
Serpil Yılmaz
Barınma Sorununun adı: Arsa
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Egeşehir Menemen Konutları’nda bugün satışa çıkacak 3 bin 100 konutun tanıtım toplantısında, “halkçı belediyeciliğin” çatısını çatıyor.
Başkan Tugay’ın bundan 10 ay kadar önce adaylık sürecindeki vaatlerinden 25 bin sosyal konut üretiminin ilk ayağı olan bu projenin özelliği; kamunun alt ve orta gelir grubuna “ödenebilir” bir finans modeli sunmasının mümkün olduğunu göstermesi…
Kısaca şöyle de diyebiliriz: Kamu kaynaklarının, halkın barınma ihtiyacını giderilmesi yönünde kullanılması ya da kamu arazilerinin lüks rant projelerine tahsisi siyasal bir tercihtir.
Bunun en somut örneğini de Kur Korumalı Mevduat (KKM) üzerinden veren Tugay, “Yalnızca iki yılda KKM’ye Hazine ve Merkez Bankası’ndan 48 milyar dolar ödendi. Bu paranın büyük kısmı, zaten zengin olan küçük bir azınlığın cebine aktarıldı. Oysa bu 48 milyar dolarla 972 bin sosyal konut inşa edebilirdik. 3 milyondan fazla vatandaşımızı güvenli ve nitelikli konut sahibi yapabilirdik. Ama bu tercih edilmedi. Konuta bir insan hakkı olarak değil, bir yatırım ve rant aracı olarak bakılıyor.” diyor.
ANAYASAL HAKKIN KULLANILMASI
Evrensel ve iç hukukta karşılığı olan konut hakkı; Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi Ekonomik Sosyal Kültürel Haklar Sözleşmesi’nde yer alıyor.
T.C Anayasası’nın “Konut Hakkı” başlıklı 57’nci maddesi “Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler” diyor.
İzmir’de yaşayan alt ve orta gelir grubundakilerin “ödeme gücünü” dikkate alan Egeşehir Menemen projesi, Anayasa’nın yüklediği “sosyal sorumluluğu” üstüne alıyor.
15 BİN LİRA TAKSİTLE EV SAHİBİ OLMA MODELİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Egeşehir Menemen Konutları’nda brüt 76.4 metrekarelik dairelere 120 ay vade ile 15 bin lira taksitle sahip olma imkanı doğuruyor.
Bu daireler için toplam ödenecek bedel 3 milyar 265 bin lira olarak belirlendi.
Daire büyüklüklerine göre 22 bin lira taksitli konutlar 4 milyar 571 milyon TL, 28 bin lira taksitli seçenek de toplam 5 milyar 529 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışa çıktı.
Ödeme planlarında yüzde 30, yüzde 20 ara ödeme ve toplam bedel üzerinden yüzde 10 indirim alternatifleri tanınıyor.
Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde projenin sunumunu yapan Egeşehir Yapı Planlama Müşavirlik ve Teknoloji Anonim Şirketi (Egeşehir AŞ) Genel Müdür Süleyman Ekinci, 4 katı taleple karşılaştıklarını; yapılan başvuruları puanlama sistemine göre değerlendireceklerini söylüyor.
Örneğin hane halkı başına gelir düzeyi, engelli ve yaşlı bakımı, eğitim giderleri, kaç yıldır İzmir’de ikamet edildiği gibi onlarca kritere bağlı olarak, orta ve alt gelir düzeyinde ilk konut sahibi olacakların başvuruları, “en çok ihtiyacı” olana öncelik vererek sıralanıyor.
Yaklaşık 10 milyar dolar yatırımın 2027 yılında tamamlanması planlanıyor.
Piyasa koşullarının altına satılacak bu konutların rant projesine dönüşmemesi için, ilk 5 yıl satış engeli konuyor.
KONUT HAKKI MI, RANT PROJESİ Mİ?
Ülkenin konut üretme performansı, servetin gayrimenkul sektöründe toplanmasına yol açıyor.
TÜİK verilerine göre; konut inşaat ruhsatlarında özel sektörün payı yüzde 92.3, kamu sektörünün payı yüzde 6.3, kooperatiflerin payı ise yüzde 1.4 düzeyinde. Bu veriler Türkiye’de konut üretiminin kar amacı güden özel sektöre bırakıldığını gösteriyor.
Halkın barınma ihtiyacının giderilebilmesi için, tüm kamunun, yerel yönetimlerin sorumluluk alması gerekiyor. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi ürettiği arsaları, bütçe desteğiyle sosyal konut projelerinde kullanıyor.
ÇEŞME, BORNOVA VE NARLIDERE AYAKTA!
Tugay konut krizinin kök nedenini ortaya koyuyor: Kamunun mülksüzleştirilmesi. Yani kamu arazilerinin özel sektöre satışı yoluyla, “rant projeleri” haline gelmesi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkan Vekili Sayın Zafer Levent Yıldır sohbetimizde “Problemin adı arsadır” diyerek, sorunu somutluyor.
Levent Yıldır, dar gelirlilere konut üretmek üzere Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteren Toplu Konut İdaresi (TOKİ)’nin, son 10 yılda ürettiği sosyal konut sayısının 10 bin adette kalmasını eleştiriyor.
Son olarak 10 Mart’da İzmir’in ilçelerinden mülkiyeti TOKİ ve Hazine’ye ait Çeşme, Bornova ve Narlıdere’de yüzlerce dönüm arazinin imara açılmasına tepki gösteriyor.
İZMİR’İN AKADEMİK KADROSU
Belediyenin; stratejik planlarının yapılması, kentin geleceğinin bilimsel temelde inşa edilmesi; sağlık, eğitim, gıdaya erişim, dijitalleşme çalışmalarının optimizasyonu amaçlarına hizmet eden İzmir Planlama Ajansı (İZPA)’nı da ziyaret ettim.
İZPA Genel Sekreteri Aykut Uçar ve Dr. Pınar Börü ile buluştum. İkisi de ekonomist olan Uçar ve Börü, İZPA’da akademik bir kadronun kentin sosyal-ekonomik-kültürel verilerini oluşturduğunu belirtiyor.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı da olan Dr. Tugay’ın ekibinde, halk sağlığı alanında çalışmalarıyla tanınan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Prof.Dr. Pınar Okyay da yer alıyor.
Liyakat ve halkçı belediyecilik finansal kapasiteyi artıracak mı; önemli bir soru.
Tugay, deprem risk bölgelerde kentsel dönüşüm yapmak için yurt dışından buldukları milyarlarca liralık kredilere Hazine’den izin çıkmadığını vurguluyor. Zor ama imkansız değil!