Evin havasını sinsi sinsi kirletiyorlar
Çocuk İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bölümünden Doç. Dr. Hikmet Tekin Nacaroğlu, kışın alerjik çocukları ev ve okullarda bekleyen tehlikelere karşı uyardı. Doç. Dr. Nacaroğlu, dünya çapında en yaygın görülen kronik hastalıklardan birinin alerji olduğunu belirterek "Alerjik hastalıklar içinde de en bilinenleri alerjik nezle ve astımdır. Her iki hastalık da solunum yollarının hastalıkları olup, sıklıkla hava yolu ile alınan kirletici maddelere ve alerjenlere maruz kalma ile yakından ilişkilidir. Endüstrileşme ile başlayan yaşam şartlarımızın değişmesi, kırsal yaşam koşulları yerine kentsel yaşama dönüş, ev içi ve dış ortam hava kirliliği ve sigara dumanına maruziyet gibi çeşitli faktörler alerjik hastalıkların artmasında etkili olmaktadır” diye konuştu.
Akciğer fonksiyonları azalıyor
Kışın çocukların kapalı mekanlarda daha sık vakit geçirdiğine dikkati çeken Doç. Dr. Nacaroğlu, şöyle devam etti: "İçinde bulunduğumuz kış aylarında çocuklarımız vakitlerinin büyük bir kısmını kapalı ortamlarda geçirmesi nedeniyle alerjik çocuklarımız için ev gibi kapalı ortam koşulları daha da önemli hale gelmiştir. Çocuklar evlerde ve diğer iç mekanlarda solunum yolu ile alınan ev tozu akarları, küf sporları, kedi ve köpek tüyleri gibi alerjenlere, hava kirletici partikül maddelere ve sigara dumanına uzun süre maruz kalmaktadırlar. Hava yolu kirleticilerine bu şekilde maruziyet, astım tanısı ile izlenmekte olan alerjik çocuklarda hava yolu hassasiyetinde artışa neden olarak, astım şikayetlerinin artmasına ve akciğer fonksiyonlarında azalma gibi ciddi sorunlara neden olmaktadır."
Isıtıcı türü alerji şikayetlerini artırabilir
"Alerjik çocukların yaşadığı ortamdaki hava kirliliği; pencerelerin açılmasıyla dış ortamdaki havadan gelen kirletici partikül maddeler ile ev içindeki çeşitli kaynaklara bağlı kirleticilerden oluşan kompleks bir karışımdır" diyen Nacaroğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
"Ev içerisinde hava kirleticileri arasında; ocak ve fırınlardan kaynaklanan yanma kaynaklı emisyonlar, gaz veya gaz yakıtı ile çalışan ısıtıcılar, odun sobası veya şömineler, kül, parfümler ve diğer kokular, oda-saç spreyleri, klor bazlı temizlik ürünleri, boyalar, pişirme kokuları, küf sporları, duş buharı, tütün ürünleri dumanı, ev ürünlerinden, mobilyalardan ve diğer kaynaklardan salınan uçucu ve yarı-organik organik bileşiklerden oluşmaktadır. Aynı zamanda dış ortamda hava kirliliğine neden olan trafik dumanı, nitrojen dioksit, ozon ve havada asılı partikül maddeler evlerin havalandırılması sırasında iç ortama geçiş yapmaktadır. Hem iç hem de dış ortam kaynaklı hava kirleticilerine maruz kalmanın sonucu olarak da alerjik çocuklarda burun akıntısı, hapşırık, burun tıkanıklığı, geniz akıntısı, öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi alerjik şikayetler artmaktadır."
Viral enfeksiyonlardan kaçınılmalı
Özellikle astıma bağlı şikayetlerin önlenmesi ve astım ataklarına bağlı hastane yatışlarının azaltılması için hava kirleticileri ile kimyasalların belirlenerek maruziyetin önlenmesinin önemini belirten Doç. Dr. Nacaroğlu, "Alerjik çocukların ebeveynleri, astım şikayetleri tetikleyen maddelerden kaçınmak konusunda bilinçli olmalı, ev gibi iç ortamlarda hava kirliliğini azaltmak için gerekli önlemleri almalıdır. Bazı çalışmalarda HEPA filtreli hava temizleyicilerinin kullanılmasının, iç ortamda hava kirletici kimyasal partikül madde yoğunluğunu anlamlı derecede azaltarak, astımlı çocuklarda şikayetsiz gün sayısını arttırdığı gösterilmiştir. Ayrıca nezle, grip, farenjit gibi soğuk havalarda görülme sıklığı artan viral enfeksiyonlarda alerji hastalarını kış aylarında olumsuz etkilemektedir. Alerjik çocuklar bu viral enfeksiyonlara maruz kalmaları sonucunda astım ve alerjik nezle belirtileri ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle alerji hastaları; hava kirliliği olan kapalı ortamlardan uzak durmalı, kalabalık ortamlarda uzun süre bulunmamalı ve sigara dumanından korunmalıdır" ifadelerini kullandı.
Kaynak:Demirören Haber Ajansı (DHA)