Kılıçdaroğlu, yüzde 55-60 bir oyla seçilebilir

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığını reddederek Altılı Masa’dan kalkmasına İYİ Parti tabanı da dahil olmak üzere toplumdan yaygın ve sert tepki geldi. İYİ Parti’den üye düzeyinde istifalar saatler içinde yaygınlaştı. Toplum, Altılı Masa’nın bozulmaması, liderlerin hiçbirinin masadan kalkmaması mesajını verirken Millet İttifakı’na duyduğu güvenin, muhalefetin seçimi kazanacağına ilişkin umudunun ne kadar yüksek olduğunu gösterdi.

Akşener’in masadan kalkmasını onaylamadı.

Mesajı alan Akşener, hatasını anladı ve Altılı Masa’ya geri döndü. Diğer 5 lider de Akşener’i incitmeyecek ve masaya dönmesini sağlayacak ortamı sağladılar. Sonuçta Akşener, sert şekilde itiraz ettiği Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığını kabul etti. Karşılığında, cumhurbaşkanı adayı olmaları konusunda masadan kalkacak kadar ısrar ettiği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olmaları da bazıları kerhen de olsa 5 lider tarafından kabul edildi. Masadaki 5 genel başkanın cumhurbaşkanı yardımcısı olarak görev yapacakları da duyuruldu.

Ancak iki belediye başkanının cumhurbaşkanlığı yardımcılığına atanmalarının cumhurbaşkanının (Kemal Kılıçdaroğlu) uygun göreceği zamanda ve tanımı yapılmış görev alanıyla sınırlı olacağı mutabakat metninde kayda geçirildi. Akşener’in “yetkili ve icracı cumhurbaşkanı yardımcısı olsunlar” talebine diğer 5 liderin rezerv koydukları ve genel başkanlar gibi genel yetkili olmalarına onay vermedikleri, daha sınırlı bir yardımcılık tanımında uzlaştıkları anlaşılıyor.

Kriz çözüldü ve Altılı Masa’nın ortak cumhurbaşkanı adayının Kemal Kılıçdaroğlu olduğu Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu tarafından ilân edildi. Ortak adayını belirleyen Altılı Masa, artık yeni bir aşamaya ulaşmış oldu. Bundan sonra Kılıçdaroğlu’nun seçimi kazanması ortak amaç olacak. Şimdi Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansına ve nasıl bir cumhurbaşkanlığı yapacağı konusuna bakalım.

Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansı oldukça yüksek.

Normal şartlar altında, sandık güvenliği sağlanmış, demokratik bir seçim yapılması halinde Kılıçdaroğlu önemli bir farkla seçimi kazanır. Masadaki 6 partinin samimiyetle Kılıçdaroğlu’nun arkasında durması halinde, anketlere göre yüzde 40-45 arasında bir ittifak oyunu alıyor. Ayrıca HDP sözcülerinin açıklamalarından HDP’nin de Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyeceği anlaşılıyor. HDP’nin ve aynı ittifakta yer alan sosyalist solun desteğiyle Kılıçdaroğlu, yüzde 55-60 bir oyla seçilebilir.

İmamoğlu ve Yavaş’ın seçimden sonra cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacak olmaları da Kılıçdaroğlu’nun oyunu artıracak bir faktördür. İmamoğlu ve Yavaş’ın seçim kampanyası boyunca Kılıçdaroğlu’nun yanında olmaları, iki belediye başkanına destek veren, cumhurbaşkanı olmalarını isteyen seçmenlerin Kılıçdaroğlu’na oy vermelerini kolaylaştıracaktır.

Kılıçdaroğlu nasıl bir cumhurbaşkanı olacak?

Kılıçdaroğlu partili cumhurbaşkanı olarak değil, tarafsız bir cumhurbaşkanı olarak görev yapacağının işaretlerini dünden verdi. Partisinin grup toplantısında, bu toplantıya son kez katıldığını ve grup kürsüsüne veda ettiğini açıkladı. Bu veda ile sadece CHP’nin adayı olmadığını, 6 partinin ortak adayı olduğunu ve cumhurbaşkanı olduğunda da sadece 6 parti seçmeninin değil tüm Türkiye’nin
cumhurbaşkanı olarak hareket edeceğinin mesajını verdi. Kılıçdaroğlu’nun kucaklayıcı, kapsayıcı siyaset anlayışı, barışçıl, yumuşak üslubu, partizanlık yapmayacağının, Türkiye’yi yine uzlaşma içinde, parlamenter demokratik sisteme sağlıklı biçimde geçireceğinin göstergeleri. Dürüstlüğüyle bilinen Kılıçdaroğlu’nun çevresine ihale dağıtmayacağı da çok açık. Parayla pulla ilgisi olan bir lider olmadığı da biliniyor.

Ayrıca uzmanlık alanı olan denetim mekanizmalarını harekete geçirerek Hazine’den beslenen şirketleri, dev büyüklükte ihaleleri sırayla kazanan şirketlere ödenen paraları, hırsızlıkla, yolsuzlukla rüşvetle edinilmiş ve yurtdışına kaçırılmış servetleri mercek altına alacağı, bu paraların Türkiye’ye getirilmesini, sorumlulardan yargıda hesap sorulmasını sağlayacağına da kuşku yok. Yine bu sistemin verdiği yetkiyle, iktidarın liyakat yerine biat ve sadakate göre devlet kurumlarına yaptığı atamaları iptal edip yerlerine liyakate göre atamalar yaparak devlet kurumlarını yeniden bağımsız ve özerk hale getireceği de bir
gerçek.

Bu yönleriyle Kılıçdaroğlu, seçimi kazanacak, geçiş dönemini en iyi şekilde yönetip, Türkiye’yi yeniden demokrasiye kavuşturacak, demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yeniden inşa edilmesini sağlayacak bir cumhurbaşkanı olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi