Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın, Hürriyet gazetesinde yer alan açıklamaları, Türkiye ve dünyada tartışma konusu oldu. Erkan’ın, ekonomi içinden konuşmak yerine kişisel yaşamına ilişkin verdiği ayrıntılar ve siyasi düzleme çekilebilecek sözleri, tepkilere ve doğal olarak eleştirilere yol açtı.

Türkiye, 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimlere doğru hızla ilerliyor. Atılan her adımın ve her hamlenin seçimle ilişkisini kurmak teorik olarak yanlış olmaz.

Bu bağlamda Erkan ile yüksek enflasyon altında ezilen halk arasında, “yaşadıklarınıza yabancı olmayan Başkan” imgesi ve ince mesajı üzerinden kurulan ilişki sağlam bir çözümlemeyi gerektirmeyecek kadar açık ve net…

Bu açıklamalardan umulan sonuç alındı mı? Hedef kitleye, ekonomik krizin vurduğu dar ve sabit gelirli geniş kesimlere ulaşıldı mı?

Tepkiler, başarılı bir iletişim izlenimi vermiyor.

Sessiz çoğunluğun tepkisini kuşkusuz izleyen günlerde ve seçim sandığında göreceğiz.

YILMAZ’DAN TARİHİ UYARILAR

Bir başkandan, bir başka başkana… Durmuş Yılmaz, 18 Nisan 2006 tarihinde Merkez Bankası başkanlığına atandı. Bu görevini, 13 Nisan 2011 tarihine kadar sürdürdü.

Yılmaz, deneyimleri ışığınnda halktv.com.tr’ye, Erkan’ın sözlerini değerlendirdi ve ekonomi için tarihsel nitelikte çok önemli saptama ve uyarılarda bulundu.

Yılmaz, Erkan’ın açıklamalarının 3 yanlışı bir arada barındırdığını belirterek, tek tek şöyle sıraladı:

• Erkan’ın açıklama yaptığı (Hürriyet gazetesi) mecra, çıktığı yer yanlış…
• Soruları soran (Ahmet Hakan), Merkez Bankacılığını bilmiyor. İlgisiz sorular, ilgisiz yanıtlar. İkinci yanlış…
• Kaş yapayım derken göz çıkaran başarısız bir iletişim denemesi. Üçüncü yanlış…

GÜVEN VURGUSU

Yılmaz, Merkez Bankası’nın topluma en doğru, güvenilir ve etkili kanallardan ulaşmasının ekonomide atılan adımların başarısı için son derece önemli olduğunu vurguladı.

Yılmaz, bu bağlamda yanıt kadar, soruların da niteliğinin kritik değer taşıdığına işaret etti.

Yılmaz, deneyimleri ışığında Erkan’a şöyle seslendi:

“Sayın Erkan başarılı olmak istiyorsa bin düşünsün, bir konuşsun…”

Erkan, kendisinden önceki başkanlardan Yılmaz’a kulak verir mi? Göreceğiz…