CHP'nin 39. olağan kurultayı: Özel'in A takımında kimler olacak?

CHP, “Şimdi iktidar zamanı” sloganıyla gerçekleştireceği üç günlük '39. Olağan Kurultayı' başladı. Kurultayın ilk gününde, 17 yıl sonra yenilenen parti programı delegelerin onayına sunuldu. CHP Genel Başkan Yardımcıları ve CHP’nin gölge bakanları da 34 somut önerisi sıraladı. Kurultayda 15 maddelik Parti Tüzüğü değişikliği oy birliğiyle kabul edildi. Kurultayın ilk günü sonra erdi.

CHP’nin 39. Olağan Kurultayı bugün Ankara Arena’da “Şimdi İktidar Zamanı” sloganıyla toplandı. Üç gün sürecek kurultayda hem tüzükte hem de partinin üst yönetim şemasında köklü bir yeniden yapılanma hedefleniyor.

CHP, 28-30 Kasım tarihlerinde Ankara Arena Spor Salonu’nda yapılacak 39. Olağan Kurultay’da bugün program ve tüzük değişikliklerini, yarın genel başkanlık seçimini, pazar günü ise Parti Meclisi (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) üyeliklerini oylayacak. 1300’ü aşkın delegenin oy kullanacağı kurultayda, genel başkanlık yarışında Özgür Özel’in karşısına bir rakip çıkması beklenmiyor. Parti yönetimi bu toplantıyı, “genel seçime gidecek kadroların ve kurumsal mimarinin belirleneceği, iktidar hazırlığı kurultayı” olarak tanımlıyor.

CUMHURBAŞKANLIĞI ADAY OFİSİ: GÖLGE KABİNE TÜZÜKLE RESMİLEŞİYOR

Kurultayın en kritik başlıklarından birini, tüzüğe eklenecek “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi” düzenlemesi oluşturacak. Tüzükte bu ofisin, geçici bir maddeyle “CHP’nin ilk kez iktidara geldiği tarihe kadar” yürürlükte olacağı, partinin parlamenter sisteme dönüş hedefi nedeniyle kalıcı bir parti–cumhurbaşkanlığı modelinin tasarlanmadığı özellikle belirtilecek. Bu değişiklikle, şimdiye kadar MYK içinde fiilen sürdürülen gölge kabine uygulaması, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi çatısı altında kurumsal hale getirilecek.

Ofisin görev alanı; yeni parti programına uygun bir hükümet programı hazırlamak, bakanlıkların politika alanlarını izlemek ve seçim döneminde cumhurbaşkanı adayının siyasi karargâhını oluşturmak olarak tarif edilecek.

Kulis bilgilerine göre gölge bakanlar yalnızca PM’den değil, Meclis grubundan ve partide resmî görevi bulunmayan, ancak kendi alanında uzman isimler arasından da belirlenebilecek. Özgür Özel’in “kimseye çift görev yok” yaklaşımı çerçevesinde, milletvekili olan gölge kabine üyelerinin Parti Meclisi’ne alınmaması yönünde güçlü bir eğilim var. Yeni modelde gölge kabine üyeleri artık “genel başkan yardımcısı” unvanını taşımayacak; doğrudan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi bünyesinde çalışacak. Böylece MYK’nın tamamen idari işleyişten sorumlu bir organa dönüşmesi amaçlanıyor.

Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olduğu ve cezaevinde bulunduğu senaryoda, Aday Ofisi ile gölge kabineye, İmamoğlu serbest kalana ya da yeni bir aday belirlenene kadar Genel Başkan Özgür Özel başkanlık edecek.

PM 60’TAN 80’E: GENÇLER, KADINLAR VE VEKİL YOĞUNLUĞU

CHP Parti Meclisi'nde üye sayısının 60’tan 80’e çıkarılmasını öngören tüzük değişikliği oy birliğiyle kabul edildi.

MYK TAMAMEN İDARİ OLUYOR: 6 KİŞİDEN 13-15 KİŞİLİK 'A TAKIMI'NA

Özgür Özel’in 2023’te ilan ettiği yeni yapı, gölge kabine ve idari görevleri 24 üyeli tek bir MYK’da toplamayı öngörüyordu. Kurultay sonrasında bu modelin ikiye ayrılması planlanıyor: Gölge kabine, Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi’nin parçası sayılacak; MYK ise “idari MYK” kimliğini kazanarak örgütlenme, mali işler, yerel yönetimler, seçim hukuku ve parti programının sahada uygulanması gibi alanlardan sorumlu olacak.
Tüzükte yer alan 6 kişilik idari MYK’ya eklenmesi öngörülen yeni isimlerle birlikte sayının 13–15 aralığına çıkarılması, bu ekibin de “A takımı” olarak haftalık düzenli çalışma temposunu sürdürmesi bekleniyor.

Örgüt yapısı: Ensar Aytekin merkezde, yedi bölgeye yedi yardımcı
Örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin’in kurultay sonrasında da görevini sürdüreceği ifade ediliyor. Hem 27. ve 28. dönem Balıkesir milletvekilliği hem de yurtiçi ve yurtdışı örgütlenme deneyimiyle, Özel’in “saha odaklı” çizgisinde kilit isimlerden biri olarak görülüyor.

Kulis bilgilerine göre, örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcılığı aynen korunacak; Aytekin’in yanına yedi coğrafi bölgenin her biri için birer PM üyesi yardımcı atanacak. Böylece hem mevcut örgüt yapısından duyulan memnuniyetin devam ettirilmesi hem de bölgesel sorunların doğrudan MYK’ya aktarıldığı, daha sıkı örülmüş bir saha ağı kurulması amaçlanıyor.

Bu şema, özellikle yerel seçimlerde kazanılan belediyelerin elde tutulması ve olası tutuklama ya da engelleme süreçlerinde yerel yönetimlerle genel merkez arasındaki koordinasyonun kopmaması açısından “güvence” olarak değerlendiriliyor.

SEÇİM VE HUKUK HATTI: GÜL ÇİFTÇİ’NİN DEVAM ETMESİ BEKLENİYOR

Seçim ve Hukuk İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, 31 Mart yerel seçim sürecindeki rolü, hazırlanan ön seçim yönergesi ve kurultay takvimindeki çalışmalarıyla öne çıkmıştı.
Parti kulislerinde, Çiftçi’nin MYK’daki görevini koruyacağı yönünde güçlü bir kanaat var. Kurultay sonrası dönemde PM seçim sisteminin, olası erken genel seçimlere yönelik ön seçim süreçlerinin ve tutuklu belediye başkanları ile parti yöneticilerinin yargı dosyalarının aynı ekip tarafından yürütülmesinin “istikrar” açısından tercih edildiği belirtiliyor.

GÖLGE KABİNEDEN MYK’YA: SUAT ÖZÇAĞDAŞ FORMÜLÜ

ölge kabinede Milli Eğitim alanından sorumlu olan Suat Özçağdaş, İstanbul milletvekili ve PM üyesi kimlikleriyle eğitim politikalarında öne çıkan isimlerden biri olmuştu. Yeni modelde, ilke olarak gölge kabine üyelerinin MYK’da yer almaması planlansa da, Özçağdaş için ayrı bir senaryo tartışılıyor. Bu formüle göre Özçağdaş, “Milli Eğitim’den sorumlu gölge bakan” rolünü bu kez idari MYK içinde, eğitim politikalarından sorumlu genel başkan yardımcısı olarak sürdürebilir. Bu seçeneğin hayata geçmesi durumunda, Aday Ofisi-MYK ayrımı korunurken, eğitim başlığının MYK içindeki ağırlığı da artırılmış olacak.

PM’DE YENİ İSİMLER

Kurultay öncesi PM listelerinde, özellikle son iki yılda CHP’ye katılan isimlerin daha görünür hale gelmesi bekleniyor. Kulislerde, Demokrat Parti’den CHP’ye geçen Salih Uzun, DEVA kökenli milletvekilleri Evrim Rızvanoğlu ve Seda Kaya Ösen, Tekirdağ milletvekili Cem Avşar, Gelecek Partisi’nden gelen Serkan Özcan ve İYİ Parti’den ayrılıp CHP’ye katılan Bahadır Erdem gibi isimlerin PM’de ya da Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi bünyesindeki gölge kabinede değerlendirilebileceği konuşuluyor. Bu tablo, parti içinde “baba ocağına dönüş” ve “merkez sağa açılma” stratejisinin kurultay kadrolarına da yansıması olarak yorumlanıyor.

