Kılıçdaroğlu kazanırsa
İstanbul şahlanır

İstanbul dedim ama Ankara da şahlanır, İzmir de Mersin de Antalya da Muğla da CHP’li belediyelerin olduğu tüm kentler şahlanır.

Uçar…

Neden mi?

Merkezi iktidarın barikatı kalkar, merkezi iktidar köstek olmaz destek olur da ondan.

Ama özellikle İstanbul… Erdoğan İstanbul’u kaybetmesini bir türlü içine sindiremedi. Bu uğurda uyduruk gerekçeyle seçim iptal edildi!

İptal edildi ama ters tepti. AKP’nin beklediği olmadı. Seçmen büyük tepki gösterdi. İmamoğlu ikinci seçimde 800 bin oy fark attı. Rakibini tuş etti…

Bu Erdoğan’ı daha da sinirlendirdi. O gün bugündür İmamoğlu başarısız olsun diye Ankara elinden geleni yapıyor.

Sanki İstanbul başka bir ülkenin idaresine geçmiş gibi… Sanki İstanbul’u yöneten kişi bu ülkenin vatandaşı bu ülkenin seçilmiş başkanı değilmiş gibi…

Onu yaptılar bunu yaptılar, alttan girdiler üsten çıktılar, soruşturma üstüne soruşturma açtılar, her yapılan işi denetlediler, ihale dosyalarını didik didik ettiler.

Olmadı… İmamoğlu’nu durduramadılar…

İstanbulluya hizmetin önünü kesemediler. Halkın sevgisine tırpan vuramadılar.

Son çareler siyasi yasak getirmekti. Onu da kısmen yaptılar!..

‘Ahmak’ davasını biliyorsunuz. Bu iddianameye ceza veremem diyen hakimin Samsun’a tayini çıktı!

Yerine gelen hakim duruşmada; "Bu cümlenin Süleyman Soylu'ya söylenmediğini düşünen varsa dünyada; gelsin, biraz da gülelim. Herhangi bir çözümleme yapmaya gerek yok. Bu sözü kime söylediği belli. Süleyman Soylu'ya söylemiştir. Ben de o şekilde düşünüyorum" dedi. Ama cezayı verdi…

O zaman anladık ki; bu dava siyasi dava…

O zaman anladık ki; amaç İmamoğlu’nu saf dışı bırakmak…

Sadece biz anlamadık bütün Türkiye İmamoğlu üzerine oynanan oyunu anladı

Nereden biliyorsun diyeceksiniz?

Trabzon mitingine bakın, Isparta’ya, Tokat’a, Çanakkale’ye… İmamoğlu’na her gittiği yerde büyük ilgi var. Büyük sevgi var. Büyük destek var.

Bunun üç nedeni var…

Birincisi bütün engellemelere rağmen İstanbul’a yaptıklarının bilinmesi.

İkincisi siyasi yasak cezası verilerek mağdur edilmesi.

Üçüncüsü ve en önemlisi halkla samimi ilişki kurabilmesi, dil bütünlüğü sağlaması…

Bütün bunların üzerine Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı olup Çankaya’ya çıktığını da ekleyin.

İstanbul’a Şehircilik Bakanı müdahale etmeyecek. Ulaştırma Bakanı karışmayacak, İçişleri Bakanı müfettiş üzerine müfettiş yollayıp boğmaya çalışmayacak.

Kısaca İmamoğlu’nun eline, koluna, ayağına bağlanan zincirler kırılacak.

İki örnek vereyim. İmamoğlu Taksim meydanını İstanbul’a yaraşır meydana çevirmesin diye

Dünyanın sayılı meydanlarından biri yapmasın diye… Gezi Parkı Erdoğan’ın kararıyla Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfına devredildi. Mülkiyeti verildi.

Gezi Parkı’nın vakfa ait olduğu Erdoğan’ın aklına İstanbul’a kaybedince geldi. Taksim dünyanın en kötü meydanlarından bir olarak yıllardır duruyor. Gezi Parkı’nın girişi polis araçlarının park yeri oldu.

İkincisi taksi meselesi. İstanbul’a taksi bulma sorunu had safhada. İmamoğlu belediyenin işleteceği 5 bin taksi projesi yaptı. Taksilerde kamera olacak, takip cihazı olacak, üç vardiya 24 saat çalışacak. Aynı zamanda özel taksilere örnek olacak, özel taksiler de kendilerine çeki düzen vermek zorunda kalacak.

Proje buydu…

İmamoğlu onlarca defa gündeme getirmesine rağmen UKOME’ den geçiremedi. Eskiden ulaştırma komisyonunda çoğunluk belediyedeydi. İmamoğlu seçilince Erdoğan’ın kararıyla yapı değiştirildi çoğunluk bürokratlara geçti.

Bürokratlar da Ankara’dan gelen talimatla mı yoksa taksiciler lobisinin baskısıyla mı bilinmez İBB’ye yeni taksi izni vermedi.

Amaç ne diyeceksiniz?

İş yaptırmamak. İmamoğlu’nun sorun çözmesini engellemek. Böyle daha onlarca belki de yüzlerce mesele var.

Kılıçdaroğlu kazanırsa İstanbul şahlanır, İstanbul uçar demem bundan…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi