Mehmet Tezkan
İlgisiz, Duyarsız
Menfaatçi Toplum Olduk
Bayram günü biraz dertleşelim istedim…
Bu iktidar çok şanslı mı desem yoksa toplum olarak çok duyarsız, tepkisiz olduk mu desem…
Bilemedim…
Bir boş vermişlik hali var… Sormama, sorgulamama, umursamama durumu da diyebiliriz… Hak arama kutsal eylemlerin başında geliyordu.
Bu hale 21 yıllık iktidarın izlediği politikalarla mı geldik?
FETÖ’cü alçakların yıllardır millete kan kusturması, FETÖ’cü polis/savcı/hakim/bürokrat dörtlüsünün düzmece belge, sahte tanıklarla halkı sindirmelerinin sonucu mu?
Yoksulluk çukurunda başımız beynimiz döndü de ondan mı?
Veya hepsi mi?
Sizce…
İktidarın ülkeyi deney tahtası yapmasına, Maliye Bakanı Şimşek’in ifadesiyle yıllarca irrasyonel (akıl dışı) politika uygulamasına, her ay fakirleşmemize, paramızın pul olmasına doğru dürüst tepki göstermedik.
Hükümete (tek kişi: Erdoğan) yaptığın yanlış bile diyemedik. Yaptığının yanlış olduğunu yabancılar söyledi, çaresiz kabul etti. Teslim bayrağını çekti.
Tam tersi politika izlemeye başladı. Batırdığı ekonomiyi kurtarmaya soyundu.
Oysa seçmenin yüzde 52’si yüksek enflasyonla büyümeyi onaylamıştı! Yüksek Enflasyonu sorun etmemişti ama yabancılar etti. Hükümet (tek kişi Erdoğan) iki yıl sonra enflasyonla mücadele etmeye onay verdi.
İnşallah başarılır olur, bu ağır ekonomik kriz daha da derinleşerek işsizlik krizine de dönüşmez. Yüksek enflasyon/yüksek döviz kuru/ yüksek işsizlik…
Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük felaket… Çünkü bu girdaptan çıkması çok zor. Bu eşiğin kapısındayız.
Asıl mesele ne biliyor musunuz? Ne enflasyon ne işsizlik ne bu iktidarın çakılı kalması ne o ne bu…
Asıl mesele toplumun büyük kesiminin ülke sorunlarıyla ilgilenmemesi. Kulağını tıkaması.
Eskiden böyle değildi. Gençliğimde 17/18 yaşındaki genç de memleketin sorunlarıyla ilgilenirdi 45/50 yaşındaki amca da 77/80 yaşındaki dede de…
Gördüğüm şu: 18 yaşındaki de ilgisini kesti 78 yaşındaki de…
Mesela bayram nedeniyle yine gündeme gelen Osmangazi köprüsü, Çanakkale Köprüsü’nü ele alalım. İktidar siyasetçileri, iktidar gazetecileri şu kadar araç geçti bu kadar araç geçti diye neredeyse düğün bayram edecek.
İyi de bir araç kaça geçiyor?
1300 lira… Rakamla yazayım:
Bin üç yüz Türk lirası…
Köprüden geçmek dolarla. 50 dolar… Çarpın 26 lira ile ne ediyor?
1300 TL… 1300 lira köprü ücreti mi olur?
Bu paranın 184 lirasını köprüden geçen ödüyor… Farkını veya geçmeyenin parasını biz ödüyoruz. Çünkü günde 40 bin araç garantili… Taksimetre çalışıyor. Hesap basit: 1300 çarpı 40 bin= 52 milyon…
Günde…
Bu parayı takır takır ödüyoruz ama dert etmiyoruz. Çünkü o paranın cebimizden çıktığını bilmiyoruz.
KDV, ÖTV adı altında hükümet dolaylı vergilerle cebimizi soyuyor. Hangi batı ülkesinde ödenen vergilerin yüzde 70’i dolaylı vergi…
Tost al vergi, kola iç vergi, tuvalete gir yine vergi… Güne başladığımız andan itibaren her adımda vergi veriyoruz ama farkında değiliz. Memlekette Osman Gazi köprüsü gibi onlarca para yutan kara delik var. Say say bitmez.
Çoğunun varlığından bile haberimiz yok.
Onlara ödediğimiz para bizim cebimizden çıkmıyormuş gibi davranıyoruz.
İktidar da bizden topladığı parayı kendi parası gibi harcıyor.
Böyle yaşayıp gidiyoruz.
Altını bir daha çiziyorum… En büyük sorun şu: Toplumun büyük kesimi ülkenin meselelerinden koptu. Aslında ülkesinden koptu… Birinin derdi bir başkasının derdi olmamaya başladı…
İlgisiz, duyarsız kusura bakmayın ama menfaatçi toplum olduk…
Herkes değil tabii… Ama kabul edelim çoğunluk böyle…