TECRÜBE DENGESİ: ENGİN ALTAY, VELİ AĞBABA, ENGİN ÖZKOÇ FORMÜLÜ

Yeni dönemde “genç dinamizm ile siyasi deneyimin birleşmesi” ihtiyacına dikkat çeken parti içi değerlendirmelerde, eski grup başkanvekilleri Engin Altay ve Engin Özkoç ile Veli Ağbaba gibi tecrübeli isimlerin de Parti Meclisi’nde yer alması bekleniyor. Yargı baskısı, yerel yönetimlere dönük operasyonlar ve İmamoğlu dosyası gibi başlıklarda, Meclis deneyimi güçlü isimlerin dışarıda bırakılmaması gerektiği vurgulanıyor.

Kılıçdaroğlu hattına ince ayar: Bildiriye imza atmayan isim formülü
Kulislerde konuşulan bir diğer başlık, Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığı bilinen, ancak son dönemde yayımlanan ve tutuklu belediye başkanlarının üyeliklerinin askıya alınmasını talep eden bildiriyi imzalamayan milletvekillerinden bir ismin PM listesine girmesi ihtimali.
Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde, Özgür Özel’in Kılıçdaroğlu dönemiyle tüm bağları kesmeden, buna karşın son bildirinin çizgisinden mesafeli durduğuna dair dolaylı bir mesaj vermek istediği yorumları yapılıyor.

DİLEK İMAMOĞLU İDDİALARINA NET RET

Parti kaynakları, Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu’nun parti yönetiminde görev alacağı yönündeki iddiaları açık bir dille reddediyor. Ne Özgür Özel’in ne de İmamoğlu ailesinin böyle bir talebi ya da beklentisi bulunduğu, bu yöndeki haberlerin tartışma yaratma amacı taşıdığı ifade ediliyor.

14.30 | GENEL BAŞKANLIK ADAYLIĞI İÇİN BAŞVURULAR BAŞLADI

CHP'nin 39. Olağan Kurultayı'nda Genel Başkanlık adaylığı için başvurular başladı. Yarın saat 10.30'a kadar başvuru yapılabilecek. CHP tüzüğüne göre en az 70, en çok 138 delegenin imzasıyla aday olunabiliyor

14.28 | CHP PARTİ PROGRAMI OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ

CHP Genel Başkan Yardımcıları ve CHP’nin gölge bakanları da 34 somut önerisi sıraladı. CHP Parti Programı oy birliğiyle kabul edildi.

SAĞLIKTA YENİ PLANLAMA VURGUSU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, herkesin eşit, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmetine ulaşabildiği bir sağlık sistemi inşa edeceklerini söyleyerek "Kapatılan devlet hastanelerini yeniden açacağız. Hastaneler eve en yakın sağlık hizmeti anlayışıyla planlanacak. İlaca erişim güvence altına alınacak. İlaçta katkı payları kaldırılacak. Yerli üretimi destekleyen ilaç politikalarıyla kanser ve nadir hastalıklar dahil tüm hayati tedaviler ücretsiz bir şekilde karşılanacak. Hiçbir vatandaşımız 'randevu bulamıyorum, ilacım yok' demeyecek" diye konuştu.

LAİK VE PARASIZ EĞİTİM VAADİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Nitelikli, bilimsel, laik, kamusal, parasız, eşit erişilebilir ve kapsayıcı bir eğitim sistemi kuracağız. Çocuklarımıza bir öğün yemek ve temiz içme suyuna erişim fırsatı sunacağız. Özgür birey, güçlü gelecek ve kalkınma için eğitim vizyonumuz, her yaştan yurttaşımızın nitelikli, bilimsel ve kamusal eğitim fırsatlarından yararlanmasını esas alıyor. Okulları, ezberci, sınav odaklı yapılır olmaktan çıkarıp; özgür düşünen, sorgulayan, yaratıcı ve üretken bireyler yetiştiren yaşam alanları olarak tanımlayacağız. Eğitim-öğretim programlarını bilimsel ve tarafsız olacak, çağın gerektirdiği yetkinlikleri kazandırmaya hedefleyen programlar haline getireceğiz" dedi.

ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ AYLIĞI

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, "Asgari ücreti siyasal kararların ürünü olan bir rakam olmaktan çıkaracağız. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısını demokratikleştireceğiz. Emekliler için hakkaniyet temelli bir model inşa edeceğiz; güncelleme katsayısı, aylık bağlama oranı, aylıkların alt sınırları ve aylıkların artırılma yöntemini refahı yükseltecek şekilde düzenleyeceğiz. Sosyal güvenliğin temel şartı olan çalışan–emekli dengesini kuracağız. Emeklilik koşullarını kademeli sistemle yeniden düzenleyecek ve kuşaklar arası adaleti gözeteceğiz. Bu ülkenin emekçisini yoksulluğa, emeklisini çaresizliğe mahkum eden bu düzeni kökten değiştireceğiz. Kazanan Türkiye’yi hep beraber inşa edeceğiz" dedi.

YAVUZYILMAZ'DAN ÖZELLEŞTİRME TEPKİSİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, "İktidara geldiğimizde öncelikle elektrik iletim sisteminin özelleştirme sürecini durduracağız. Elektrik üretim, dağıtım ve faturalandırılmasında kamunun payını arttıracağız. Sektör denetimlerini arttıracağız, maliyetleri düşüreceğiz ve yandaş şirketlere bağlanan hortumları keseceğiz, kamu kaynaklarını vatandaşlarımıza aktaracağız. Bu yolla faturaları kalıcı olarak düşüreceğiz. Kar odaklı hizmet yerine eşit, erişilebilir ve ihtiyaç sahibini önceleyen destekleyen bir kamusal hizmet güvencesini sağlayacağız. CHP iktidarında herkesin ucuz, temiz ve güvenli enerjiye ulaşmasını sağlayacağız" diye konuştu.

"KANAL İSTANBUL’A İZİN VERMEYECEĞİZ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, AKP'nin rant odaklı projelerine tepki gösterdi. Karasu, "Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde yeni limanlar, tersaneler inşa edecek, var olan limanlarımızın alt yapısını güçlendireceğiz. Rantın, talanın, doğanın katili Kanal İstanbul’a izin vermeyeceğiz. Havacılığı yeniden planlayacak; yüksek maliyetleri, keyfi kısıtlamaları ve özelleştirme yanlışlarını ortadan kaldıracağız. Dijital uçuruma son vereceğiz” dedi.

TURİZMDE HEDEF BELLİ OLDU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, "Turizmi sadece ekonomik gelir getiren bir sektör değil, kamusal bir hak ve toplumsal dayanışmayı güçlendiren bir alan olarak görüyoruz. Kültür politikalarımızı ise çoğulculuk, kamusallık, özgürlük ve bilimsellik ilkeleri üzerine inşa ediyoruz. Toplumsal belleği koruyan, ideolojik baskılardan uzak, herkesin kendini ifade edebildiği demokratik bir kültür iklimi oluşturmak en temel hedefimiz" dedi.

EMEK VURGUSU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, "Hedefimiz nettir: Türkiye’nin geleceğini toprakla üretimle ve çiftçinin emeğiyle yeniden kurmak. Çünkü Türkiye’nin yarınları üreticinin alın terinde, toprağın bereketinde ve toprağının korunmasında saklıdır" açıklamasında bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Necati Yağcı, Türkiye'de ihalelerde rekabetsizlik sorunu olduğuna dikkat çekti. Yağcı, "Sadece özel izinlerle ve acil durumlarda yapılması gereken 21B ihale sistemi maalesef Türkiye'nin bir rutini haline geldi. Rekabet ortamını öncelikle hepimize ait olan kamu kaynaklarını adil ve etkin bir şekilde kullanmakla, herkese eşit yarışmak koşulları sağlamakla başlayacağız. Devlet kendi harcamalarında vatandaşları arasında adil bir rekabet ortamı yaratmadan piyasada gerçek bir rekabet sağlayamaz" diye konuştu.

GÖLGE BAKANLAR PARTİ PROGRAMINI ANLATTI

CHP’nin üç gün sürecek 39. Olağan Kurultayı öncesi hazırlanan parti programının ayrıntıları açıklandı. Dört temel “kolon” üzerine oturtulan yeni programda demokrasi ve adalet vurgusu öne çıktı. Kurultayın ilk oturumunda gölge kabine üyeleri konuştu.

İlk grupta yer alan Gölge Bakanlar Gökçe Gökçen, Gökan Zeybek, Namık Tan, Murat Bakan ve Yankı Bağcıoğlu kendi alanlarına ilişkin politika başlıklarını sundu. Bu çerçevede CHP’nin yeni dönem hedefleri ve program maddeleri delegelerle paylaşıldı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, 39. Olağan Kurultay'da yaptığı konuşmada, demokrasiyi güçlendirecek reformlar ve özgürlükçü parlamenter sistem vurgusu yaparak, "Hep birlikte haysiyetli bir yaşama kavuşacağız" dedi.

"GÜVEN DUYGUSUNU İNŞA ETMEYE GELİYORUZ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, "Sınırdan siber alana, mahalleden Meclis’e kadar güvenli Türkiye’yi biz inşa edeceğiz. Güvenliği otoriterlikle değil, demokratik dirençlikle sağlayacağız. Korkuyla sağlanan düzen gerçek güvenlik değildir. Güçlü devlet, vatandaşını sindiren değil, ona güven veren devlettir. Bugün bu kürsüden kararlılıkla ilan ediyoruz: Güvenliği değil, güven duygusunu inşa etmeye geliyoruz" dedi.

"AVRUPA BİRLİĞİ'NE TAM ÜYE OLACAĞIZ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Namık Tan, Türkiye'nin dış politikasını CHP iktidarında güçlendireceklerini belirterek "Kurumsal kimliğimizle çelişmeyeceğiz, tarihsel yönelimimizle çelişmeyeceğiz. İki ayrı yöne birden aynı anda gitmeye kalkışmayacağız. Kurucu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlattığı yoldan ilerleyeceğiz. Ayaklarımızı Türkiye'ye basarak başta Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünya ülkelerine vizesiz seyahat hedefine en gerçekçi yoldan, en kısa sürede varacağız. Çünkü yurttaşının serbestçe seyahat edemediği bir ülke dünya ile rekabet edemez. Oysa biz Avrupa Birliği'ne tam üye olacağız" diye konuştu.

"ASKERİ LİSELER VE HAZIRLAMA OKULLARININ TEKRAR AÇILMASINI SAĞLAYACAĞIZ"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yapısını ve işleyişini olumsuz etkileyen düzenlemelere ilişkin, "15 Temmuz darbe girişiminden sonra TSK’ya yönelik yapılan düzenlemelerin TSK’nın harekat kabiliyetine, işleyişine ne kadar büyük zarar verdiği her geçen gün bir kere daha anlaşılmaktadır. Bu çerçevede birinci ve öncelikli hedefimiz TSK’nın her türlü siyasi etkiden uzak tutulmasıdır, siyasi etkilerden arındırılmasıdır" dedi.

Bağcıoğlu, "Tüm askeri okul ve akademilerin kuvvet komutanlıklarına bağlı olmasını, kopan bağların tekrar tesis edilmesini sağlayacak, askeri liseler ve hazırlama okullarının tekrar açılmasını sağlayacağız" açıklamasında bulundu.

10. 49 | AYŞE ÜNLÜCE DİVAN BAŞKANI OLDU

CHP lideri Özel, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'yi Divan Başkanlığına önerdi. Ünlüce oy çokluğuyla Divan Başkanlığı'na seçildi. Ünlüce, "

Divan Başkanı seçilen Ünlüce, "Hepimiz biliyoruz ki bu kurultay milletin kaderini yine milletin belirleyeceği bir başlangıcın ilk adımı olacaktır. En son olağanüstü kurultayımızda delegelerimizin ve genel başkanımızın gösterdiği irade halkın umudunu büyüttü. Şimdi iktidar zamanı diyoruz. İşte irade burada, işte CHP burada, işte halkı iktidara taşıyacak kadrolar burada! Bizler savaş meydanlarında kurulan kuruluşun ve kurtuluşun temsilcileriyiz. İstikametimiz ilk genel başkanımız Mustafa Kemal Atatürk yoludur. Gençlerin umudu, kadınların kararlılığı, emekçilerin alın teri, emeklilerin sessiz çığlığı, ülkesine inanan milyonların hak, hukuk ve adalet arayışı için bir aradayız" açıklamasında bulundu.

zgur-ozel.jpg

10.13 | ÖZGÜR ÖZEL AÇILIŞ KONUŞMASINI YAPTI

Kurultay saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Özel kurultayın açılışında bir konuşma yaptı.

Özel'in konuşmasında şu ifadeler yer aldı: "Bugün kurultayımızın ilk günü. Cumartesi, pazar günleri iki günlük seçimli, siyasi tonu yüksek kurultaylarımızın yanı sıra uzun süre sonra ilk kez parti programımızı üzerinde uzun emekler verdiğimiz parti programımızı tartışacağımız, görüşeceğimiz, son şeklini verip hayata geçireceğimiz, oylamasını yapacağımız ardından tüzüğümüzde son bir yıl içinde ortaya çıkan birtakım değişiklik ihtiyaçlarını gidereceğimiz, ardından da yarınki kurultay takvimimizi işletmek üzere bugünkü çalışmalarımızı tamamlayacağımız kurultayımızın ilk günündeyiz.

Bugün bu salonda, yarın 81 ilden Türkiye'nin dört bir yanından buraya koşup gelecek Cumhuriyet Halk Partililerin takip edecekleri bu salonda bugün delegelerimizle ve konuklarımızla, davetlilerimizle birlikte program çalışmamızı yapacağız. Bildiğiniz gibi 2 yıl önce bu salonda değişim kurultayımızda birtakım sözler, vaatler ve önümüze bir çalışma takvimi koymuştuk. O takvimin içinde hiç şüphe yok ki en önemli iki hedefimiz Tüzüğümüzü değiştirmek ve programımızı yenilemekti. Geçen sene 4-9 Eylül tarihleri arasında 4 Eylül Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partimizin de ilk kurultayı, ilk kongresi o günkü söylemle ilk kurultayı olarak kabul ettiği Sivas Kongresi'nin toplandığı gün. 9 Eylül'de hem düşmanın işgalinden Anadolu'yu kurtardığımız, düşmanı denize döktüğümüz hem de partimizin kuruluş yıl dönümüne gelen haftayı kuruluş haftası olarak tanımlamıştık...

10 ay öncesindeki kurultayımızda söz verdiğimiz gibi ortak akılla çalışıp bir mutabakatla sonlandırmak istediğimiz tüzüğümüzü bu salonda toplanan delegelerimizin neredeyse oy birliğiyle en tartışmalı maddesinde 32 karşı oya karşı 1200'ün üzerinde oyla ve maddelerinin çoğunu oy birliğiyle onaylamış ve yürürlüğe koymuştuk. O tüzüğümüzde artık Cumhuriyet Halk Partisi'nin bundan sonra her yıl 4-9 Eylül arasındaki haftayı kuruluş haftası olarak kutlaması da resmiyet kazanmıştı. 4-9 Eylül haftasında bu yıl için hedefimiz program çalışmamızdı.

Tabii ki program çalışması ne bir güne, ne bir haftaya sıkıştırılabilecek ya da partide birkaç kişinin oturup kaleme aldığı ve ardından oya sunduğu bir metin olamazdı. Elbette pek çok siyasi partide bunun şekil şartı tamamlamak için yürütülen bir süreç olduğunu biliyoruz ama bizde öyle olamazdı. Biz söz verdiğimiz gibi önce 81 ilde ilk il danışma kurullarını yapıp bu çalışmaları il bazına taşıyarak, tanıtarak tartışmaya başladık. Ardından 923 ilçemizde ilçe danışma kurulları yapıldı.

İlçe bazında partimize geçmişte emek verenler, katılım sağlamak isteyen tüm üyelerimiz, o ilçelerin meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri varsa sendikal örgütlenmelerinin davet edildiği, şehrin kanaat önderlerinin ziyaret edilerek fikirlerinin alındığı, ilçe danışma kurullarında tartışıldığı, raporlaştırıldığı bir süreci hep birlikte siz yaşadınız ve partimizin programını ilçe bazında tartışarak olgunlaştırdınız. Programımızdan beklentileri. Ardından ikinci il danışma kurulu toplantılarımız yapıldı. İlçelerden gelen öneriler İl Danışma Kurulu toplantılarında tartışıldı. Üzerinde mutabakata varılan maddeler olgunlaştırıldı, raporlar haline getirildi ve Genel Merkezimize yollandı.

Bu çalışmalarla eş zamanlı olarak Sayın Genel Sekreterimizin, yardımcılarının ve görev dağılımı gereği Gölge Bakanlarımızın kendi alanlarında ve tüm parti meclis üyelerimizin, milletvekili grubumuzdan konuya katkı koymak isteyen çok sayıda arkadaşımızın emekleriyle hem bu raporlar çalışıldı. Hem dünyadaki örneklere bakan komisyonlarımız çalışmalarına devam ettiler. Bir yandan da bu kez genel merkezler düzeyinde meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, sendikalarla gerekli temaslar kurularak olgunlaşmakta olan metin anlatıldı, öneriler, eleştiriler, görüşler alındı. Bu süreci Mart, Nisan, Mayıs aylarında olgunlaştırmayı düşünüyorduk. Malum 19 Mart Sivil darbesi hatta 19 Mart Yargı Darbesi ile birlikte bambaşka bir sürece girdik.

O günden bugüne neler yaşadık, neler oluyor? Bunların hepsini yarınki konuşmam sırasında değerlendireceğim. Ama bugünü programla ilgili detayların, programla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi'nin ortaya koyduğu perspektifin Türkiye'nin önüne koyacağı yol haritasının öne geçmemesi açısından konuşmamı bugün sadece programla ilgili kısımlarıyla tutacağım. Siyasi polemiklere, siyasi değerlendirmelere ya da önümüzdeki süreçle ilgili hep birlikte kararlılığımızı ifade edeceğimiz söylemlerin tamamını yarına bırakıyorum.

Ve o zorlu süreçte 19 Mart'tan beri gelen zorlu süreçte Türkiye'de hem siyaseti paralize etmek, felç etmek, Cumhuriyet Halk Partisi'ni felç etmek ve bunların tamamen Cumhuriyet Halk Partisi'nin pozitif gündemini terk etmesini sağlamak.

Türkiye'nin sorunlarını bildiğini ama nasıl çözeceğine yönelik sözlerinin duyulmasına engel olmak maksatlı o kötü girişim bir yandan arkadaşlarımızı özgürlüklerinden mahrum bırakırken eşlerinden, çocuklarından, ailelerinden ayırırken onlara çok ağır, çok haksız bedeller ödetirken bir yandan da Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidara hazırlanmasının, iktidar yürüyüşünün ve bunun toplum tarafından kıymetlendirilmesinin önüne geçmeye çalıştığı da çok açıktı.

Her şeye rağmen bir yandan direndik ama bir yandan büyük bir emekle, büyük bir gayretle çalışmaya devam ettik.

Cumhuriyet Halk Partisi karşı kafede kayyum kapıda beklerken içeride program çalışmalarını yapabilen, zaman zaman görev yapan genel başkan yardımcılarımızın, parti meclis üyelerimizin partiye bir müdahale var mı diye perdeyi aralayıp dönüp oturup dünyadaki sosyal demokrat programları Türkiye'ye en olumlu yönleriyle nasıl taşırız çalışmasını birlikte yapabildikleri bir süreçti. Otobüsün üzerindeki konuşmanın öncesinde bir yandan ne konuşacağımızı not alırken bir yandan programla ilgili verilmesi gereken bir iki kritik kararı genel sekreterimizin telefonu ucunda yanıtladığım süreçleri dün gibi hatırlıyorum. O yüzden esas meselenin her şeyden kurtulmak için iktidar olmak. İktidar olmak için Türkiye'nin önüne, Türkiye'nin sorunlarını çözecek hem kadroları hem programı çıkarmak. Bu programdan bir hükümet programı çıkarmak. O hükümet programının somut vaatlere evrilmesinin ve kamuoyunda evet bizi bu program kurtarır. Bu parti kurtarır. Bu kadro kurtarır. 100 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi bir kez daha kurtarır dedirtebilmenin esas yolunun bu çalışmalardan geçtiğini biliyorduk. O kararlılıkla da bugün buradayız, sizlerle birlikteyiz."

"Dilek Kaya İmamoğlu başta olmak üzere eşleri eşleri eşleri cezaevinde olan, babaları cezaevinde olan, evlatları cezaevinde olan aileler de burada. Çünkü nihai kurtuluşun ilk adımının bu salondan atılacağını biliyoruz" açıklamasında bulunan Özel'in konuşmasının devamında şu ifadelere yer verildi: "Değerli delegelerimiz, bu salonda bugün ben birazdan aranıza katıldıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi'nin demokrasi ve adalet konusunda kurumların yıpratıldığı, kuralların esnetildiği, gevşetildiği, terk edildiği bir büyük çöküşe, bir yandan sokakta çetelerin dolaştığı, bir yandan insanların yarın evine ekmek götürüp götüremeyeceği kaygısını taşıdığı bir güvencesizlik ortamında başta mahkemelerde, hukukta, sonra ekonomide sonra sosyal hayatta ve Türkiye'nin yarınlarında nasıl güvenli yarınları kurabiliriz?

Dirençli bir yurttaşı, güvenli yarınları ve kalkan Türkiye'yi, güçlenen Türkiye'yi, kazanan Türkiye'yi nasıl sağlayabiliriz? Nasıl taahhüt edebiliriz? Bugün burada bunları çalışacaksınız. Bu çökmüş sisteme karşı umudu örgütlemek için yola çıktık. Bunun için demokrasiyi konuşacağız, hukuku konuşacağız.

Demokrasinin önündeki en büyük engel olan seçim barajını konuşacağız. Sadece belli partilere yapılan hazine yardımının nasıl siyasetin toplumsallaşmasının önünde engel olduğunu ve bunu nasıl aşacağımızı konuşacağız. Siyasetin finansmanını, siyasi siyasi ahlak yasasını, GRECO kriterlerini de aşacak Türkiye'de siyasetin hem finansmanını şeffaflaştıracak, hem yolsuzlukların önünü kesecek hem de bundan sonra her türlü tartışmayı ve ikili hukuk uygulamalarının önüne geçecek bir çalışmayı burada olgunlaştıracaksınız.

Eşit yurttaşlık ilkesiyle inanç kimliklerinin nasıl korunacağını, herkesin kendini eşit yurttaş hissedeceği güvenceleri, Anayasa Mahkemesinin önemini, AİHM kararlarının anayasal bağlayıcılığını ve bunun bundan sonraki süreçte nasıl güvence altında olacağını konuşacaksınız.

Bugün bu salondan artık hiçbir çocuğun annesinden, babasından yoksulluk mirası devralmaması için hiçbir çocuğun hayata kapatamayacağı kadar bir farkla geriden başlamaması için devletin üstüne düşenleri konuşacaksınız. Temel vatandaşlık gelirini konuşacaksınız. Birileri vergiyi tabana, siyaseti tavana yaymışken verginin tavana, siyasetin tabana nasıl yayılabileceğini konuşacaksınız. Nitelikli eğitimi hem sınıftaki eğitim hem okulun bahçesinden koridorlarına kadar nitelikli eğitimin önündeki eşitsizliğin, yoksulluğun yarattığı sorunların nasıl ortadan kaldırılacağını, o eğitimi veren ordunun bugün atanamayan öğretmenler de dahil olarak sorunlarını ve Türkiye'nin bu konudaki yarınlarını, bu konudaki taahhütlerimizi konuşacaksınız."

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi