
Serpil Yılmaz
Vehbi Koç’un 56 yıllık rüyası
Size başından sonuna Vehbi Koç Vakfı (VKV) üzerinden bilimsel davranış öyküsü anlatacağım.
Türkiye’nin servet ikonu iş insanı, sanayici Vehbi Koç’un liderlik ettiği vakıfların ve toplumsal desteklerin felsefesini anlatan “Ülkem varsa ben de varım” sözü, iş dünyasında en çok yinelenen itibar cümlesidir!..
Bu cümlenin devamı, önceki gün “4. Vehbi Koç Vakfı Bilim Ödülü” için Divan Kuruçeşme’de verilen davette ekrana yansıyordu:
“Demokrasi varsa hepimiz varız.”
Bakalım törende kayıtlara geçen Koç’un demokrasi vurgusu, aynı mesajın ilk bölümündeki yoğunlukta taraftar bulacak mı?
Vehbi Koç’un 1963 yılında kurduğu Koç Holding’den yalnızca 6 yıl sonra temelini attığı Vehbi Koç Vakfı’nı bugünlere taşınan felsefesi; 56 yıl sonra bilim ödüllerinde, sosyal desteklerde vücut buluyor.
“DEMOKRASİ VARSA HEPİMİZ VARIZ”
Ödül töreninde konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Vehbi Koç’un torunu Ömer M. Koç, "Kurucumuz merhûm Vehbi Koç’u vefâtının 29’uncu yılında bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Vehbi Bey, yaşamı boyunca ‘Ülkem varsa ben de varım. Demokrasi varsa hepimiz varız’ şiârıyla çağdaş ve müreffeh bir Türkiye ülküsüne hizmet etmiş; Türk insanının meziyetlerine yürekten inanmış, ömrünü memleketin her yönden kalkınmasına adayarak tutkuyla çalışmıştır. Hayır işlerini, kendi ifâdesiyle ‘insânî ve millî bir vazîfe’ addederek zevkle yapmış, azmi, titizliği ve vizyoner bakış açısı ile 1969 yılında Vehbi Koç Vakfı’nı kurmuştur. Vakfımız, Türkiye’nin ilk özel vakfıdır” diyerek sözlerine başladı:
Ve devam etti; “Daha güzel yarınlara nitelikli, ehil insanlarla ve ancak bilimi esâs alarak varabiliriz.”
TÜSİAD başta olmak üzere iş dünyasının “nitelikli iş gücü ve eğitime” yaptığı vurgunun bir söyleniş biçimi…
HANGİ ORGAN HANGİ YİYECEĞİ SEVİYOR
Bu yıl 24’üncü kez verilen Vehbi Koç Ödülü’nün sahibi, kanser gelişiminde metabolizmaya etki eden gıdaların, tümörler üzerindeki rolünü anlamaya yönelik çalışmalarıyla öne çıkan bilim insanı Doç. Dr. Kıvanç Birsoy oldu.
Doç. Dr. Kıvanç Birsoy; Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu’nun yanı sıra Prof. Dr. Ahmet Gül’ün başkanlığını yaptığı Prof. Dr. Hayrunnisa Bolay Belen, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Prof. Dr. Tayfun Özçelik, Prof. Dr. Murat Akova’dan oluşan Seçici Kurul’un önerdiği 3 aday arasından seçildi.
Birsoy ödül kürsüsünde yaptığı konuşmada çalışması hakkında şu bilgiyi veriyor:
“2015 yılında kurduğum laboratuvarımızda, kanser hücrelerinin enerji ihtiyaçlarını ve besin kullanım mekanizmalarını araştırarak biyomedikal alanda öncü çalışmalar yürütüyoruz. Hedefimiz, metabolizmanın kanser ve diğer hastalıklardaki rolünü derinlemesine anlamak ve bu bilgiyi kısa sürede yeni tedavi stratejilerine dönüştürmek.”
Kanser tümörünün de bir “organ” gibi davrandığını söyleyen Birsoy; beynin şeker, kasların et sevmesi gibi tümörlerin de yapıştığı gıdaları araştırıyor.
KANSERİN ŞİFRELERİ TÜRKLER ÇÖZERSE…
Dünyada yapılan araştırmalar; her 5 kişiden 1’inin hayatının bir evresinde kansere yakalandığını ortaya koyuyor. Bu tablo endişe verici olsa da; kanser tedavisine yönelik azimle yürütülen bilimsel çalışmalar umudumuzu artırıyor.
2019 yılında sağlık alanında verilen Vehbi Koç Ödülü’nü alan Prof. Dr. Mehmet Toner de geliştirdiği mikroçipler ile kandaki kanserli hücrelerin çok kısa bir süre içinde teşhis edilmesini sağlayarak, kanser tedavisinde yeni çözümlerin üretilmesine olanak tanıyan çalışmalarıyla tanındı.
Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Massachuttes General Hastanesi'nde Helen Andrus Benedict Biyomedikal Mühendisliği Profesörü olarak bilim dünyasına adını altın harflerle yazdıran kervanına katıldı.
GELECEĞİN GENETİĞİNİ ÇÖZÜYOR
Ödül töreninde Birsoy’u dinlerken, gençlerin kariyer yolcuğunda yararlanabileceklerini umduğum akademik deneyimi dikkatimi çekti.
İzmir Fen Lisesi’ni birincilikle bitiren 1981 doğumlu Birsoy, diş doktoru babası ve biyoloji öğretmeni annesinin “ille tıp oku” baskısına rağmen, genetik alanını seçtiğini esprili bir dille anlattı. Ailesi “kararlar bağlasa da”, üniversite giriş sınavında tek tercihi olan Bilkent Üniversitesi Moleküler Biyoloji Genetik Mühendisliği bölümüne giriyor.
HEDEF ODAKLI TERCİH
Başarılı geçen lisans eğitiminin ardından Harvard, Yale, Stanford gibi Amerika’nın önde gelen tüm üniversitelerinden kabul almasına rağmen; yalnızca yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası biyomedikal araştırmalar yapmak üzere biyolojik ve tıbbi bilimlere odaklanan özel bir üniversite olan Rockefeller Enstitüsü’ne giriyor.
2004 yılında Bilkent’ten derece ile mezun olduktan sonra yine Amerika’nın tüm iyi üniversitelerinden davet almasına karşılık, eğitim aldığı üniversitede kalmayı tercih ediyor.
43 yaşındaki Doç. Dr. Birsoy, 26 Nobel ödüllü bilim insanının görev aldığı 124 yıllık Rockefeller Üniversitesi’nde, “Metabolik Düzenleme ve Genetik Bölümü” Başkanı olarak görev yapıyor ve Türkiye’den de araştırmacıların yer aldığı bir ekibe liderlik ediyor.
Vehbi Koç Ödülleri’nin bir özelliği var: Her yıl bir başka alanda ödül veriyor. Belirlediği ödül alanları sağlık, eğitim ve kültür…
HEPSİ TÜRK ÜNİVERSİTELERİNDE OKUDU
Sağlık alanlarında verilen ödüllerin yakın zamanını merceğe alalım.
2007 yılında Vehbi Koç Ödülü’nü alan Prof.Dr. Aziz Sancar, 2015 yılı Nobel Ödülü sahibi oldu.
İlk ve orta öğrenimini Savur ve Mardin'de tamamlayan Prof. Sancar da 1969 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun oluyor. Doktorasını Dallas'ta Teksas Üniversitesi’nde, doçentlik tezini Yale Üniversitesi'nde veriyor. 1982 yılından günümüze yine ABD’de Kuzey Karolayna Üniversitesi Tıp Okulu Biyokimya ve Biyofizik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor.
2022 yılında ödül; lisans ve yüksek lisans eğitimini Boğaziçi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde tamamlan Ord. Prof. İvet Bahar’ın oluyor.
2011 yılında UNESCO bursuyla gittiği Pittsburg’ta çalışmaya başlıyan Pittsburg Üniversitesi İlaç Tasarımı Bölümü Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Bahar 2004 yılından bu yana Bilgisayar ve Sistem Biyoloji bölümünde Kurucu Başkanı ve Seçkin Profesör olarak çalışmalarına devam ediyor.
Prof.Dr. Toner’in de eğitim hayatının ilkokuldan, lisans düzeyine kadar bölümü Türkiye’de geçiyor. 1983 yılında İTÜ’den mezun olduktan sonra akademik eğitimini Amerika’nın önde gelen üniversitelerinden MIT ve Harvard’da sürdürüyor.
