Alevi katliamı

El Kaide-İŞİD gibi şeriatçı terör örgütlerinin devamı olan Hey’etu Tahriri’ş Şam (HTŞ) yönetimi Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde Alevi katliamı yaptı.

Şam’da Suriye’nin “devlet başkanı” konumuna oturan Ahmet El Şara’ya (Colani) bağlı silahlı gruplar Lazkiye ve Tartus’ta sivil Arap Alevilerini makineli tüfeklerle, bombalarla katletti.

Caddelerde, sokaklarda Alevilerin üstüne oturdu, aşağıladı, işkence yaptı, öldürdü.

Bu katliama uluslararası topluluktan ciddi bir tepki ve müdahale gelmiyor.

Türkiye de HTŞ’nin bu katliamına sert bir tepki göstermedi. Dışişleri Bakanlığı’nın zayıf bir açıklamasıyla yetindi.

Oysa iktidar, Suriye’deki rejim değişikliğinde rol sahibi olmakla övünüyor, bugünkü Şam yönetimi üzerinde etkili olduğu mesajları veriyordu.

Nitekim Ahmet El Şara’yı Şam’da ilk ziyaret eden MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan olmuştu.

Birlikte sıcak pozlar vermişler, Emevi Camii’nda namaz kılmışlardı.

Eğer iktidar HTŞ ve Şara üzerinde bu kadar etkiliyse Lazkiye ve Tartus’taki Alevi katliamını durdurmak için etkili bir girişimde bulunmak yerine zayıf bir açıklamayla olayı izlemeyi neden tercih etti?

HTŞ’nin Suriye’de başlatacağı bir mezhep savaşı sadece Suriye’yi değil bütün bölgeyi ateşe atacak kadar tehlikeli bir süreç olur.

Bu nedenle Türkiye ve diğer bölge ülkeleri ile Birleşmiş Milletler başta olmak üzere Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlar bunu durdurmak için birlikte hareket etmeli.

Ancak Avrupa ülkeleri pek oralı görünmüyor.

Onlar sığınmacıları Türkiye’de tutmak, Türklerin, Suriyelilerin, Afganların, Arapların sınırlarından girmelerini önlemekle meşguller.

Ankara da HTŞ’nin yaptığı katliamı sona erdirecek girişimler yerine, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’nin Batı sınırından Avrupa ülkelerine geçmesini önlemek için Edirne’de sınıra duvar örmeyi önceliyor.

Dünya resmen HTŞ’nın insanlık suçu işlemesini izliyor.

Suriye’nin mezhepsel bir iç savaşa daha sürüklenmesi, fiilen üçe, dörde bölünmesinden en fazla zarar görecek ülke Türkiye’dir.

Türkiye bu acıyı çok sık yaşamış bir ülkedir.

12 Eylül 1980 öncesinde Kahramanmaraş’ta, Sivas’ta, Çorum’da yapılan Alevi katliamları henüz belleklerdedir.

1978’te yaşanan Kahramanmaraş katliamında 120 Alevi vatandaş vahşi yöntemler kullanılarak öldürüldü, binin üzerinde kişi yaralandı, 552 ev yakılarak tahrip edildi, 289 işyeri yağmalandı.

Katliamın bitmesi ile aynı gün 26 Aralık 1978’de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi.

Yine 1978 yılında Alevi - Sünni çatışması çıkartmak amacıyla gerçekleştirilen, şehir merkezini savaş alanına çeviren olaylarda 11 vatandaş öldürüldü.

1980 yılının Mayıs-Temmuz aylarında Çorum’da Alevi mahallesi silahlı gruplarca basıldı. Saldırıda çoğu Alevi olmak üzere 57 yurttaş öldürüldü.

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin radikal İslamcı bir grup tarafından yakılması sonucu çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanını katledildi.

Bu acıları yaşamış bir ülke olarak Türkiye, Suriye’de HTŞ’nin yaptığı Alevi katliamına seyirci kalmamalıdır.

Suriye’de başlatılan katliamın bir mezhep savaşına dönüşmesi ve komşu ülkelere sıçratılması riski karşısında Türkiye önlemini almalıdır.

Ankara uluslararası kuruluşlarla birlikte Suriye’de katliamın durdurulması ve bir mezhep savaşının çıkmasının önlenmesi için bütün ağırlığını koymalıdır.

ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi; İsrail’i büyütmek ve güvence altına almak için çevre ülkelerin parçalanması, sınırların değiştirilmesi projesidir.

Ankara bu gerçeğin ayırdına varmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi

Hukuk güvencesi

11 Nisan 2025 Cuma 05:00

Çıkmaz yol

09 Nisan 2025 Çarşamba 05:00

CHP’den güçlü yanıt

07 Nisan 2025 Pazartesi 05:00

Sınıfsal itiraz

04 Nisan 2025 Cuma 05:00

İki gerçek

02 Nisan 2025 Çarşamba 05:00

Buruk bayram

31 Mart 2025 Pazartesi 05:00

Toplumsal muhalefet

28 Mart 2025 Cuma 05:00

İmamoğlu’nun dik duruşu

24 Mart 2025 Pazartesi 05:00

Demokrasi ve hukuk devleti sorunu

21 Mart 2025 Cuma 05:29

İktidarın İtirafı

19 Mart 2025 Çarşamba 10:59