Yüzde 59 erken seçim istiyor

İmamoğlu, davalar ve soruşturmalardan örülen kuşatmayı yara yara ilerliyor.

İktidara meydan okuyor, erken seçim istiyor.

Erdoğan’ı mertçe rekabete çağırıyor.

İmamoğlu’nun her hamlesine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yanıt geliyor.

Cuma günü İmamoğlu’nun yakın ekibinin, İBB’ya bağlı Medya A.Ş.’nin ve bu şirketten ihale alan bazı işadamlarının hesaplarına tedbir ve mallarına el kondu.

Dün Medya A.Ş.’de çalışan bir görevli İstanbul Emniyeti’nden aranarak, avukatsız şekilde savcılıkla görüşmeye davet edildi.

‘İmamoğlu Suç Örgütü’ soruşturmasının varlığından söz ediyor iktidar yanlısı hesaplar. Ergenekonvari bir torba dava oluşturulduğu anlaşılıyor.

Hani, bir zamanlar TİKKO vardı ya…

Galiba şimdi de EKO örgütü yaratılacak!

İktidar ve yandaşlarının gözü öyle dönmüş ki…

Onlara göre İmamoğlu Apo’dan, Saraçhane Kandil’den, CHP de PKK’dan daha tehlikeli!

O kadar ki…

Kadıköy Belediye Meclisi’nde AK Partili kadın üyeye kabalık etti diye CHP’li Meclis Başkanı Ahmet Kurtuluş, gece gözaltına alındı.

Bir CHP’li kınanacak davranışta bulunsa kapısına derhal polis gönderilirken, AK Partililere alenen suç işleseler bile dokunulmuyor. Adliyeler muhaliflere yönelik gözaltı ve tutuklamalarda birbiriyle rekabet ediyor.

Demek ki kürsü dokunulmazlığı olmasaydı, TBMM’de iktidar partisi milletvekilleriyle tartışan muhalifleri ensesine bastırarak, içeri aldırtacaklardı. Dokunulmazlığı olmayan Ümit Özdağ’ın tutuklu oluşu bu ihtimali düşündürüyor.

Bütün zorbalıklar Erdoğan’ın yeniden aday olmasını ve seçimi kazanmayı garantilemesini amaçlıyor.

Önündeki en büyük engel ise İmamoğlu.

İmamoğlu, Erdoğan’ı tedirgin ettiği için, hiçbir siyasetçinin maruz kalmadığı yargı tacizine, baskıya ve hatta ölüm tehdidine uğruyor. Buna rağmen, yine pek az siyasetçinin gösterebileceği cüretle yoluna devam ediyor.

AK Parti seçimde iktidarı kaybedeceğini gördüğü için hırçınlaşıyor.

Ancak hiçbir baskı beklenen sonucu vermiyor.

Anketlerde halk erken seçim istiyor.

CHP birinciliğini koruyor, İmamoğlu ise açık ara Erdoğan’ın önünde seyrediyor.

TEAM: CHP birinci

Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi’nin (TEAM) 20 Şubat tarihli yeni araştırmasında vatandaşa “Sizce erken seçime gidilmeli mi?” diye soruldu.

-Yüzde 59’u evet, yüzde 34’ü hayır, yüzde 7’si “Kararsızım” dedi.

-CHP’lilerin yüzde 87’si, DEM’lilerin yüzde 78’i, Zafer Partililerin yüzde 65’i, MHP’lilerin yüzde 28’i, AK Partililerin yüzde 21’i erken seçim istiyor.

-Erken seçim olursa yüzde 65.4’ü Erdoğan’ın kaybetmesini, yüzde 34.6’sı kazanmasını istiyor.

-Yüzde 51.2’si Erdoğan’ın kaybedeceğini, yüzde 48.8’i kazanacağını düşünüyor.

CHP’nin ön seçim kararı millete soruldu.

-Yüzde 59’u destekliyor, yüzde 41’i soğuk bakıyor.

-CHP’lilerin yüzde 90’ı, DEM’lilerin yüzde 80’i, Zafer Partililerin yüzde 60’ı, İyi Partililerin yüzde 52’si destekliyor.

İmamoğlu, açık ara önde

Bu pazar seçim olsa…

-Kararsızlar dağıtılmadan önce CHP, yüzde 28.6 ile birinci, AK Parti yüzde 22.4 ile ikinci, MHP ve DEM yüzde 6’şar ile üçüncü, Zafer yüzde 3.8, İyi Parti yüzde 3.1, YRP yüzde 2.4, TİP yüzde 1.5 ve Anahtar Parti yüzde 1.2 oy alıyor.

Bu pazar cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turu olsa…

-Kararsızlar dağıtılmadan önce İmamoğlu yüzde 39.9, Erdoğan yüzde 28.4 alıyor.

-Kararsızlar dağıtılınca İmamoğlu’nun oyu yüzde 54.1’e çıkıyor. Erdoğan, yüzde 38.6 oy alıyor.

-Yüzde 7.3’lük oyu Fatih Erbakan ve Ali Babacan bölüşüyor.

-Erdoğan, AK Parti seçmenini birleştirirken, MHP’den yüzde 36.3 fire veriyor.

-İmamoğlu ise CHP ve DEM’lileri birleştiriyor. Zafer ve İyi Partililerin çoğunluğunu alıyor.

-Cumhurbaşkanlığı ikinci turunda ise kararsızlar dağıtılmadan önce İmamoğlu yüzde 45.1, Erdoğan ise yüzde 31.9 alıyor.

Kararsızlar dağıtılınca İmamoğlu yüzde 58.6’ya, Erdoğan ise yüzde 41,4'e çıkıyor.

HDK ve kent uzlaşısı davaları İBB’de birleştirilebilir

İkinci ‘Kent Uzlaşısı’ iddianamesi çıktı.

Biliyorsunuz…

İlk dava Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e açılmıştı.

Şimdi de Ataşehir ve Kartal belediye başkan yardımcıları Livan Gür ve Cemalettin Yüksel ile Sancaktepe, Fatih, Tuzla, Beyoğlu, Şişli ve Adalar belediye meclis üyelerine PKK üyeliği suçlaması yöneltiliyor.

Bu 10 CHP’linin 10’u da cezaevinde.

İddianamede, PKK’nın varlığını sürdürebilmesi ve ‘Demokratik Özerkliği’ gerçekleştirebilmesi için insan kaynağına ve finansal desteğe ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.

2015 yılındaki askeri operasyonlar ve kayyum uygulamasından ötürü örgütün “yeni bir strateji geliştirmek zorunda kaldığı” ileri sürülerek, şu iddiada bulunuluyor:

“Siyasi konjonktürün de yardımıyla PKK tarafından kent uzlaşısı stratejisi isimli süreç bu hayati ihtiyaçların devamlılığını sağlamak maksadıyla hayata geçirilmiştir.”

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) adlı yapılanma güneydoğu ile sınırlı kalıp halk desteği sağlayamayınca yerine Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) kurulduğu savunuluyor. HDK’nin TBMM’ye alternatif bir yapı olarak tasarlandığı ileri sürülüyor. PKK tarafından hayata geçirildiği iddia edilen kenti uzlaşısının HDK eliyle işletildiği ve şüphelilerin tamamının bu yapıyla bağlantılı olduğu iddia ediliyor.

İddianamede şöyle deniyor:

“Kent uzlaşısı olarak bilinen, terör örgütü mensuplarının metropol belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda ilçe belediyelerine yerleştirildikleri, çoğunun İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olmalarının sağlandığı, şüphelilerin terör örgütünün mali yapısının desteklenmesi ve saha gücünün arttırılmasını ortak ve organize bir plan dahilinde hedefledikleri ve HDK üyesi oldukları…”

İddianamede HDK’nın terör örgütü olduğuna ilişkin bir Yargıtay kararı gösterilemiyor. HDK’nın öncülü olarak sayılan DTK hakkındaki 2019 tarihli karar dayanak alınıyor.

İddianameden:

“KCK’nın talimat ve telkinlerinde demokratik özerklik amaçlarına ulaşmak maksadıyla hayata geçirilen kent uzlaşısı stratejisine HDK ve bileşenlerine hayati bir rol verildiği, metropol belediyelerindeki kritik noktalara HDK üyelerinin sızdırıldığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis üyesi olarak görev yapmalarının sağlandığı…”

İddianamede, “kent uzlaşısının hayata geçmesi adına iştirakleri tespit edilecek şahısların deşifre edilmesi için soruşturmalarımız derinleştirilerek devam edecektir” deniliyor.

Bu mantığa göre kent uzlaşısı bir HDK faaliyeti olarak değerlendiriliyor. 1640’ı İstanbul’dan, toplam 4753 kişinin adının geçtiği HDK soruşturması ile bir belediye başkanı, iki başkan yardımcısı, yedi meclis üyesi ve bir danışmanın yargılandığı kent uzlaşması yargılamaları savcılığın gözünde bir noktada birleşiyor.

Nerede mi?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde!

Ekrem İmamoğlu da şüpheliler arasında yer alırsa şaşırmayacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi

Komşu, Barış’ı görmemiş!

14 Mart 2025 Cuma 05:33

Bahçeli, Pervin Buldan’ı da aradı

03 Mart 2025 Pazartesi 16:49

Diploma gerçek, demokrasi sahte

27 Şubat 2025 Perşembe 09:34

AK Parti’nin Güneş Moteli

24 Şubat 2025 Pazartesi 09:44