Diyanet İşleri Başkanı Afganistan’a büyükelçi olsun

Şahane fikir değil mi, o da kurtulur biz de!.

Neden mi?

Diyanet işleri Başkanı ne istiyor? İnanç kul ile Allah arasında kalmasın diyor.

Sokakta olsun.

Mahallede olsun.

Ticarette olsun.

Siyasette olsun istiyor.

Mesela sokakta nasıl olacak? Kuralları kim koyacak?

Diyanet Reisi mi?

İstediği bu. İnsanların yaşam tarzına müdahale etmek istiyor. Şöyle giyineceksin, böyle örtüneceksin, böyle oturup kalkacaksın, şunları yiyip bunları yemeyeceksin, şunları içip şunlara ağzını sürmeyeceksin.

Bu söylediklerini yaparsam ne olacak?

Cennete gidecekmişim?

Sana ne ya!..  Mezara tek başımıza girmiyor muyuz? Sorgu sual yapılıyorsa hesabını biz vermiyor muyuz?

Diyanet Reisine ne?

Ahirette hesabı ondan mı sorulacak?  

İsteyen istediği gibi yaşar. İsteyen istediği gibi inanır veya inanmaz.

O’na  ne?

Ahirette toplumsal yaşamın hesabı benden sorulur diyorsa; karşınızda Taliban kafası, İŞID kafası var demektir.

Vahabi anlayışı var demektir.

Laik Türkiye Cumhuriyeti olmasaydı Diyanet İşleri Başkanı olamayacak zat laik düzeni yıkmak için fetva veriyor.

Ülkenin dibine dinamit koymaya kalkıyor. Camilere siyaset sokmaya çalışıyor. Cami cemaatini bölmeye uğraşıyor.

Diyanet Reisi ortak hayata müdahale edilmesini istiyor. Kapınızın önüne.

Kimle yapacak bunu. Diyanet’e bağlı din polisi mi kurulacak?

Peki ölçü ne olacak?

Taliban’ın mı, IŞİD’ın mi felsefesini benimseyeceğiz? Öyle ya ikisi de şeriatçı ama birbirlerini beğenmiyorlar. IŞİD, Taliban’ı yozlaşmış buluyor.

Devlet düzeyinde bakalım. Tunus’daki İslam anlayışı ayrı,  Suudi Arabistan’daki ayrı, Mısır’daki ayrı.

Hangisi doğru!

Diyanet Reisi bizim mahalleyi hangisine uyarlayacak?

Afganistan’a mı?

Taliban Afganistan’ı ele geçerdi, i Diyanet İşleri Başkanı’nın fetvasındaki taleplerini  harfiyen yapmaya başladı. İnanç sokakta da olacak dedi, kadınları eve tıktı, burka zorunluluğu getirdi, okullarda  kadınları ayrı sınıflara soktu, erkeksiz sokağa çıkmaları yasakladı.

Alın size sokaktaki Taliban inancı.

Diyanet Reisi inanç mahallede de, sokakta da, siyasette de olmalı derken nasıl bir düzen öneriyor?

Yumuşatılmış Taliban düzeni mi?      

İktidardan ses çıkmadığına göre. Her konuda konuşan AKP Sözcüsü ağzını açmadığına göre, iktidar da bu görüşte demektir. Çünkü anında tepki göstermeleri gerekirdi.

En azından haddini aşan sözler diye tavır koymalıydılar.

Susmayı tercih ettiler.

Önerim şu: Diyanet Reisi madem sokağında da inancını yaşamak istiyor, Afganistan’a büyükelçi yapsınlar.  

Eşini çoluğunu çocuğunu, varsa torununu alsın Kabil’e yerleşsin.  Düşlediği hayatı yaşasın.

Büyükelçi olması da artık zor değil. Kimler olmadı ki.  25 büyükelçi eski dışişlerinden değil, AKP’den.

En son Bakü Büyükelçisi eski AKP milletvekili oldu. Eski Çorum Milletvekili.

Önemlileri hatırlatayım…

 Merve Kavakçı Malezya Büyükelçisi, Murat Mercan Washington, kardeşi 15 Temmuz darbe girişiminin planlayıcılarından biri olan Şaban Dişli Hollanda , rüşvet aldığı iddia edilen Kur’an ayetleriyle makara kukara diye dalga geçtiği ses kayıtları sosyal medyaya yayılan Eğemen Bağış Prag Büyükelçisi oldu.

Diyanet İşleri Bakanı da Kabil Büyükelçisi olsun.

Cumhurbaşkanı’nın bir imzasına bakar.

Hem istediği hayatı yaşar hem Taliban ileri gelenleriyle iyi ilişkiler kurar hem de bizi ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ni rahat bırakır.

Altını oymaya çalışarak ömrünü tüketmez.

O da mutlu olur biz de.

O da istediği hayatı yaşar biz de.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi