Mehmet Tezkan
Meclis Kapısında Bekleyen AKP’liler!..
Önceki gün Meclis adına, demokrasi adına büyük ayıp yaşandı. Muhalefet partileri ÖTV ve KDV oranlarındaki artışa ve zam yağmuruna çözüm bulunması için Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı.
Meclis Başkanı toplantı gün ve saatini ilan etti… Muhalefet yerini aldı, bir baktılar ki, Cumhur İttifakı ortada yok…
Neredeler?
Genel Kurul kapısının önünde bekleşiyorlar…
Niye?
Efendim, oturumun açılması için 200 milletvekilinin hazır bulunması gerekiyor. Muhalefet bu sayıyı bulamazsa Meclis çalışmasın düşüncesiyle Genel Kurul’a girmediler.
AKP Grup Başkanı anahtar deliğinden bakarak içeride ne olup bittiğini gözetlemiştir herhalde!
200’den fazla muhalif vekil salonda olduğu anlaşılınca da… 300’den fazla milletvekilleri hurra içeri… Koşa koşa yerlerine!
Sebep?
Sebebi şu: genel görüşme yapılır, sonunda muhalefet ÖTV ve KDV artışını geri alan önerge verirse…
Kabul edilirse…
Maazallah!...
Gerçi Saray’dan geri döner ama olsun. Saray’ın gözünde işlerini yapamamış olurlar…
İşleri neydi?
Meclis’i çalıştırmamak!
Erdoğan zaten Meclis ’siz demokrasi istiyor. Kuvvetler ayrılığı kavramında nefret ediyor. Kuvvetlerin uyumu adına bütün gücün tek elde toplanmasını istiyor…
Topladı da… Başardı da…
Gelelim Meclis’e…
Madem vergi oranlarında artış gerekli. Madem zam yağmuru ekonominin olmazsa olmazı. Madem bu ağır şartlardan kaçışımız yok…
O zaman… AKP’li, MHP’li vekiller genel görüşme açılmasına destek verip zamları aslanlar gibi savunsalardı.
Türk lirasının sürekli değer kaybetmesinin. Dolar/Euro kurunun yükselmesinin. İnanılmaz ÖTV artışının nedenini öğrenirdik…
Muhalefette çıkıp cahil cahil konuşmazdı! Erdoğan’ın yüzünden demezdi. Saray’ın ekonomistlerini suçlamazdı. İrrasyonel ekonomi politikası nedeniyle bu hale düştüğümüzü söylemezdi.
Pardon bunu Hazine ve Maliye Bakanı söyledi değil mi?
Parlamento milletvekillerinin evidir… Parlamento özgürce konuşulan değil midir?
Evet… Ama biz de tam tersi…
Konuşulmayan, konuşulması istenmeyen, konuşmak isteyenleri süre sınırı ile susturan, sadece el kaldırılıp indirilen, hükümetin kararlarını tartışmasız onaylayan yer anlamına geliyor…
Bildiğim kadarıyla parlamentolar demokrasiyle yönetilen rejimlerin merkezidir. Parlamenterler ise demokratik düzenin asli unsuru… Demokratik yapının olmazsa olmazı…
Ama bizde…
Parlamenterlerin çoğunluğu parlamentoya girmek için Saray’dan izin/icazet arıyor…
Parlamenterin çoğunluğu parlamentoda konuşmamak için kapının eşiğinde bekliyor…
Parlamenterlerin çoğunluğu konuşmamak için oy veriyor…
Bu yüzden bize uymuyor diye parlamenter demokrasiyi lağvettiler…