Şortla konsere giden başbakanımız olsaydı?

Çayınızı içtiniz mi? Kahvaltınızı yapabildiniz mi? Sabah kahvenizi yudumladınız mı?

Yoksa nerde o günler diyenlerden misiniz?

Sabah karanlığında yola koyulanlardan mısınız?

İşçi misiniz, memur musunuz, esnaf mısınız, işsiz misiniz, iş insanı mısınız bilemem. Ama hepinize bir sorum var…

Bu satırları nerede nasıl okuduğuysanız derin bir soluk alın önce meseleyi anlatayım…

Finlandiya Başbakanı Marin’in ülkesinde düzenlenen rock festivaline deri ceket, kot şort ve ayağına bot çekerek gitmesi büyük alkış aldı.

O festival ki 1970’li yıllardan kalma. Finlandiya’nın en eski festivali. Başbakan sosyal medya hesabından şu kendi fotoğrafını yayınlamış: ‘Tatil bugün başladı. İstikamet Turku ve Ruisrock’ demiş…

(Hemen şu notu düşeyim : Eleştirenler oldu. Pandeminin baş gösterdiği günlerde bu festivale katılman maskesiz saatlerce dans etmen doğru değildi diyenler çıktı. O da özür diledi)

Mesele bu değil. Mesele şu:

Başbakan deri ceket, kort şortla bugün tatil günüm diyerek hayatını yaşayabiliyor. Bu çok normal karşılanıyor. Başbakan oldu diye siyasetçi oldu diye farklı yaşaması gerekmiyor.

Canı rock festivaline mi gitmek istedi; gidiyor…

Canı şort giymek mi istedi; giyiyor…

Canı sabaha kadar dans etmek mi istedi; ediyor…

Canı bira mı içmek istedi; içiyor…

Bizde bırakın ülkeyi yöneten kişiyi, bırakın ana muhalefet liderini, bırakın parti başkanını, bırakın belediye başkanı, bırakın siyasetçiyi içlerinden birini denize girerken gördünüz mü?

Mayolu!...

Hafazanallah…

Bizde siyasetçiler’ ‘laciler’ içindedir. Halkın içinden geldiklerini söylerler ama halk gibi davranmazlar. Siz hiç, Tayyip Erdoğan’ı denize girerken gördünüz mü?

Erdoğan Okluk koyuna gidince bölgeye karadan havadan denizden ulaşmayı kapatıyorlar…

Niye?

Biri Tayyip Beyi mayolu fotoğrafını çeker diye?

Ayıp mı?

Yo…

Sadece Tayyip Bey sakınmıyor; tüm siyasetçiler de aynı kafada… AKP’lisi de CHP’lisi de İyi partilisi de, MHP’si de solcusu da sağcısı da, devrimcisi de muhafazakarı da…

Demirel Tuzla’daki yazlığında üstü çıplak gezinirken fotoğrafının çekildiğine anlayınca göğüslerin kapatmıştı.

Ecevit en sevdiğim, hasret duyduğum tek şey denize girmek ama 20 yıldır ayağımı sokmadım diye dert yanmıştı…

Bu konuda en rahat iki lider tanırım. Özal ve Baykal…

Ne yazık ki bu ülkede siyasetçinin halk gibi davranması ayıplanır. Koskoca vekil oldu, koskoca bakan oldu, koskoca başbakan oldu hala mı mayo giyip denize giriyor, hala mı piknik yapıyor diye küçümsenir.

Siyasetçi de mecburen erkekse takım elbiseyle, kadınsa tayyörle kısıtlanmış hayat sürer.

Hatırlar mısınız bilmem. 2015 yılıydı; HDP Milletvekili Dengi Yılmaz’ın kadın arkadaşıyla kumsalda mayoyla bira içerken fotoğrafı yayınlandı diye siyasi hayatı bitti… Daha doğrusu bitirildi…

Dönelim yazının başındaki temel soruya, temel meseleye…

Finlandiya’da kişi başına düşen gelir 40 bin dolar, Türkiye’de 8 bin doların biraz altında…

finlandiya.jpg

Yanıt verilmesi gereken soru şu:

Finlandiya’nın 37 yaşındaki başbakanı kot şort ve deri ceketle rock festivaline gidebildiği için mi o ülkede kişi başına düşen gelir 40 bin dolar…

Yoksa o ülkede kişi başına düşen gelir 40 bin dolar olduğu için mi genç başbakan kot şort giyme cesareti gösterip, üzerine deri ceket çekip rock konserine gidebiliyor?

Valla felsefe sorusu değil, hayat sorusu.

Yanıtınızı bekliyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi