Sedef Hastalığına Dair Bilinmesi Gerekenler

Psoriasis, bilinen adı ile Sedef hastalığı, cilt hücrelerinin normalden daha hızlı çoğalmasıyla, farklı boyutlarda ve normal deriden kızarık keskin bir sınırla ayrılmış, hastalığa ismini veren sedef renkli plaklar oluşmasına neden olan kronik bir otoimmün cilt hastalığı olup, bulaşıcı değildir.

Normal ritminde cilt hücreleri her 10-30 gün arası değişirken, sedef hastalığında bu sürenin 3-4 güne kadar düşmesi ve sık bir şekilde yenileri ile değiştirilen eski hücrelerin birikmesi sonucu ciltte pullanmaya neden olmaktadır.

Genetik yatkınlık önemli bir rol oynamakla birlikte, yaşam koşulları, stres, hava kirliliği, kötü beslenme alışkanlıkları, fiziksel ya da ruhsal büyük travmalar, viral ya da bakteriyel enfeksiyonlar, kilo, ciltte meydana gelen kesikler, sıyrıklar veya cerrahi müdahaleler, bipolar bozukluk için kullanılan lityum, sıtma ilaçları, beta-bloker gibi tansiyon ilaçları, hidroksiklorokin veya antimalaryal ilaçlar ile, özellikle genç erkeklerde aşırı alkol ve tütün ürünleri kullanımı gibi pek çok faktör hastalığın tetiklenmesine neden olabilmektedir. Hastalığın en sık tutulum yaptığı yerler saçlı deri, diz, dirsek ve kalça bölgesi olmakla beraber, diğer vücut bölgelerinde ve tırnaklarda görülebilmektedir. Bazen hastalığın farklı belirtilerle seyretmesi başka hastalıklar ile karışmasına neden olabildiğinden, kesin tanı için biyopsi yöntemi de uygulanmaktadır.

Hastalığın görülme sıklığı toplumda %1-3 arasında değişmekte olup, alevlenme ve iyileşme evreleri şeklinde seyretmektedir. Hastalık özellikle kış dönemlerinde ve soğuk günlerde daha sık görülmekte olup, bu dönemlerin süresi hastadan hastaya değişmekte, iyileşme süreci yıllarca sürebildiği gibi, 2-3 ay da olabilmekte, hatta aynı kişide bile değişkenlikler gösterebilmektedir.

Sedef hastalığı iç organlardan kaynaklanan bir hastalık olmasa da, bazı hastalıklarla birlikte olma eğilimi bulunmakta, obezite, şeker hastalığı, kalp hastalığı, hipertansiyon, kolesterol ve kandaki yağ oranı yüksekliği sedef olmayan insanlara göre daha sık görülmektedir. Ayrıca, sedef hastalığı olan kişilerde sedef romatizmasına da (psoriatik artrit) rastlanabilmektedir. Bu bakımdan sedef hastalarının, başta cildiye hekimi olmak üzere, diğer ilgili branşlardan uzman hekimlerle de temasta kalmaları, genel sağlık durumları açısından önem arz etmektedir.

Hastalık görünür lezyonlara neden olduğundan, hastaların yaşam kaliteleri ve sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkilenmekte, tedavi amaçlı yağlı merhemlerin kullanımı da gündelik yaşamda konfor azaltıcı bir faktör olarak ortaya çıkabilmektedir.

Sedef, kronik bir hastalık olduğundan, başlangıç dönemde uygulanan tedaviler sadece semptomları hafifletmek için kullanılmakta, genellikle D vitamini ve steroid (kortizon) içeren krem ve nemlendiricilerden oluşmaktadır. Ayrıca, metotreksat, siklosporin gibi ilaçlarla, retinoidler olarak bilinen A vitamini formları ilaçlar sedef tedavisi kapsamında kullanılan sistemik ilaçlar arasında yer almaktadır. Bu tedavilerden istenilen yanıtın alınamadığı ya da bu tedavilerin kullanılamadığı durumlarda, bazı hastalarda tama yakın iyileşme sağlayan biyolojik ajan (iğne) tedavilerine geçilebilmektedir. Enjeksiyonlar sedef hastalığının türüne bağlı olarak bir dermatolog veya romatolog gözetiminde ve belirlenmiş tedavi protokolüne göre haftalık, iki haftalık veya aylık olarak uygulanmaktadır.

Denize girmenin ve güneşin sedef hastalığına iyi geldiği bilinmekle birlikte, özellikle güneşten faydalanma saatleri oldukça önemlidir. 10-11 ile 16-17 saatleri arası, güneşlenmek için en uygun saatlerdir. Uzun süreler yoğun güneş ışınlarına maruz kalmak, kısa sürede lezyonları sönümlendirse de, hastalığın tekrar alevlenmesi sürecini olumsuz etkileyebilmektedir.

Bu arada, bir süre önce Küba’ya yaptığım seyahat esnasında, bu ülkede uygulanmakta olan Sedef ve Vitiligo hastalıkları tedavileri hakkında tesadüfen karşılaştığım Kübalı bir sağlık çalışanından da bilgi edinme fırsatım oldu.

Küba’da bu hastalıkların tedavisinde son derece olumlu sonuçların elde edildiği ve dünyanın çeşitli ülkelerinden hastaların bu ülkeye tedavi için geldiği bana aktardığı bilgiler arasındaydı...

Sağlıkla kalın !..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Bengi Başer Arşivi