Cevdet Yılmaz’ın “Altın” Arayışı…

Ekonomik kriz derinleşiyor. Enflasyon almış başını gidiyor. Temmuz ve ağustosta, sadece bu iki ayda yüzde 19.49’luk bir enflasyonla karşı karşıya kaldık.

Yıllık enflasyon, yüzde 58.94’ü gördü. Anımsatmakta yarar var. Merkez Bankası’nın, yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 58. Şimdiden bu oranın üzerine çıkıldı. Yıl sonu için beklenen enflasyon, en az yüzde 75.

Geniş kesimler, bu ağır enflasyonist koşullarda yaşam savaşı veriyor. Ardı arkası kesilmeyen zamlar nedeniyle çarşı pazarın yangın yerine döndüğü bitimsiz alacakaranlıkta, karnını doyurmakta zorlanıyor. Yeterli beslenemiyor. Günlük gereksinimlerini ucu ucuna, çoğu zaman da borçlanarak karşılamaya çalışıyor.

Kriz ortamında işleyen Gresham Kanunu gereğince “kötü para, iyi parayı kovuyor”. Türk Lirası, birikim aracı olmaktan çıkıyor.

Vatandaşın bir bölümü, dişinden tırnağından artırarak, zor zamanlar için bir kenarda tuttuğu, az ya da çok birikimlerinin enflasyon karşısında “erimemesi” için güvenli liman olarak gördüğü altına ya da dövize yöneliyor. Bu talebe bağlı olarak da altın ithalatı artıyor.

Hemen verileri paylaşalım. Türkiye, 2020 yılında 502 ton, 2021 yılında 121 ton ve 2022 yılında da 379 ton altın ithal etti.

2023 yılında şu ana dek ithal edilen altın miktarı 221 tonu aştı. Ödenen tutar, 13.7 milyar dolar. Dile kolay…

YILMAZ’IN “ALTIN” GÖRÜŞMESİ

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, cari açık üzerinde ağır bir baskı oluşturan, binlerce tonluk ithalatı frenlemek için kota uygulaması da getirilen “altın”a el attı. Hedef, yerli üretimi artırmak, ithalatı yerli üretimle kısmen de olsa dengeleyebilmek. Böylelikle, finansman sorununun daha da ağırlaşmasının belli ölçülerde önüne geçmek.

Yılmaz, bu amaçla altın üreticilerinin temsilcisiyle görüştü. Yılmaz, altın ithalat rakamlarına dikkat çekti ve yerli üretimin önemine işaret etti.

Türkiye’de, yeri belirlenmiş bin 500 ton altın bulunuyor. İzmir, Balıkesir ve Çanakkale, en çok altın üretimi yapılan üç il olarak öne çıkıyor.

Modellemeler çerçevesinde 4 bin 500 ton dolayında da potansiyel altının olduğu tahmin ediliyor.

ALTIN VE ÇEVRE DENKLEMİ

Türkiye’de, altın üretim miktarı her yıl değişiklik gösteriyor. 2020 yılında 42 ton, 2021 yılında 39,5 ton olan altın üretimi, 2022'de bir önceki yıla göre 7,5 ton düşerek 32 tona geriledi. Bu yıl sonu 35 ton dolayında üretim yapılması bekleniyor. Yerli üretimin tamamını, Merkez Bankası satın alıyor.

Üreticiler, üretimin kademeli olarak artırılabileceğini belirtiyor. Üretim miktarının artırılması, kamuoyunun son derece duyarlı olduğu ormanlık bölgelerde yapılacak altın arama ve üretim faaliyetlerinin genişletilmesini gündeme getiriyor. Orman izinlerinin önünün açılmasını zorunlu kılıyor.

İktidarın, bu noktada bir açmazı var: Altın mı, çevre mi? Hükümetin, 31 Mart 2024 yerel seçimleri öncesinde altın üretimi için çevre ve ormanla ilgili kamuoyunun tepkisini çekecek yeni adımlar atması olası görünmüyor.

Seçim sonrasında üretimi artıracak bir dizi düzenleme gündeme gelebilir. Buna bağlı olarak da altın üretimi aşama aşama artar. Uzun vadede hedeflenen miktar, yıllık 100 ton altın üretimi.

Seçim sonrasında pek çok alanda olduğu gibi madencilik sektörüyle ilgili de sürprizlere hazır olmamız gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Olcay Aydilek Arşivi