Yapay zeka ve dijital devrim eğitimde nasıl fırsatlar ve zorluklar yaratıyor?

Teknolojinin evrimsel gücü, eğitimde ezberin değil yaratıcılığın ve toplumsal değişimin çağını başlatıyor.”

“Türkiye, dijital devrimin getirdiği fırsatları kaçırmamak için, eğitimde büyük bir paradigma değişimini cesaretle kucaklamalı. Ezberin, tekdüzeliğin yerini yaratıcılık, eleştirellik, etik ve dayanışma almalıdır.”

Eğitim teknolojileri, yapay zekâ ve gelecek öngörüleriyle tanınan İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Devkan Kaleci ile dijital devrimden bireyselleştirilmiş öğrenmeye, yapay zekânın eğitimdeki rolünden yeni okul modeline kadar eğitimin geleceğine ışık tutan başlıkları konuştuk.

img-20250825-wa0040.jpg

Geleceğin Okulları: Yapay Zekâ ile Bireyselleşen Eğitim ve Yeni Toplumsal Düzen

Tüm dünyadaki eğitim sistemlerinin kökenlerinde Sanayi Devrimi var. Dijital çağda bu kökenlerin nasıl bir değişimle karşı karşıya olduğunu düşünüyorsunuz?

Sanayi Devrimi’nin eğitime kazandırdığı merkeziyetçilik, standartlaşma ve tek tipleşme anlayışı, artık dijital çağın hızına ve çok boyutluluğuna cevap veremiyor. Eğitim, sadece bilgi aktaran ve öğrencileri aynılaştıran bir yapıda kalamaz. Teknolojik devrim, toplumsal ve ekonomik yapıları dönüştürdüğü gibi, eğitimde de bireyin öne çıktığı, esnek ve kişiselleştirilmiş modelleri zorunlu kılıyor. Mevcut sistemleri ısrarla devam ettirmek bireylerin ve toplumun değişen ihtiyaçlarını karşılaması mümkün değildir. Tam tersine yeni toplumsal eşitsizliklerin ve fırsat kayıplarının önünü açacaktır.

Yapay zekâ ve dijital devrim eğitimde nasıl fırsatlar ve zorluklar yaratıyor?

Yapay zekâ ve dijital devrim, eğitimde kişiselleştirilmiş ve adaptif öğrenme imkânı sunarak öğrenciye özgü öğrenme yollarını mümkün kılıyor. Rutin işleri azaltıp öğretmene yaratıcı rehberlik ve mentörluk alanı açıyor. Ancak, veri güvenliği, etik, eşitsizlik, algoritmik ayrımcılık ve demokratik ilkeler gibi yeni sorunlarla da karşı karşıyayız. Buradaki anahtar, teknolojinin insanı merkeze alacak şekilde; kapsayıcı, etik ve dayanışmacı bir biçimde uygulanmasıdır. Eğitimde yeni çağ, sadece dijital araçların kullanılması değil; bütüncül ve kapsayıcı bir dönüşümü gerektiriyor.

Yeni çağda öğrencinin rolü nasıl değişecek? Geleceğin öğrencisinden beklentiniz nedir?

Geleceğin öğrencisi, pasif bilgi alıcısı değil; aktif bilgi üreticisi, eleştirel düşünme ve sorgulama becerisine sahip, çoklu kaynaktan gelen verileri analiz edebilen, dijital okuryazarlıkta ve etik kullanımda yetkin, yaşam boyu öğrenmeye açık birey olacaktır. YZ destekli eğitimde öğrenciler sadece “cevap veren” değil, “doğru soruyu soran”, bilgiyi sorgulayan ve dönüştüren aktörlere dönüşecektir. Ayrıca işbirlikçi, disiplinler arası ve topluma duyarlı öğrenciler yetiştirmek en büyük önceliğimiz olmalı.

Eğitimcinin (öğretmenin) rolü ne olacak? Dijital çağın öğretmenleri nasıl bir dönüşüm yaşayacak?

Dijital çağda öğretmen, klasik anlamda bilgi aktarıcısı olmaktan çıkıp; öğrenme kolaylaştırıcısı, mentör ve yenilikçi pedagojilerin uygulayıcısı olacak. YZ ile birlikte öğretmenler, öğrencilerin ihtiyaçlarına uygun bireyselleştirilmiş öğrenme süreçlerini yönetecek, eleştirel sorgulama ve etik dijital okuryazarlık gibi alanlarda rehberlik yapacak. Ayrıca, yaşam boyu öğrenme ve dijital yetkinliklerini sürekli geliştirmek, öğretmenlerin mesleki dönüşümünün temel parçası olacak.

Geleceğin okulu nasıl bir yapıya sahip olacak? Dijital ve fiziksel okulların birleşiminden nasıl bir model ortaya çıkacak?

Geleceğin okulu, iki ana bileşenden oluşacak. Dijital okullar bireyselleştirilmiş teorik eğitimi, fiziksel okullar ise beceri temelli, uygulamalı ve yaratıcı deneyimleri sunacak. Haftanın büyük kısmında öğrenciler, dijital ortamda YZ destekli platformlarla kendi hızlarında öğrenme imkânına sahip olacak. Fiziksel okullar ise sadece pratik ve toplu etkinlikler, projeler, laboratuvar ve sanat atölyeleri gibi alanlarda kullanılacak. Böylece hem bilişsel gelişim hem de uygulamalı, yaratıcı, topluma katkı sağlayan bireyler yetiştirmek mümkün olacak. Bu model, eğitimin sadece bireysel değil, toplumsal ve etik boyutunu da öne çıkaracaktır.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

Türkiye, dijital devrimin getirdiği fırsatları kaçırmamak için, eğitimde büyük bir paradigma değişimini cesaretle kucaklamalı. Ezberin, tekdüzeliğin yerini yaratıcılık, eleştirellik, etik ve dayanışma almalıdır.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şahin Aybek Arşivi