Erdoğan seçimi kaybedeceğini, Saray ise seçimi kaybettiklerini görüyor. Hamlelerini buna göre
yapıyorlar, oyun planlarını buna göre kuruyorlar…
Dün de bahsettim. 4+1 koalisyonun (AKP/MHP/BBP/Y. Refah+ Hüda Par) asbabı mucibesi bu.
Psikolojik üstünlük tamamen muhalefette. İktidar darmadağınık. Ekonomik kriz bellerini bükmüştü.
Hayat pahalılığıyla başa çıkamamaları moralleri bozmuştu. AKP’li milletvekilleri çarşı pazara çıkamaz
hale getirmişti.
Deprem son darbeyi vurdu. Kurumların tel tel döküldüğü, kurumlar liyakatli kişilerle değil AKP kartvizitiyle doldurulduğu, iş yapamaz durumda olduğu ortaya çıktı.
AFAD yetersiz kaldı, aciz kaldı…
Kızılay çadır satmakla meşgul oldu.
Asker devreye sokulmadı…
Enkaz altında kalanlar 48 saat kaderine terk edildi. İnsanlar enkaz altında donarak öldü.
İnsanlar kurtarılmayı beklerken Diyanet camilerden sela okuttu. Binlerce insan kendileri için okunan
selayı dinledi.
İslam tarihinde eşi benzeri yoktur. Ölümü bekleyenlere selalarını dinletmek AKP’ye nasip oldu!
Bu kadar çaresiz kaldılar.
İktidar o kadar dağıldı ki. Hatay’daki temel atma töreninde olanları gördünüz. Hastane temeli diye
toprağın üzerine demir ağ sermişler yalandan üzerine beton döktüler. Erdoğan’da kürsüden deniz
kumu değil diye anons yaparak övündü. Töreni TV’den izleyenler gerçekten temel atılıyor sandı.
Rezalet ortaya çıkınca temeli kaçırdılar, sembolikti dediler.
Aslında sembolik hale gelen tüm organlarıyla iktidardı!
Bu haldeki hükümetin seçim kazanması beklenir mi? Bu haldeki hükümetin seçim kazanması mucize
olmaz mı? Seçmen faturayı hükümete kesmez mi?
Keser… Hem de ne keser…
Geçmişte onlarca örneği var. En son örneği 2002…
Hükümet dediğimiz tek kişi. Eskisi gibi değil. Cumhurbaşkanı deniyor ama bir şapkası da hükümet.
İcralardan sorumlu.
İcradan sorumlu ama Anayasa’ya göre tam yetkili sıfır sorumlu. Hukuken hesap sorulamıyor. Kendisi
bu durumu açıklarken ‘Ben sadece Allah’a ve seçmene hesap veririm' demişti ya. .
Seçmene hesap verme vakti geldi.
Kendi kurduğu tek adam rejimi ilk kez tartıya çıkacak.
Erdoğan çok tecrübeli siyasetçi. Faturanın ağır olacağını görüyor bu sebeple tutunacak dal arıyor.
Amacı Cumhur İttifakı’nın Meclis’e 301 milletvekili sokmasını sağlamak. Yani Meclis çoğunluğunu
alarak yeni tek kişilik hükümeti (mecburen) çalışamaz, iş yapamaz hale getirip, bir yıl iki yıl içinde
seçimi zorlamak.
301 bulamazsa bile en azından Cumhur İttifakı olarak 280 dolayında vekil çıkarmak, Meclis içi
ittifaklarla çoğunluğu ele geçirmenin yollarını aramak. İki yıl içinde seçimi zorlamak.
Şunu bilelim, kabul edelim. Ülkenin durumu parlak değil.
Bu yönetim sadece deprem bölgesinde değil. Ekonomiden dış politikaya, orta öğretimden,
üniversitelere kadar aklınıza gelen her alanda enkaz bırakarak gidecek.
Kılıçdaroğlu Çankaya’ya çıktığı gün yanında Meclis çoğunluğunu bulamazsa gerçekten işi zor olur.
Cumhur İttifakı 301’i bulursa, ekonomik krizin üzerine bir de siyasi kriz eklenir. Bu durumda kırk katır
mı kırk satır mı birini seçin!
Seçmen oy verirken on kere düşünmeli. Hesabını kitabını iyi yapmalı derim.
Seçimden sonra yandım anam dememek için!...