CHP'li Karabat: Yabancı danışmanlara milyonlar aktı

CHP'li Karabat: Yabancı danışmanlara milyonlar aktı
CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Ticaret Bakanlığı'nın yabancı danışmanlara milyonlar akıttığını söyledi. Karabat, “Türk Malı İmajı”nın geliştirilmesi için yabancı danışmanlık firmalarından hizmet almış. Tabii ki ihale dışı ve bakanlık kendisi belirlemiş” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Özgür Karabat sosyal medya hesabından bir dizi paylaşımda bulundu. Ticaret Bakanlığı'nın Sayıştay raporuna dikkat çeken Karabat, “Ticaret Bakanlığı’nın Sayıştay raporlarında, bakanlık adına ayrılan “Kantar Payı Gelirleri” bulunuyor. Bu gelirin nasıl harcandığına baktığımızda, tipik bir AKP senaryosu ile karşılaşıyoruz. 2020 Aralık sonu itibarıyla bakanlık adına bu pay hesabında 81.3 milyon TL bulunuyor. Aynı yıl bu hesaptan, 4734 sayılı kamu ihale kanunu hükümlerine ve denetimine tabi olmadan 39.6 milyon TL harcama yapılmış. Ticaret Bakanlığı, 39.6 milyon TL’yi organizasyon, proje, malzeme alım gideri olarak kullanmış. Kimlerden, neye göre aldığını bilmiyoruz. Ama kamu ihale kanunundan kaçtıklarına göre, tanıdık adreslere bu paraların gittiğine emin olabiliriz. Bu usulsüzlük 2015-2020 arası her yıl tekrar etmiş. Sayıştay bu konuda açık uyarıda bulunmuş ancak Ticaret Bakanlığı bu harcamalara devam etmiş. 2019 yılında da 42.1 milyon TL’lik harcama yapılmış. Yine nereye, nasıl harcandığını bilinmiyor” dedi.

Karabat şunları söyledi:

2018-2021 arasında Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’dı. Hatırlarsanız, kendi bakanlığına eşi ile sahip olduğu firma üzerinden usulsüz dezenfektan sattığı ortaya çıkınca görevden alınmıştı. Acaba, Sn. Pekcan nerelere harcama yapmış açıklar mı?

Burada bir ayrıntı daha var. Ticaret Bakanlığı’nın iç ticaret hizmetlerinin geliştirilmesi adına TOBB bir hesap açıyor. Bu hesaba odalar, borsalar ve TOBB bütçesinden kaynak aktarılıyor. Kamu mali sisteminin dışında kamu adına para toplanıyor. Harcanması da denetim dışında.

Yolsuzluğa ve usulsüzlüğe son derece açık olan bu uygulamanın son bulması için Sayıştay öneride bulunuyor. Buradaki harcamalar kamu mali sistemine dahil edilmeli deniliyor. Ama alan da satan da razı olduğu için adım atmıyorlar.

Pekcan’ın yerine göreve gelen Sn. Mehmet Muş belki yanıt verir. Pekcan döneminde hangi organizasyonlara on milyonlarca TL harcanmış? Kendisi de benzer harcamaları neden sürdürmüş? Şeffaflık ilkeleri doğrultusunda yanıtları bekliyoruz.

Yerli ve milli edebiyatını ağzından düşürmeyen AKP’nin Ticaret Bakanlığı’na baktığımızda, “Türk Malı İmajı”nın geliştirilmesi için yabancı danışmanlık firmalarından hizmet almış. Tabii ki ihale dışı ve bakanlık kendisi belirlemiş.

2019 yılından önce danışmanlık firmalarına aktarılan kaynak 144.5 milyon TL oldu. 2019’da ise 38.9 milyon TL ödendi. Böyle bir marka danışmanlığı hizmet bedeli dünyada yok. Acaba burada yandaş vakıflara, şirketlere danışmanlık kılıfıyla kaynak mı aktarıldı?

Sn. Muş, danışmanlık hizmeti alırken neden sadece yabancı firmalarla çalıştınız? Şeffaf ve rekabetçi kamu yararını neden gözetmediniz? Bu danışmanlık harcamaları ile “Türk Malı İmajı”nı nerelerde, nasıl artırdınız?

Turquality isimli bir program var. Türk markalarının yurtdışına açılmaları konusunda destek sağlıyor. Önemli bir proje ama AKP bunu nedense kadük bıraktı. İş dünyası Turquality’den yeterince faydalanamıyor. İncelediğimizde bizi şaşırtmayan bir detay karşımıza çıkıyor.

2015-2019 arasında Turquality’den çoğunluk hisseleri yabancıların elinde olan firmalara destek verildiği görüldü. Sadece bu da değil... Yabancılara satış sürecindeki markalara da maddi destek sağlandı.

Yine döndük dolaştık AKP’nin iki yüzlü yerli ve milli laflarına denk geldik. Türk şirketleri yabancılara satılırken acaba Turquality’den kaynak aktarılacağı garantisi verilmiş midir? Bu satışlarda aracılık kimler yapmıştır?

Biraz daha detay verelim... Tavukçuluk ve gastronomi sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar yabancılara satılırken neden Turquality desteği verilmiştir?

Turquality’de her yıl yüz milyonlarca TL kaynak şirketlere aktarılıyor. İhracatçılar bu desteklerin layıkıyla dağıtılmadığını yıllardır söylüyor. Bu destekleri hiç almaması gereken şirketlere en üst dilimden neden para verildiği hep sorgulanıyor.

Burada son sözümüz şu olsun. Şirketler, ihracatçılar ülke ekonomisine katkı sağlamaya çalışırken, onlara hizmet etmesi gereken kurumlar başka hesaplar peşinde gidiyor. Zorunlu kesilen vergiler ve aidatlar iş dünyası için değil, AKP’nin ajandaları için harcanıyor.