Mithat Sancar: Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme çalışmalarımız başlamıştır

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda 2023 seçimleri için "Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme çalışmalarımız başlamıştır" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.

Gezi tutuklularına destek mesajlarıyla konuşmasına başlayan Sancar, MYK toplantısında uygun aday profili konusunda çalışmalara başlandığını söyleyerek, Cumhurbaşkanı adayında olması gereken nitelikleri sıraladı.

"Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme mekanizmalarımız çalışmalarına başlamıştır" diyen Sancar, "Boğucu rejimi, demokrasi baharına dönüştürmeye kararlıyız" diyerek konuşmasını noktaladı.

Sancar'ın konuşmasından satır başları şöyle:

Gezi rehinelerini ve ailelerini yürekten selamlıyorum. Gezi günlerinin heyecanını coşkusunu selamlıyorum. Gezi davasında özgürlükleri aylardır gasbedilen sevgili arkadaşlarımız için hemen özgürlük, ülke için hemen adalet ve acil demokrasi taleplerini duyurmak için buradalar. Biz de bu sese ses olmaktan onur duyuyoruz.

İster HDP'li ister başka bir aday olsun, isimler yerine ilkelerin ve yöntemlerin tartışılmasının gerekli olduğu inancındayız dedik. Çünkü demokratik dönüşüm, ilkeler ve yöntemler üzerinde mutabakat yoluyla gerçekleşebilir. Seçilecek Cumhurbaşkanı da işlevini bu zeminde yerine getirebilir.

Tüm bu tespitleri kapsayan, geçiş süreci ilkelerini siyasi sorumluluğumuzun gereği olarak tüm kamuoyuna duyuruyoruz dedik.

Doğrudan diyalog ve açık müzakere ile cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday fikrine açığız. Müzakere için önerdiğimiz başlıkları da hatırlatacağım; ortada... Bu çerçevede siyasal muhalefete ve demokrasi güçlerine çağrı yapmış olduk. Türkiye'de demokratik dönüşüme giden yolu açmak için, siyasi sorumluluğun bilincinde bir tavır geliştirdik.

Bu önerimiz hak ettiği derecede tartışılmadı. Ya özünden saptırıldı ya da kulak ardı edildi. Bazıları spekülasyonu beslemek ve HDP'nin politik gücünü etkisiz göstermek için spekülasyonlara devam ettiler. Önerimizin ve çağrımızın karşılık bulmaması halinde, cumhurbaşkanı seçimlerine kendi adayımızla girmemizin en önemli seçenek olarak gündemimizde yer aldığını sık sık hatırlatmak zorunda kaldık.

Uygun aday profili

Dün MYK toplantımızda, cumhurbaşkanı seçimi konusunda geldiğimiz aşamayı paylaşma kararı aldık. Bu kararın birbirini tamamlayan iki boyutu var. Bu geçiş süreci son derece kritik. Cumhurbaşkanlığı seçimi hayati önemde ama aynı zamanda demokratik sorumluluğu da dikkate alan, gerekliliklerini titizlikle yerine getirmeye çalışan bir parti olarak hareket ediyoruz. Cumhurbaşkanı adayında aradığımız nitelikleri belirledik; geçiş sürecinin gerekliliklerini yerine getirebilecek, demokratik dönüşümün önünü açabilecek bir aday profili çıkardık. Güçlü demokrasiden yana olacak bu aday, sadece cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yerine parlamenter sistemi öyle ya da böyle geçirmeye yeterli olmadığını söylüyoruz. Yerel demokrasi ile tamamlanmış, güçlü bir sistem talep ediyoruz. Biz de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin lağvedilmesini savunuyoruz, bunu talep ediyoruz ve bunun için uğraşıyoruz. İstediğimiz şey, yerel demokrasiyle pekiştirilmiş bir güçlü demokrasidir. Bağımsız yargı da taleplerimiz arasında yer alıyor. Yargının siyasallaştırılmasının, siyasi iktidar eliyle toplumu sindirme ve demokratik siyaseti tasfiye etme aracı olarak kullanılmasının sonucu olan, siyasi dava ve hükümlerin bütün neticeleri ile birlikte geçersiz kılınması talebimiz var. Bir cumhurbaşkanı adayı, bunu taahhüt etmeli, güçlü bir şekilde topluma güvence vermeli. Kayyım rejimini değil, halk iradesini savunacak ve bunun hayata geçmesi için de sorumluluk üstlenecek. Kürt sorununda demokratik çözüme inanacak, bunun gereklerini yerine getireceğine dair samimim bir duruş sergileyecek. Tekrar sorumluluk üstlenmeye hazır olacak. Dış politikada barışçıl yol izlemek vazgeçilmez niteliklerden biridir. Kadına özgürlük ve eşitlik vazgeçilmezdir. Ekonomide adalet kapsamlı bir başlıktır. Sosyal adalet bu programın adil paylaşımdır. Kamuda liyakat de bir başlık. Ekolojik sisteme duyarlı olmak da böyle bir cumhurbaşkanı açısından, bizler bakımından vazgeçilmez bir özellik. Gençler için özgür yaşam konusunda da sadece slogan değil, somut programlar ve çok güçlü bir plan ortaya koymasını bekleriz. Şüphesiz bütün bunların sonucu da demokratik çoğulcu bir anayasayı hedef olarak önüne koymak. Bu nitelikleri belirledik, adayın bu nitelikleri taşıması gerektiğini söylüyoruz. Kendi adayımız için de niteliklere uygun isim arayışını başlattık. Bu niteliklere sahip bir aday çıkarmak için mekanizmalarımızın işleyişini hızlandırma ve çalışmalarımızı yoğunlaştırma yoluna girdik.

Tabanımızla buluşma, demokrasi çevreleriyle istişare, kurullarımızla tartışma... Bunları kamuoyunun ve halklarımızın açıkça göreceği ve daha fazla bilgileneceği tarzda yapacağız. Kendi adayımızı çıkarma çalışmalarımızı kamuoyunun bilgisi ve kontrollü katılımı yöntemiyle yürüteceğiz. Demokrasi ittifakı hedefimiz çerçevesinde girişimlerimizi de kesintisiz sürdürdük. Bunun somut sonucu Emek ve Özgürlük İttifakı'nın ilanı oldu. Türkiye halklarının heyecanla karşıladığı ve etki gücünün büyük olduğuna inandığımız bu ittifak, bizim şimdi çalışmalarımızın da artık en önemli yerinde duruyor. Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme çalışmalarımızı elbette ittifak bünyesinde de tartışacağız. İttifak bünyesinde yürüteceğimiz tartışma, istişare, görüşme de adayımızı belirleme yöntemimizin temellerindendir. Bütün bu saydıklarım ve söylediklerim; 27 Eylül'de belirttiğimiz ana stratejiden vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Amaç, stratejimizin ruhundan sapmadan bunu somutlaştırmaktır. Hedefimiz bellidir; eşit yurttaşlığa, özgürlüğe, barışa dayalı, demokratik cumhuriyetin inşasının yolunu açmaktır.

'Boğucu rejimi, demokrasi baharına dönüştürmeye kararlıyız'

Cumhurbaşkanı adayımızı belirleme mekanizmalarımız çalışmalarına başlamıştır.

Kim hangi tartışmayı yürütürse yürütsün, biz önümüze bakacağız, yolumuzda yürüyeceğiz. Ülkenin üzerine çöken bu boğucu yönetimi ve rejimi, demokrasi baharına dönüştürmeye kararlıyız.

Bu tıkanmış sistem, her alanda ülkeyi nefessiz bırakıyor. Sorunların çözüm yollarını ısrarla inatla kapatıyor. Çözümsüzlük, varlığını sürdürmenin temel gerekçesi ve yolu olarak ortaya çıkmış. Çözümsüz bıraksınlar, ülkeyi düşmanlaştırmaya, kine teslim etsinler, toplumu ayrıştırsınlar, muhalefeti bölsünler, böylece milliyetçi hamasetle, beka nutuklarıyla iktidarlarını sürdürebilsinler... Yok artık öyle bir şey. Bu yolu da kapatıyoruz. Bu iktidarı, bu yöntemleriyle tarihe gömme konusunda inancımız tamdır.