Şuna dikkat çekmek istiyorum; Birsoy, Bahar, Toner ve Sancar örneklerinde gördüğümüz gibi ülkemizde verilen nitelikli bir ilk-orta-lise ve yüksek öğrenim, bilim dünyasının en saygın yolcuğuna kapı açabiliyor.
Bugün eleştirilen eğitim sistemi, yeni nesile nitelikli eğitime erişimde fırsat eşitliği tanıyor mu; tartışmamızın tam da zamanı…
KOÇ KARDEŞLERİN BİLİME KATKI YARIŞI
Koç Topluluğu’nun bilimsel dünyaya açılan tek penceresi VKV değil. VKV Yönetim Kurulu Başkanı ve Vehbi Koç’un kızı Semahat Arsel gibi, oğlu ve Koç Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç adına da her yıl “Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası” veriliyor.
2024 yılında bu madalyanın sahibi, asker babasının mesleği gereği Kayseri’de doğan ve lisans derecesini 1996 yılında Bilkent Üniversitesi’nden alan Prof. Dr. Mete Atatüre’nin olmuştu.
Birleşik Krallık Kuantum Teknoloji Merkezi Q-BIOMED’in Eş Direktörlüğünü üstlenen Atatüre, aynı zamanda Nu Quantum şirketinin kurucu ortağı olarak kuantum ağları geliştiriyor.
Divan Kuruçeşme’deki ödül törenine iş, akademi ve medya dünyasından yoğun ilgi vardı. Tören sonrası açılan zengin yiyecek büfesinden yapılan ikramların lezzetini, dostlarla sohbet artırıyordu.
DAVETİN ARKA YÜZÜ
Salona Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan ile gelen VKV Başkanı Arsel ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ilgi odağı olduğu davette; kendisine kuru fasulye üstü pilavın yanında “aslan sütününden” oluşan bir menü hazırlayan Koç Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Metin Sitti’yle yan yana düşmemiz, benim için gecenin kıymetli sürprizlerinden biriydi.
2014-2023 yıllarında Almanya'daki Max Planck Topluluğu'nun tek Türk üyesi olarak Akıllı Sistemler Enstitüsü'nde Direktör olarak çalışan Prof. Dr. Sitti, 2023 sonbaharında Koç Üniversitesi Rektörü olarak göreve başladı.
Lisans ve yüksek lisans derecesini Boğaziçi Üniversitesi’nin, doktora derecesini Tokyo Üniversitesi’nin elektrik mühendisliği bölümlerinden alan Sitti; Amerika’da University of California at Berkeley’de araştırıcı öğretim üyesi ve Carnegie Mellon Üniversitesi’nde profesör olarak çalışmıştı.
Çok sayıda uluslararası ödül sahibi Sitti’ye şu anda bilimsel çalışmalarını hangi alanda yoğunlaştırdığını sorduğumda, Max Planck Topluluğu’nda tıbbi mikro robotlar alanıyla ilgilendiğini söylüyor.
Sitti de 2018 yılında mikro ve nano biyomedikal robotik teknolojilerine katkıları nedeniyle 2018’de üçüncüsü takdim edilen Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası’na layık görülmüştü.
KOÇ’UN DEPREMDE AÇAN ÇİÇEKLERİ
Gecede davetlilerden alkış alanlardan bir diğer isim, törenin sunucusu, VKV bursiyerlerinden Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Damla Yıldırım’dı.
Yıldırım, 6 Şubat Kahramanmaraş depremine ailesi ile yaşadığı Adıyaman’da yakalanmıştı. VKV desteği ile üniversite hazırlık kursuna gitti, çalıştı ve başardı.
Deprem bölgesinde 0-18 yaş arası çocukların-gençlerin gelişim ve eğitim süreçlerini desteklemek ve toplum sağlığı hizmetlerini yürütmek üzere kurulan Vehbi Koç Vakfı Afet Fonu’nun; Adıyaman, İskenderun, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya’da inşa ettiği, 20 bin nüfuslu “Umut Kentleri” ışık olmaya çalışıyor.
Bugünün perişanlığı, yoksunluğu arasında yarının umutlarını biriktirenleri görmek için bilimin ışığına ihtiyacımız var; boş hamasete değil!..