CHP'li Gürer'den mazot tepkisi: Ürün fiyatını katlayacak
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısı düzenledi. Son bir hafta içinde mazota dört kez gelen zammın çiftçiyi mağdur ettiğini belirten Gürer, zamların geri alınıp ÖTV ve KDV’nin kaldırılmasını önerisinde bulundu.
Çiftçiye “Sen ekim yapma, tarlaya gitme, stoktaki ürününü sevk etme” denilmeye çalışıldığını ifade eden Gürer, akaryakıta gelen zamların diğer girdi maliyetleriyle birlikte üreticinin belini büktüğünü kaydetti. Mazot zamlarının geri alınması ve mazotta KVD ve ÖTV’nin mutlak surette kaldırılması gerektiğini vurgulayan Gürer, “Çiftçinin ekim yapması isteniyorsa bu yöntemler mutlaka uygulanmalı. Çünkü çiftçi mazot fiyatlarındaki artıştan dolayı traktörünü ve ekipmanını kullanmakta zorlanmaktadır” dedi.
Ülkenin pek çok bölgesinde yetişen yerel ürünlerde de bittiği için sıcak bölgelerdeki sera ürünlerinin Anadolu’nun pek çok bölgesine ulaştırılmaya çalışıldığını ifade eden Gürer, “Mazot zammı ile sera ürünlerin ulaşımında sıkıntılar ortaya çıkacak. Ürün fiyatlarının üstüne mazot zammı eklenecek. Sera maliyeti kadar nakliye maliyeti olacak. Bu da ürün fiyatını katlayacak” diye konuştu.
Gürer, mazot zamlarının ve üreticilerin yaşadığı mağduriyetin "Enflasyonu düşüreceğiz" diyen Hazine ve Maliye Bakanının sözleriyle uyuşmadığını, zira mazot zammının fiyat artışlarına neden olarak enflasyonun yükselmesine sebep olacağını kaydetti.
'Küçük aile tipi işletmelerde hayvan kalmadı'
Tarımla uğraşan kesimlerle sürekli görüşüp sorunlarını dinlediklerini aktaran Gürer, “Hayvancılıkta parmağını gözüne sokmak gibi bir durum yaşanıyor. Ahırlar boşalıyor. Küçük aile tipi işletmelerde hayvan kalmadı. 10-20 hayvanı olan ahırlar boşalıyor” dedi.
'Yem fiyatını da sanayici belirliyor'
Sanayici ve iktidarın belirlediği kesimlerden oluşan Ulusal Süt Konseyi’nin çiğ süt tavsiye kararı alırken, süt üreticisinin değil, sanayicinin çıkarlarınıön planda tuttuğuna da işaret eden Gürer, “Konsey tavsiye kararı alırken küçük aile tipi iletmelerin durumunu görmezden gelerek, çiğ sütün fiyatını sabit tutmaya çalıştı. Raftaki süt fiyatı ve sütten malul ürünlerin fiyatları ise adeta uçtu. Sanayici çiğ sütü ucuza alıp, ürününü yüksek fiyata satmaya çalışıyor. Yemi de sanayici verdiği için yem fiyatını yüksek tutuyor. Yem fiyatını da sanayici belirliyor. Sanayici kardan taviz vermiyor” diye konuştu.
'Süt inekleri kesime gidiyor'
Ulusal Süt Konseyinin bu tutumu ve siyasi iktidarın iş bilmezliği nedeniyle esas üretin kesimlerin hep sıkıntı içinde olduğuna dikkat çeken Gürer, “Eğer küçük aile tipi işletmeler ve üreten kesim tükenirse, hayvancılık biter. Mezbahalarda kan değil adeta süt akıyor. Süt inekleri kesime gidiyor. Bir süt ineğinin 5 yavru verdiği düşünüldüğünde, süt ineklerinin kesime gitmesinin hayvancılığı getireceği noktada ortaya çıkıyor” dedi.
Gürer şunları söyledi:
Veterinerlik hizmeti, bakım nakliye, mazot, yem ve diğer girdi maliyetlerindeki artış ahırlarda sıkıntıya yol açtı. Buna rağmen ulusal süt konseyinin çiğ süt tavsiye fiyatının destekle birlikte 9 lira yapmasıüreticiye bir şey kazandırmaz, süt üreticisinin beklentisi 10 lira 50 kuruş idi. Böyle olsaydı 1 litre süte karşılık 1 buçuk litre yem alabilirdi. Ama bu fiyatla zor görünüyor. Ayrıca kırsalda küçük aile tipi işletmeler sütlerini Ulusal Süt Konseyi’nin tavsiye fiyatına göre satamıyor. Süt 7 buçuk lira iken tüccar kırsalda 7 liraya süt topladı.
12 milyon ton yem ithal ediyoruz. Yem açığımız var. Mısır, soya, arpa, ayçiçeği küspesi, pamuk tohumu küspesi yem için gerekli. Bunları ithal ediyoruz. Ancak bu ürünler kendi ülkemizde de yetişebiliyor olmasına rağmen ülkeye yönetenlerin bakış açısının sorunlu olması nedeniyle biz bu ürünleri ithal ediyoruz. İktidar sorunu çözmek istese yem açığını ortadan kaldıracak çözüm yolları bulurdu. Bugün samanın tonu 1600-1700 liraya, yoncanın tonu 3500-3700 lira arasında fiyata satılıyor.
Türkiye’de 6 buçuk milyon, Fransa’da 3 buçuk milyon süt ineği var. Ancak Fransa’nın süt üretimi Türkiye’den fazla. Çünkü orada hayvanlara yeterli yem veriliyor. Ülkemizde ise yem fiyatlarındaki fahiş artış nedeniyle hayvanlara yeterli yem verilemiyor ve bu nedenle de süt üretimi düşüyor.
Türkiye’de şu aşamada tarımın bitişinin seyredildiğini söyleyen Gürer, dünyada gıdada kendi kendine yetemeyen ülkelerin sıkıntı yaşadığını ve başka ülkelerden gıda ithalatı yapmaya çalıştığını anlattı. Türkiye’nin ise kendi kendine yetecek şartlara sahip olduğunu ancak siyasi iradenin bu konuda başarısız olduğunu belirtti.