Mustafa K. Erdemol
Orta Çağ'ın kış ziyafetiydi
Şu Noel yemeği dedikleri
Tüm Avrupa’da öyle mi bilmem ama İngiltere’de Noel günleri gerçekten güzeldir. Benim yaşımdakilerin, tadını hala unutamadığı bizim bayram günlerimize benzer biraz. Herkes iyidir gerçekten ya da öyle görünür göze. Ortam istese de kimseyi kötü göstermez insana. Tuhaf bir iyimserlik vardır yani. Fakirlerin, evsizlerin belki de en çok anımsandığı zamanlardır. Herkesin empati yapmasını kolaylaştıran bir tarafı olduğuna da inanırım bu yüzden.
Londra’ya ilk geldiğim yıllarda Noel süreci boyunca, evsizlere yemek dağıtan yardım kurumlarında gönüllü çalışmıştım. Bu kurumlar her gün yemek dağıtırdı yoksullara aslında ama Noel zamanında çalışacak kimse olmadığı için gönüllülere ihtiyaç duyarlardı. Köprü altlarında, çöplük kenarında ya da nereyi bulmuşlarsa oralarda yatan evsizleri bulup verirdik yemeklerini. İşe yaramaktan keyif almama rağmen gerisini getiremedim, yaşam beni de hayli zor sıkıntıların içine atmıştı çünkü.
Noel gününün (25 Aralık) akşamı, yemeğin menüsü önceki günlerinden farklıdır tabii. Daha zengin ama mutlaka içinde -bütün olmasa da- hindi parçalarının bulunduğu yemeklerden oluşurdu Noel menüsü. Noel yemeği çok ama çok önemlidir çünkü. Büyük ziyafetlerden aile içi özel bir yemeğe dönüşen Noel sofrasında tüm aile bireyleri bir arada olmaya çok önem verir. Bunun dini bir nedeni olduğunu sanırdım işin garibi. Oysa ilgisi yoktur.
Zenginler sofrasından çıkma
Aslında Noel'in kendisi de “hiçbir dönemin ürünü“ değildir denir. The Week’te okudum öyküsünü. Her dönemde ritüelleri evrim geçirmiştir. Modern Noel için tarihi 1800’lere kadar götürürler ama bu dünkü çocuk yapar Noel'i. Daha da eskidir tarihi. Noel yemeği de elbette evrimleşti. İlk zamanlarda yenilenden farklı olan yemeğin öncüsünün geç Neolitik döneme kadar uzanan kış ortası ziyafeti olduğunu söyleyenler vardır örneğin. Pagan kış gündönümünü kutlamak için düzenlenen bu ziyafetlerde sığır yahnisi ya da şişte pişirilmiş domuz etinin yanı sıra "yengeç elması, fındık, böğürtlen" de yer alıyordu denir.
İlle de Hıristiyanlıkla bağ kurmaya çalışanlar yanılır. Doğrudan ilgisi yok çünkü. Hıristiyanlık öncesi Romalılarda daha başkadır. MS birinci yüzyılda Britanya'ya geldiklerinde, Ekim Tanrısı Satürn'ü onurlandırmak için 17-23 Aralık tarihleri arasında düzenlenen Saturnalia başta olmak üzere kendi kış kutlamalarını da getirmişler beraberlerinde. Ortaçağda daha başkadır artık Noel yemeği. Kurallarda yumuşama olunca rahipler, rahibeler baharat da katmaya başlamışlardır. Kızarmış etler, turtalar eklenmiştir. Gittikçe zenginleşen bir menüdür artık. Daha Noel'in değişmez yemeği olarak hindi yoktur ortalıkta.
Hindi sonradan katıldı
Tudor’lar döneminde çıkacaktır ortaya hindi. İngiltere’ye ilk kez Kral 8. Henry döneminde Kuzey Amerika’dan gelerek Noel sofrasında baş köşeyi işgal edecektir. Noel pastası da ilk kez ortaçağda girmiştir menüye. Bu pastanın kökeni On İkinci Gece (5 Ocak) için yapılan bir pastaya dayanır. On İkinci Gece bir Hıristiyan festivalidir. 1600'lerin ortalarında Oliver Cromwell On İkinci Gece'de her türlü ziyafeti yasaklayınca halk bunun yerine içinde biraz da neşe olan Noel Günü’nde yapmaya başladı pastayı. Noel yemeğine en son katılan ürün ise şu meşhur Brüksel lahanasıdır. 18. Yüzyılın ikinci yarısında girmiştir ülkeye. İngiltere’de 65 milyon sterlinlik bir pazarı oluşturuyor bu küçük sebze. Noel yemeğinin ritüellerinin evrimleşmesi denilen olgu bu işte.
19. yüzyılda tamamlandı
Bugünkü Noel geleneklerinin tümü de 19 yüzyılda ortaya çıktı. Hindiyi Victoria dönemi orta sınıfı tercih ederdi. Bu dönemde artık Noel büyük bir ziyafet gerekçesi olmaktan çıkıp aile odaklı bir ritüele dönüştü. Aile yemeği olunca da öncekilerden farklı olarak daha çok sebze ile buluştu sofra. Yoksulun gücü ona yetebiliyordu ancak. Eğer İngiliz emekçilerinin evlerinde büyük fırınlar olsaydı, pişirilmesi zaman alan kaz, hindinin yerini alabilirdi kesinlikle. Pişirilmesi zor da olsa, bol bulunan bir hayvandı çünkü.
Benim o yoksullara dağıttığım Noel yemeği işte bu tarihsel aşamalardan geçmişti. Önce sığır yahnisi, sonra domuz, ardından hindi ile yapılan bir yemekti. Asla ağzıma sürmedim ben hindili Noel yemeğini. Çünkü Noel yemeği için İngiltere’de her yıl yaklaşık 10 milyon hindi katlediliyor. Yemem.
Noel yemeği bile onca aşamadan geçip zenginleşti ama köprü altlarında yatan evsizlerle yoksulların yaşamları daha da fakirleşti. İngiltere’de 120 binden fazla çocuk ile gencin evsiz olduğu tahmin ediliyor. Kimi kuruluşlar gerçek sayının daha da yüksek olduğunu ileri sürüyorlar. Çünkü evsizliği belirlemek zordur, bu nedenle resmi rakamlar herkesi içermez. Gayri resmi düzenlemelerle geçinen 'gizli evsizler' vardır.
Evsizlik riskini her geç gün arttıran da yoksulluk kuşkusuz. İngiltere’de yoksulluk içinde yaşayan 3,9 milyon çocuk bulunduğu söyleniyor. Batılıların söylemeyi çok sevdiği “üçüncü dünya“ ülkelerinden birinden değil, dünyanın altıncı büyük ekonomisinden söz ediyorum. Tüm ülkelerin yoksulları birbirine benzer. Kapitalizm yurttaş tanımaz, onun fakir kalmasından da yakındığı yoktur.
Bu yıl da Noel menüsünde hindi var. Ama fakirde menü yok.