Fikret Bila
BOP İşliyor!
ABD, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da 22 ülkenin sınırlarının değiştirileceğini söyleyerek dünyaya duyurduğu Büyük Orta Doğu Projesi’ni (BOP) adım adım uyguluyor.
Bu proje ABD’nin emperyalist yayılmacılığı anlamına geldiği gibi İsrail’in daha da büyümesi ve etrafında güvenlik çemberi oluşturmasını içeriyor.
İran’ın desteklediği HAMAS’ın son saldırısıyla İsrail’in işgalini genişletme harekâtı da başlayacaktır.
ABD, 11 Eylül saldırısını bahane ederek önce Afganistan’ı işgal etti, Rusya’ya karşı desteklediği El Kaide’yi, Taliban’ı Afganistan’ın ve bölge ülkelerinin başına belâ ettikten sonra çekildi. Afganistan o günden bire düzen tutmuyor.
Başlangıçta Atatürk’ün yolundan gitmeye çalışan Afganistan’ın Taliban yönetimi altında görünür bir gelecekte, demokratik, çağdaş bir ülke haline gelmesi artık mümkün değil.
ABD, “Saddam’ın nükleer silahları var” bahanesiyle bu ülkeyi de işgal etti.
Saddam’ı devirirken Irak’ı ikiye böldü. Kuzey Irak’ta Barzanilerin yönetiminde fiilen bağımsız bir devlet kurdu. Irak’ı mezhepler üzerinden iç savaşa sürükledi.
Aynı planı Suriye’de de uygulamaya koydu. İç savaş bahanesiyle Suriye’nin kuzeyini işgal etti. Bu ülkeyi de ikiye böldü. Kuzeyinde PKK’ya bir devlet ve bir ordu kurdu. Türkiye’nin sınırına çok yakın bölgede PKK’nın yönettiği bir Kürt devleti var.
Bir sonraki aşamada Kuzey Irak ile Kuzey Suriye’yi birleştirerek tek bir devlete dönüştürme planı var.
Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki PKK unsurları bu amaç için çaba gösteriyor.
Suriye’den sonra sıranın İran’da olduğu anlaşılıyor. ABD ve İsrail İran’ı bölmek için fırsat kolluyorlar.
İran Kürdistanı’nın ve Güney Azerbaycan’ın İran’dan kopması için ortam oluşturmaya çalışıyorlar.
ABD ve İsrail’in bu gayreti bir yandan İsrail’i Filistin’in kalan topraklarına ve bir yandan da Lübnan’a doğru genişletmeye yönelik. Etrafındaki devletler parçalanıp bir büyük Kürdistan devletinin ortaya çıkması ise İsrail’in güvenliği açısından arzu ettiği bir sonuç.
İşgal edilmiş, bölünmüş, iç savaşta yıkılmış bir Irak ve Suriye artık İsrail için bir tehdit değil.
ABD ve İsrail aynı sonucu İran’da da alırsa İsrail için güvenlik çemberi daha da sağlamlaşmış olacak.
Tabii İran’dan sonra sıradaki devletin Türkiye olduğunu tahmin etmek zor değil.
Sınırın hemen altında Suriye’de kurulan PKK devletinin Türkiye’ye doğru genişleyip Güneydoğu’yu da kapsaması Büyük Ortadoğu Projesi’nin dışında değildir.
Bu proje PKK terör örgütünün nihai hedefiyle de örtüşüyor.
PKK’nın anayasası kabul edilen KCK Sözleşmesi’nde nihai hedef; Irak, Suriye, İran ve Türkiye’den koparılacak dört parçanın birleştirilip Büyük Kürdistan Devleti’nin kurulması olarak açıkça yer alıyor.
ABD, son olarak Türkiye’ye ait bir SİHA’yı düşürmesine karşın Ankara gerekli karşılığı veremedi.
Durumun “yanlış anlamaların yol açtığı üzücü bir durum” olarak geçiştirilmesini kabullendi. Ancak son iki gündür Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu olayın milli hafızaya yazıldığını, “vakti saati gelince gerekenin yapılacağını” duyurdu. O vaktin ve saatin ne zaman geleceği belirsiz.
MHP Lideri Devlet Bahçeli de dünkü grup toplantısında, “ABD’nin Suriye’de PKK teröristlerinin yanında ne işi var” diye sordu.
Bu iktidar yanı başında PKK’ya devlet ve ordu kuran ABD’ye sert bir karşılık veremez. Veremediği daha önce Trump’ın haddini aşan mektup olayında da görüldü.
Bu iktidardan Bülent Ecevit, Süleyman Demirel gibi Türkiye’deki ABD üslerini kapatmak gibi bir karşılık vermesi de beklenemez.
İktidarın çıkar ilişkileri, ekonomik bağımlılığı buna engeldir.
ABD de bunu çok iyi bildiği için sınırın hemen altında istediği gibi at koşturuyor.