"Değirmen Gitmiş Çakıldağını Arıyoruz"

Fatih Karahan, 3 Şubat’ta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlık koltuğuna oturmasının üzerinden yalnızca 5 gün geçmişti ki; yılın ilk “Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı” nı yapıyordu.

8 Şubat’ta düzenlenen bu basın toplantısında, görevden alınan Cumhurbaşkanlığı Kararı ile Hafize Gaye Erkan’ın yerine atanan Karahan’ın açıklamaları, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in makro hedefleri çerçevesi içinde kaldı.

Dolayısıyla da üzerinde konuşulacak çok fazla bir konu yoktu.

Karahan ile birlikte basının karşısına çıkan Merkez Bankası Yardımcıları Hatice Karahan ve Osman Cevdet Akçay, kendilerine yöneltilen soruları yanıtladılar.

Toplantıda gelen “Yıl sonu enflasyon hedefi neden yüzde 38 değil de yüzde 36 olarak belirlendi? sorusuna yanıt veren Akçay, “Açmayın kutuyu, söyletmeyin kötüyü” demedi, Erkan’ın uyguladığı ekonomektrik modeli yerden yere vurdu.

Şöyle ki:

"Bizim şu an içinde çalıştığımız sistemde; ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti mevduat faizi linki kopmuş, politika faizi enflasyon linki kopmuş, faiz kur linki kopmuş durumda. 7 aydır kopan linkleri tekrar ihdas ediyoruz. Bu bağlar tekrar ihdas edilecek. Veriler birikecek. Alan verileri kullanacaksınız, modelleme yapacaksınız. Oradan da 36’dan 38’e çıkma ihtiyacı duyacaksınız, çok zor. Modelleme bilen arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır ki bu çok zor ve hatta imkânsıza yakın."

Akçay, "İddialı ama erişilebilir bir hedef. Enflasyonu aşağı indirmekte ve enflasyon beklentilerini düzeltmekte iddiasız ve rahat ulaşılır bir hedeften çok daha iyidir. Yaptığımız şeyin doğruluğuna fena halde inanıyoruz" diye de devam etti.

Erkan, 2023 sonu enflasyon tahminini yüzde 58'den Orta Vadeli Program (OVP) ile uyumlu şekilde yüzde 65'e, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini ise yüzde 33'ten yüzde 36'ya yükseltilmişti.

Akçay’ın, Erkan’ın izlediği MB politikasını “hatlar koptu” diye eleştirirken, enflasyon hedeflemesine sadık kalması malum kritik soruyu getirdi.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) eski Başkanlarından Prof.Dr. Ali İhsan Karacan, Akçay’ın sözlerinin geniş bir değerlendirmesini yapıyor.

Bunlardan önemli bir kısım dün T24 haber sitesindeki köşesinde yer aldı. Benimle paylaştığı konu Merkez Bankası bankacılığının A-B-C’si…

* Temel yaklaşımında bir başka sorun var. Akademisyenler “modelleme” meselesine fazla önem verip sanki en önemli konuymuş gibi düşünüyorlar.
Ekonometrik bir çalışma yapıyorsan bir model kurar ve verileri test edersin.
Ama TCMB sistemini ve politikalarını yönetmek, modellemeden çok daha fazla bir şeydir.
* Stratejik yönetimde şöyle bir ilke vardır: Temel stratejide yanlışlık yaparsan taktik eylemlerle bu hatayı kolay gideremezsin ya da düzeltemezsin.
Ülkenin temel yönetim politikası ve makroekonomik politikasını stratejiye benzetirsek, TCMB’nin bunlardan kaynaklanan temel hataları düzeltme şansı zaten pek yok. Enflasyon oranı yüzde 36 mı olmuş, yüzde 38 mi bunlar marjinal konular. Enflasyon oranı ve faiz tek rakamlı ya da biraz üzerinde olsa 2 puan önemli olabilir. Ama merkez bankalarının temel politika aracı politika faizi gibi görünse de bu TCMB için geçerli mi emin değilim.

*TCMB’nin birincil sorunu para politikası değil. Birincil sorunu “kurumsal yönetim” ve “Türkiye’nin makro yönetim” sorunu. Demek ki bu iki konu çözülmedikçe işler hayal edildiği, istenildiği, beklenildiği gibi gitmez. Değirmen gitmiş çakıldağını arıyoruz. Politika faizi yarım puan artsa ne olur artmasa ne olur.

* Model; belirli varsayımlar ve kabuller yaparak ekonomik olgular arasındaki ilişkilerin niteliğini ve yönünü belirlemeye çalışmak amacıyla kurulan bir matematiksel/istatistiksel denklemdir. Bu denklem ile veriler kullanılarak ilişkinin nitelik ve yönü test edilerek katsayılar belirlenir ve bu kaysayılar yorumlanmaya çalışılır. Ekonometrik modelleme ile yapılan araştırmalar Merkez Bankası’nın karar almasına yardımcı olur.
* Modellemeyi yani ekonometrik modeli kullanarak çalışmaları akademiyenler, araştırmacılar vs. yapar. Merkez Bankalarının da araştırma departmanlarında çalışan uzmanlar ekonometrik-matematiksel modeller kullanarak araştırma yaparlar. Banka dışında olanlarca yapılan çalışmalar da bilgi kaynağıdırlar. Bu araştırmalar sadece bilgi dökümanıdırlar.
* MB da karar alma sürecinde matematiksel model kurularak banka içinde veya dışında yapılmış ve yayımlanmış olan (makale, tez, kitap bes) çeşitli çalışmaların bulgularından yaralanabilirler. O kadar!.. Başkanın kamuoyu ile paylaşacağı bir şey değildir. MB başkanları ‘Şu akademik nitelikli çalışmalardan yararlanıp karar aldık’ demezler.

* Merkez bankası başkanı modelleme yapan bir ekonometrist değildir. Ekonometrist çalıştıran bir yöneticidir diye söze başlarız.

ÇEKİ DÜZEN VERİLMİŞ HAL BU MU?

Dönemin Başbakanı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın Ocak 2014’te politika faizini 5.5 puan artırarak yüzde 10’a yükseltmesiyle faiz karşıtı söylemini sertleştirmişti.
Ardından yapılan faiz indirimlerini yeterli bulmayan Erdoğan, 10 Mart 2015’te yüksek faizi “vatana ihanet” olarak nitelendirdiğinde, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TCMB Başkanı da son 5 yıllık görev süresini tamamlayan Erdem Başçı’ydı.

Babacan ve Başçı’ya o günlerde “Kendinize çeki düzen verin” diye seslenen Erdoğan, son 8 yılda 6 Merkez Bankası başkanı, 6 Hazine ve Maliye Bakanı atama kararına imza atı.

Toplam 12 yıl partisinde ekonominin kaptan köşkünde oturan Babacan 2019 yılında AKP’den ayrılıp DEVA Partisi’ni kurdu.

2023’de kurulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi’nde Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olan Cevdet Yılmaz, “kesintisiz faiz fırtınası” başladığı 2015 yılında Babacan’ın yerine atanmıştı.

Mehmet Şimşek de AKP iktidarının ekonomi yönetiminde yeni bir isim değil. 2007-2009 yılları arasında Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanıydı. 2009- 2015 yılları arasında sürdürdüğü Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine 2023 seçimleri sonrası geri döndü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi