Mehmet Tezkan
Dikkat! Çok acil iktidar aranıyor
Neden bu kadar acil?
Memleketin hali bu kadar mı kötü?
Kızılay’a bak memleketin ne durumda olduğunu anlarsın! Kızılay üç günlük kan stoğum kaldı diye bas bas bağırıyor. Kritik stok 52 bin üniteymiş, 20 bin ünite kalmış… İnsanlar Kızılay’a kan bağışı yapmıyormuş!
Neden?
Kızılay topladığı kanları özel hastanelere satıyormuş da ondan…Çadırları depremzedelere göndereceğine satmış da ondan… Para aktarma kurumuna dönüşmüş de ondan… Vergi kaçırmak isteyenlerin adres olmuş da ondan…
Liyakat, liyakat diye boşuna çenemizi patlatmıyoruz. Liyakat, liyakat diye boş yere kalem oynatmıyoruz.
İşi ehli olmayanlara verince kurumlar işte böyle çöküyor. Bir kişi 150 yıllık kurumu çökeltti. İtibarını sıfırladı. Yerle bir etti.
Sadece Kızılay değil. AFAD’da aynı halde, Merkez Bankası da TÜİK de, bakanlıklar da, aklınıza gelen tüm kurumlar aynı durumda…
Bu sebeple acil iktidar aranıyor dedim.
Sadece güçlü yürütme, işi bilir bürokrasi yetmez…Yasama organına eski gücünü kazandıracak yapının oluşması lazım. Ülkenin Cumhurbaşkanı Kararnameleriyle değil, Meclis’in yaptığı yasalarla yönetilmesi lazım…
Yürütmenin (şimdilik Saray) paralel yasama organı olmaktan çıkarılması lazım….
Peki ya Erdoğan yeniden seçilirse!...
Geçmiş olsun Türkiye demenin dışında söz bulamıyorum. Çünkü aynı düzen devam edecektir.
İnsanlar Kızılay’a kan vermiyor, insanlar Kızılay’a sırtını dönmüş. Hastaneler ameliyat yapamaz hale gelmiş, sağlık sistemi alarm zilleri çalıyor, bu sorunun çözmek zorunda olan hükümetin yegane temsilcisi olan Erdoğan ne yapıyor?
Dün gördüm, Pendik’te seccade polemiği yapıyordu. Taraftarları seccadeyi bayrak gibi açtı, bu çok hoşuna gitti. Ayakkabı ile basılmaz diye bağırdı!
Seccade Kızılay’ın üstünü örtüp aklayıp paklar mı?
Bu sebeple çok acil iktidar aranıyor dedim. Bu sorunları çözmenin önemli ayağı Meclis… Dün partiler vekil listelerini YSK’ya verdi.
CHP listesinden dört partinin seçime gireceğini zannediyorduk, altı parti girdi. Beş İyi partili İstanbul ve Ankara’da CHP listesinde yer aldı. Hem de garanti yerlerden. İyi Parti bu iki ilde seçime giriyor.
CHP neden ayrıca kontenjan verdi. Mesela İyi Partili Berna Sukas’ın CHP listesinde hem de seçilecek sırada ne işi var?
Anlamadım. Herhalde izah ederler.
İyi Parti ile kontenjan alan parti sayısı oldu mu beş…Sarıgül de var, DTP; eder altı. Sarıgül’ün aday gösterilmesi akıllı seçim. CHP Erzincan’da sıfır çekiyordu. İki milletvekili çıkıyor, Sarıgül birini alabilir.
Şunu da belirteyim. CHP listelerine kontenjandan giren bazı isimler seçmenin hazmedemeyeceği boyutta. Gelecek kontenjanından Denizli’den üçüncü sıra adayı yapılan Sema Silkin Ün gibi. Emine Erdoğan’ın özel kalemi olmuş, eşi ‘sağlam irade’ koduyla AK troller arasında yerini almış.
Gelecek deyince CHP’nin kontenjan dağıtmada fazla cömert davrandığını gördüm. DEVA’ya 18, Saadet’e 22, DP’ye 3, Gelecek’ e 15, İYİ Parti’ye 5…
Çok değil mi?
Bu karma listeyle muhalefetin önemli bölümü CHP çatısında toplandığına göre CHP’nin yüzde 30’ların çok üzerine çıkması lazım. 30’un altında kalırlarsa hüsran olur. Dışarıdan gelenlerin pekte katkısı olmadıkları ortaya çıkar.
Mesela İstanbul’da 10 vekil çıkardığı yerden 13… 8 vekil çıkardığı yerden 10/11 vekil çıkarmalı. Yani AKP’nin önüne geçmeli. Birinci parti olmalı.
Listelere bakınca, Davutoğlu’nun partisine verilen kontenjanları daha fazla milletvekili çıkarmak amacından çok siyasi hesapları için kullandığını düşünüyorum. Dilerim yanılırım.
DEVA, Saadet, DP ve Gelecek partisinin hedefi ‘Millet grubu’ şemsiyesi altında toplanarak 20 milletvekiliyle grup kurmalarıymış!..
20 milletvekili elde edebilirler ama grup anlayışıyla ortak hareket etmeleri zor görünüyor.
Emek ve Demokrasi İttifakı cephesine gelince oylar bölünecek, artık oylar çoğalacak kaygısı hakim oluyor.
Özellikle İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da…
Mesela Antalya’da sol destekli HDP 2018 yılında 108 bin oyla bir milletvekili çıkarmış. Şimdi TİP de var. Milletvekili Barış Atay TİP’ ten ikinci sırada. Çıkması zor.
İstanbul’da da İzmir’de de TİP ve Sol- Yeşil Parti arasında oy bölünmesi ister istemez yaşanacak. Çünkü AKP’yi terk eden oylar bu iki partiye gitmez.
Sonuçta listeleri beğenmeme lüksümüz yok. Bu rejimi değiştirmek istiyorsak güç birliğine destek vermek zorundayız.
Unutmayın Cumhurbaşkanlığı kadar Meclis çoğunluğu da önemli…