Olcay Aydilek
OVP’nin Güçlü Ve Zayıf Yanı: Erdoğan Ve Erdoğan…
Ekonominin, gelecek 3 yıllık yol haritası niteliğindeki Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. 2006 yılından bu yana 3 yıllık dönemleri içerecek biçimde açıklanan OVP’lerin, 19’uncusunda iddialı hedefler yerine Türkiye ekonomisinin gerçekleriyle belli ölçüde de olsa temasın kurulduğu bir perspektif göze çarpıyor.
Programın, kuşkusuz önemli unsurlarından birini enflasyon ve fiyat istikrarı oluşturuyor. Programda, bu yıl sonunda enflasyonu yüzde 65 olarak tahmin edildi.
Merkez Bankası, 27 Temmuz Perşembe günü enflasyon tahminlerini revize etmiş ve yüzde 58’e yükseltmişti. Enflasyon tahminlerinin bu kadar sık aralıklarla değişmesi doğal olarak bir “güven” sorununu da beraberinde getiriyor.
Yeni OVP’ye göre enflasyon 2024 yılında yüzde 33, 2025 yılında yüzde 15.2 ve 2026 yılında yüzde 8.5 olacak. Türkiye, tek haneli enflasyona ancak 2026 yılında geçebilecek. Hedefler tutsa bile enflasyon ve hayat pahalılığı derecesi ve yakıcı etkisi değişmekle birlikte devam edecek. Vatandaş, kemer sıkacak. Tüketim kısılacak.
Dolar tahmini
OVP ile yıllık ortalama dolar/TL kuru tahminleri de ortaya çıktı. Yıllık ortalama dolar/TL kurunun 2023 için 23,88, 2024 için yüzde 54 yıllık artışla 36,78, 2025 için yüzde 19,4 yıllık artışla 43,93, 2026 için yüzde 8,8 yıllık artışla 47,79 olması öngörüldü.
Dolarda, 2024 ortalaması dikkate alındığında bu yılki tahmine göre 54’lük bir artış öngörülüyor. Bu oranla yüzde 33’lük enflasyon tahmini arasında “uyumsuzluk” gözlerden kaçmıyor.
Dolardaki tahminler, yurt dışından çok yüksek tutarlı kaynak girişine odaklı bir anlayışı ya da beklentiyi yansıtıyor. Merkez Bankası’nın dişe dokunur faiz artışı da başka bir seçenek olarak öne çıkıyor.
İşsizlik artacak
Büyüme yavaşlayacak. 2023 yılı için yüzde 4.4, 2024 yılı için yüzde 4, 2025 yılı için yüzde 4.5 ve 2026 yılı için de yüzde 5 büyüme hedefi konuldu.
Türkiye’nin en büyük sorunları arasında yer alan işsizlik, 2024 yılında da can yakmaya devam edecek. Vatandaş, hayat pahalılığı ile birlikte işsizlikle de boğuşmayı sürdürecek.
OVP’de işsizlik tahmini 2023 için yüzde 10,1, 2024 için yüzde 10,3, 2025 için yüzde 9,9, 2026 için yüzde 9,3 oldu.
Kişi başı gelirin bu yıl 12 bin 415 dolar, 2024'te 12 bin 875 dolar, 2025'te 13 bin 717 dolar olması öngörüldü.
Cari açık
OVP’de, 2024-2025 ve 2026 yıllarında öngörülen cari açık önemli bir konu başlığıdır. Programa göre cari açık 2024'te 2,6 trilyon lira, 2025'te 1,8 trilyon lira ve 2026'da 1,8 trilyon lira olacak.
Milyarlarca dolarlık bu büyük açık yurt dışından borçlanılarak finanse edilecek. Merkez Bankası’nın rezervlerinin zayıflığı ya da kırılganlığı da dikkate alındığında ekonomide öngörülen hedeflere az da olsa ulaşılabilmesi için yurt dışından yüklü miktarda kaynak girişi zorunlu görünüyor. Ülkeyi, zor bir süreç bekliyor.
Erdoğan etkisi
Söz iddiadır, yapıp ettiklerimiz kanıtı… Söze değil eyleme bakılır.
OVP’de, hedefler ve öngörüler göz alıcı biçimde sıralanabilir. Bunlar gerçekçi de bulunabilir. Gerçekten uzak da olabilir.
Bir programın başarısı, hiç kuşku yok ki uygulayıcılarının kararlılığından geçer.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni hükümet sistemi uyarınca “tek” karar mercidir. Tartışmaların yapıldığı, gücün görece dengeli biçimde dağıldığı bir Bakanlar Kurulu yok artık. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirleyici olduğu ve atadığı bakanlardan oluşan bir “kabine” ve karar süreçleri var.
Erdoğan’ın gücü, genişliğine ve derinliğine etkisini her alanda gösteriyor. Bu güç, program için avantajdır. Programın en zayıf yanını da yine bu güç oluşturmaktadır. Kısaca söylemek gerekirse programdan beklenen başarıyı, tek karar alıcı Erdoğan’ın “rasyonaliteyi” işletmesi, ekonominin gereklerine, deneyime, birikime ve koşullara göre adım atması belirleyecektir. Erdoğan, ne zaman “oyun bitti” der bilinmez…