyasi parti.
  • Geçmişte bunu ben söylediğim için eleştirildim Milliyetçi Hareket Partili bir kesim tarafından.

"DEM PARTİ TBMM'DE TEMSİL EDİLEN BİR PARTİDİR"

  • Anayasal çerçevede Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen bir siyasi partidir.
  • Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde başkanlık makamına riyaset eden başkan vekilleri var dedim.
  • O zaman beni HDP'nin, PKK'nın uzantısı olan HDP'yi meşrulaştırmakla itham etmişlerdi. Hani yayın hakkı da alan. Sayın Başkan, ama bugüne kadar söylediklerinde herhangi bir değişiklik olmayan, bugüne kadar Milliyetçi Hareket Partisi tarafından telkin edilen söylemlerin bugün alkışlanması hâli aslında Milliyetçi Hareket Partililerin düşünmesi icap eden bir hâldir.
  • Onun için bana atfen köşe yazıları yazmaya, televizyon yorumları yapmaya da hiç gerek yoktur.
  • Ben kendimin kim olduğunu biliyorum, mazimin ne olduğunu biliyorum ve buna bağlı olarak mensubu olduğum geçmişte mensubu olduğum bir siyasi hareketin bugünkü mensuplarına karşı sorumluluğumun ne olduğunun idraki içinde yaşıyorum.
  • Ama bu benim gerçekleri konuşmamı engelleyemez. Yani bu değişikliğin bizzat Sayın Bahçeli tarafından izahı muhtaç olduğunu görüyorum ben

"BUNLAR BAŞKASININ PLANINA ALET OLMUŞ MAZERETLERDİR"

  • (MHP kurmaylarının bakın Suriye'de neler oluyor deyip Öcalan çıkışını yorumlaması) Bu yaklaşım Suriye'deki hangi gelişmeyi değiştirmiştir? Yani İmralı'daki cani başının Suriye'deki örgütlerle olan ilişkisi nedir? 25 yıldır cezaevinde yatan adamın onlara uygulayacağı yaptırım nedir? Bunlar başkasının planına alet olmuş olmanın mazeretleridir. Bu diyorum ya bana dün sorduklarında aynen şunu söyledim.
  • Yani bu şaşkın bakışlarından bahsetmişler sosyal medyada ya da ulusal medyada. Ben bu konuya çok şaşırmadım ama bu milletin bir mensubu olarak ziyadesiyle kızdığımı söyleyebilirim.
  • Ve o bakışlarım da şaşkınlıktan değil, kızgınlıktandır. Ayrıca da şunu söylüyorum: Sayın Bahçeli'nin bu gibi süreçlerde atmış olduğu adımların benim açımdan şaşırtıcı bir yanı yoktur.

"BU RİSKİ ÖNCE CUMHURBAŞKANI'NIN ALMASI LAZIM"

  • Sayın Bahçeli bir şey yaptığında, işte son yaptığında da dikkat ederseniz Cumhurbaşkanı Erdoğan Sayın Bahçeli'nin siyaseten büyük risk aldığını söyledi.
  • Bu ülkenin geleceği için siyasi riskler alınması icap ediyorsa bu riski önce Cumhurbaşkanı'nın alması lazım.
  • Bu eğer Devlet Bey'e üstlenmesi icap eden bir risk olarak vazife gibi tevdi edildi ise bunun üzerinde oldukça konuşmak ve tartışmak gerekiyor.
  • Eğer bu riski Milliyetçi Hareket Partisi ve onun genel başkanına bırakıyor iseniz o zaman tevdi edilmiş bir görev ve paylaşılmış bir rol var.

1999'DAN BU YANA BAHÇELİ'NİN HAMLELERİNİ ANLATTI

  • Burada bunun üzerinde düşünmek lazım ve geçmişte buna benzer şaşırtıcı çıkışların da,
  • Sayın Bahçeli'nin şaşırtıcı çıkışlarının da neye mal olduğuna bakmak lazım. Şimdi ben mesela bütün bunları yaşadığımda takvim yapraklarını geriye sarıyorum.
  • Hafızamı da zorluyorum. Mesela 1999 seçimlerinin akşamında Sayın Bahçeli yine milleti şaşırtan bir beyanda bulunmuştu.
  • Yani Fazilet ve DYP dinlensin demişti. Özünde Fazilet ve DYP'yi var zannediyorsunuz. Ama burada başbakanlık DSP'ye verilsin sonucu çıkmıştı.
  • O zaman Fazilet ve DYP'nin birleşmesi, bugün siyaseten bir araya getirdiğimiz merkez sağı dağıtmıştı. Peşinden Türkiye erken seçime sürüklendi.
  • Bunu da yapan biliyorsunuz Sayın Bahçeli. durup dururken Almanya'da yapılan birtakım toplantıları bahane ederek hükumetin yıkılmasına sebep teşkil edecek bir erken seçim çağrısında bulundu. Türkiye'de ona da herkes şaşırdı.
  • Ama bu işin sonucunda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tek başına iktidarının önü açıldı. Başka argümanlardan da yararlandı.

"ABDULLAH GÜL'ÜN ÖNÜNÜ AÇTI"

  • Milliyetçi Hareket Partisi bir dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden uzak kaldı barajı aşamadığı için. 2007'de hatırlayınız cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bir 367 krizi yaşandı.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 367 bulunamadığı için erken seçim kararı alındı.
  • O seçimde Türkiye Büyük Millet Meclisi yeniden yapılandı.
  • Yine Sayın Bahçeli milleti şaşırtan bir karar alarak hiç kimseyle konuşmadan, cumhurbaşkanlığı ile ilgili herhangi bir müzakerede bulunmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gireceğini söyleyerek milleti şaşırttı ve Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesinin önünü açtı.
  • Şimdi üstüne koyuyorsunuz ve geliyorsunuz Yani bütün bunlara bakınca diyorsunuz. 2015'te Haziran seçimleri yapıldı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden tek başına iktidar çıkarabilecek bir siyasi aritmetik oluşmadı. İçin biliyorsunuz istikşafi görüşmeler vesaire yapılmıştı yeni hükumetin oluşumuna dair.
  • AK Parti ile CHP haftalarca görüştü. Evet. Daha bu görüşmelere ve bu yolda herhangi bir adım atmadan Sayın Bahçeli seçimlerin yenilenmesini isteyerek Kendisine yapılan önerileri de reddetti hükümete katılmayı.
  • Adalet ve Kalkınma Partisi'nin tek başına iktidara gelmesinin önünü açtı.

"BAHÇELİ YİNE ŞAŞIRTTI BEN ŞAŞIRMADIM"

  • 2016 yılında darbe teşebbüsü oldu bu ülkede. O darbe teşebbüsünün hitamında Sayın Cumhurbaşkanı'nın olağanüstü hâl koşullarından kaynaklı olarak zaten olağanüstü yetkiler kullandığını, bu yetkilerin olağan hâle getirilmesi için başkanlık sistemine, yani cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesini önerdi Devlet Bahçeli, yine milleti şaşırttı.
  • Ben şaşırmadım ve Türkiye'nin başına bela olan bu ucube sistemi ve tek adamlığa evrilen o ceberrut iktidarı oluşturan düzenin önünü açtı.
  • Yani merkez siyasetin tasfiyesini yapacaksınız. Bir siyasi iktidarın iktidara gelmesinin önünü açacaksınız. Dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Ben iyi bir siyasi tarih okuyucusuyum.
  • Darbe teşebbüsünün rejim değiştirdiği bir ülke yok Türkiye'den başka.
  • teşebbüsün yani nakıs teşebbüs bir de. Sistem değiştirdiği başka bir ülke görmedim. Bütün bunların yapılması hep kırılma noktalarında Sayın Devlet Bahçeli'nin şaşırtıcı söylemlerinden kaynaklanıyor.
  • Onun için ben ona şaşırmıyorum.
  • Ve ben geldiğim yerin fikri müktesebatını da biliyorum. Bana hiç kimse yok efendim devlet aklı, Orta Doğu okuması falan bana gelip de bunlardan bahsetmesin.

"HERKESİN HADDİNİ BİLMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM"

  • Fikri bütünlüğü olmayan, fikri insicamı olmayan, bugünü, gününe kefil olmayan insanlar benimle fikir yarıştırmaya kalkmasın ve benim bu ülkeye olan sadakatimi sorgulamaya kalkışmasın.
  • Onun için herkese haddini bilmesini tavsiye ediyorum. Ben bu ülkenin gerçeklerini konuşmak üzere siyaset yapıyorum.
  • Gerçekleri konuşmak üzere siyaset yapıyorum. Birilerinin yaptığı hataları tevil edecek ya da anlaşılamayacak laflarını tefsir edecek bir sorumluluğum yok benim. Ben bu millete karşı sorumluyum. Millete karşı da görevimi yerine getiriyorum. Yapmaya çalıştığım budur.
  • Vallahi ben çok yakın zamanda bir seçim beklemiyorum. Çünkü seçimin tarihi, muhalefetin yanlış uygulamaları münasebetiyle Sayın Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek hale getirildi.
  • Onun uygun zamanlaması söz konusu olacak. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden bir erken seçim kararı çıkmasını temin edecek aritmetik işlemler yapıyor. Yani meclis aritmetiği üzerinde de çalışmalar yapıyor. Ben ana muhalefet gibi görünen Cumhuriyet Halk Partisi'yle ya da bizle bu konuda Ana muhalefet gibi görünen.
  • Ana muhalefet yok anayasamıza göre. Meclis İçtüzüğü'ne göre de yok. Türkiye'nin ikinci partisi.
  • biraz da anlam yüklensin istiyorum ama bunu tevil için söylemiyorum. Şimdi bazen muhalefet yapıyor. Bazen bir yakınlaşma içerisine giriyor. Normalleşme duygusu ve düşüncesi içerisinde
  • O sebeple atmış olduğu bazı siyasi adımlar Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni stratejiler oluşturmasının önünü açıyor bana göre.

"ERKEN SEÇİMDEN BAHSEDERSENİZ..."

  • şimdi bir erken seçimden bahsederseniz o erken seçim yapmanın koşullarını kendi siyasi beklentisine cevap verecek halde şey eder, projelendirir.
  • Zaten iki şeyleri var, imkanları var. Biri anayasayı değiştirmek. Biri de erken seçim almak. Muhalefetin burada yapması icap eden şey aslında anayasa değişikliklerine kapalı durmaktı.
  • Ve erken seçimi böyle şovalye mantığıyla gündeme getirmemeliydi. Eğer bu ülkenin gerçekten seçime ihtiyacı varsa ki elbette ki var ama sadece seçime değil, bir iktidar değişikliğine ihtiyacı var.
  • Anayasa bu hakkı Sayın Cumhurbaşkanı'na veriyor.
  • bu anayasa diyor ki Sayın Cumhurbaşkanı seçimin yenilenmesini isteyebilir. Bu onun yeniden cumhurbaşkanı adayı olmasının da önünü keser.
  • Ama memleket için seçim gerekiyorsa, üç dönem seçilmiş bir cumhurbaşkanı zaten anayasaya göre aday olamayacakken dördüncü defa aday olmasını arzulayan insanlara karşı feragat sergileyebilir.
  • Ve Türkiye'de seçim kararını resen kendisi alır ve Türkiye'yi seçime götürür.
  • Şimdi bunu ne için söylüyorum bakınız? onun oyun kurmasını engellemek için söylüyorum.
  • Onun iştahının kabarmasının engellenmesi için söylüyorum.
  • Türkiye'de farklı tartışmalar yaşanıyor çünkü. Recep Tayyip Erdoğan aday olacak, onun yolunu bulacak. Ya Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendisini bir şey yapmak için yol arayan adamın yönettiği bir devlettir diye ön kabul Ama şöyle şöyle de var efendim.
  • Recep Tayyip Erdoğan aday olmak ve aday olduğu seçimi kazanmak için, aday olması muhtemel insanların aday olmasını engelleyecek hukuki süreçler başlatacaktır türünden de endişeler var Türkiye'de. Türkiye bunu 21. yüzyılın başında hak eden bir ülke midir
  • Ve bütün bunlar Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve etrafındaki zevatın karakteristik özelliklerinden kaynaklı handikaplar.
  • Ve bu handikapları kimler getirdiyse onların ortadan kaldırılması lazımdır diyorum ben siyaseten
  • Düzenleme yapın. Ömrünün sonuna kadar Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının önünü o yasal düzenlemeyle yapın.

"ERDOĞAN'IN SİYASETEN İNTİHARI ANLAMINA GELİR"

  • Yani bu kadar insanı birbirine kışkırtmanın, kutuplaştırmanın, umut vaat etmenin bir anlamı yok ki.
  • hiç kimse de bu işle uğraşmaz. Kimse anayasanın arkasına dolanmaz.
  • Hiç kimse geleceğine dair endişeler yaşamaz. Şimdi bunları ortadan kaldırdığınızda Türkiye aslında rahatlayacaktır. Tek başına bir kişi yapabilir bunu.
  • Yani hırsını bir tarafa koysa tek başına bir kişi bunu yapabilir. Türkiye'deki bu tartışmaları da ortadan kaldırabilir.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde şu anda Cumhur İttifakı dışındaki partiler, "Erken seçime kapalıyız kardeşim. Çok ilginç, önemli. Anayasa değişikliğine de kapalıyız." dediğimizde Tayyip Erdoğan'ın bir tek şeyi kalıyor, alternatifi kalıyor.
  • O da kendisinin siyaseten intiharı anlamına gelir.
  • Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 360 kişilik nitelikli çoğunluğu yakalamak için siyasi transferler yapması. Onun dışında bir alternatif kalmaz ve toplumda yaşanan bu gerginlik de sabun köpüğü gibi aşağıya çekilir.

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi