Meclis'ten yumruklarla geçen kanunun perde arkası: Akkuyu'nun kusurları NDK ile kapatılıyor

Santral çalışmalarının denetlenmediğini söyleyen CHP milletvekili Cengiz Gökçel, Akkuyu'daki hataların NDK ile kapatılmaya çalışıldığını söyledi. Kanunun bilinmezliklerle dolu olduğunu vurgulayan çevre aktivisti Önder Algedik "Nükleer'de bilinmezlik asla affedilemez" derken Makina mühendisi Yunus Yener "Yasa, ile şirketlerin korunduğu" belirtti.

Cumartesi gecesi Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi Meclis'ten geçerek yasallaştı. Nükleer Düzenleme Kurumu, nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyona ilişkin faaliyetler üzerinde düzenleme, değerlendirme, yetkilendirme, denetleme faaliyetleri ve yaptırımları uygulayabilme yetkisine sahip oldu. Peki Meclis'ten yumruklarla geçirilen NDK kanunu nedir? Niçin çıkarıldı? Amaç Akkuyu Nükleer Santrali'ndeki hataların üstünü örtmek mi? Düzenleme özelleştirmenin önünü mü açıyor? Tüm bu soruların yanıtını CHP Milletvekili Cengiz Gökçel ve İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Önder Algedik halktv.com.tr'ye yorumladı.

Nükleerde neler olmuştu?

Meclis'ten yangından mal kaçırır gibi geçirilen bu kanun aslında yeni değil. Nükleer Düzenleme Kurumu Cumhurbaşkanlığı tarafından 9 Temmuz 2018 tarihinde 702 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kuruldu. 2019 yılının Şubat ayında eksik yanları kaldığı için 7164 sayılı kanunla da teşkilat ve görevleri belirlendi. Ancak bu kanun geçmeden önce nükleer santralin temeli atılmış ve yapımı başlamıştı. Kanun daha sonra geldi. Anayasa Mahkemesi'ne bu dönem yapılan itirazlardan sonra AYM düzenlemenin Anayasaya aykırı olduğuna karar verdi ve iptal etti. AYM yapılacak düzenlemenin Cumhurbaşkanı tarafından KHK ile yapılmaması gerektiğine, bu ciddi konudaki düzenlemenin Meclis tarafından oy çokluğu ve kanun ile yapılmasına karar verdi ve iktidara bir yıl süre verildi. Bu süre 9 Mart 2022 yılında bitiyor.

5 Mart Cumartesi akşamı yasallaşan Nükleer Düzenleme Kanunu Meclis'te yumruklar eşliğinde yasallaştırıldı. TBMM Genel Kurulu, 'Nükleer Düzenleme Kanunu Teklifi'ni görüşürken MHP'li vekiller ile CHP'li vekiller arasında tansiyon yükseldi. Meclis genel kurulunda MHP Düzce Milletvekili Ümit Yılmaz, CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel'e yumruk attı. CHP'li Özel ve diğer milletvekilleri araya girerek Yılmaz'ı sakinleştirmeye çalıştı. CHP'li Cengiz Gökçel ise milletvekilleri tarafından genel kuruldan çıkarıldı.

cengiz-gokcel.jpgCHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel

Akkuyu hiç bir zaman denetlenmedi ve denetlenemiyor

CHP Mersin Milletvekili Cengiz Gökçel "Ülkede yasal bir boşluk varken Akkuyu Nükleer Santrali'nin temeli tüm itirazlarımıza rağmen atıldı. Yine bu belirsizlik ortamında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu kapatıldı. Şu ana kadar Akkuyu Nükleer Santrali hiç bir şekilde denetlenmedi. Rus firma orada ne yapıyor bilmiyoruz. Nükleer Denetleme Kurulu Akkuyu'da denetleme yapamıyor. Akkuyu Rus devletinin Türkiye topraklarında kurduğu kendi santrali konumunda. Milletvekilleri bile Rus firmadan özel izin almadan santral inşaatına girip inceleme yapamıyor. Nükleer Denetleme Kurumu öyle bir oluşturulmalı ki kuruma öyle yetkiler verilmeli ki santrale girilip konunun uzmanları tarafından denetim yapılabilmeli. TMMOB ile yaptığımız görüşmelerde Türk mühendislerin sadece Rus firmanın kendi düzenlediği tutanakları kontrol edebildiği anlaşılıyor. Anlayacağınız Rus firma kendi denetimini kendisi yapıyor. Bur durum derhal son bulmalı" dedi.

Bir başkan ve üç kurul üyesinden oluşan Nükleer Düzenleme Kurumu'nun 4 yıllık macerasının her aşamasında usulsüzlükler yaşandığını ve bir oldu bitti ile karşı karşıya bırakılmak istendiklerini ifade eden CHP Milletvekili Cengiz Gökçel sözlerine şöyle devam etti:

Kanun geçmeden önce nükleer santralin temeli atılmış ve yapımı başlamıştı. Kanun daha sonra geldi. Bu sırada 1. ünitede çatlak oluştu. Bu kamuoyunda da gündeme geldi. Ancak bu çatlakların üzerine beton dökülerek inşaata devam edildi. Bu durum İnşaat Mühendisleri Odası tarafından da gündeme getirildi. Ancak Nükleer Düzenleme Kurulu'nun görevleri ve teşkilatları bu dönemde henüz belirlenmediği için denetleme yapacak kurum görevine başlamamıştı henüz. Yani denetlemeyi yapacak kurum ortada yokken santral inşaatı iki kez kaza geçirdi. Meclis'te Nükleer Düzenleme Kurulu ile ilgili kanun görüşülürken başkanı atandı. Bir hukuksuzluk da burada yapıldı.

akkuyu.jpg

Uluslararası bir yaptırımı olduğu için alelacele bir kanun getirildi

AYM 9 Mart 2021'de hem bu bahsettiğim 7164 sayılı kanunu hem de 2018'deki 702 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi Anayasay'a aykırı bularak iptal etti. Bu noktadan sonra Nükleer Düzenleme Kurumu'nun lağvedilmesi gerekiyordu.

Ama burada da nükleer santral inşaatının devam etmesi için AYM şöyle bir karar verdi. Evet bu 7164 sayılı kanun ve 702 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Anayasaya aykırı. Bunu iptal ediyorum ama bu iptal yürürlüğe 1 yıl sonra girecek. Bu da demek oluyor ki 9 Mart 2022'den önce Meclis'te bir değişiklik yapılması gerekiyor ki bu Nükleer Düzenleme Kurulu lağvedilmesin. Anayasaya aykırı bulunan bir şey neden 1 yıl bekletiliyor? Normalde inşaatın durdurulup o kurumun lağvedilmesi gerekirdi. Çünkü denetim yok. Uluslararası bir yaptırımı olduğu için alelacele bir kanun getirildi ve dün gece geçirildi. Bu kanunda da çok boşluklar var. Meclis, kurulu kurdu yetkiyi Cumhurbaşkanı'na verdi. Sözün özü tek kişiye verilmiş bir yetki var. Burada Meclis'in arka kapısından dolanıp her şey kılıfına uygun yapılmaya çalışıldı.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun denetim yetkisi yoktu

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nun denetim yetkisi yoktu. Bu denetleme yetkisi için Nükleer Düzenleme Kurumu gibi bir kurumun oluşturulması gerekiyordu. Aslında Nükleer Düzenleme Kurumu bağımsız karar veren ama Enerji ve Tabi kaynaklar Bakanlığı ile ilişkili bir devlet kurumu. Bu kuruma nükleer enerjinin Sayıştay'ı diyebiliriz. Ancak nasıl Sayıştay'ın için boşaltıldıysa bu kurumda da Cumhurbaşkanı'nın bu kadar yetkili olması, kurumun başkanını ve üyelerini ataması bir noktada liyakatten uzaklaşmaya sebep oluyor. Kurula başkanlık yapacak kişilerin uluslar arası alanda belirli düzeylerde bir deneyimin olması gerekir. Liyakati ispatlanmış olmalı ki bu kadar önemli bir görevi yerine getirebilsin. Ancak bugün batığımızda Nükleer Düzenleme Kurumu'nun hem başkanı hem de 3 üyesi Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'nda belirli bir süre görev almış ya da Meclis'te görev yapmış kişilerden oluşuyor. Hatta bir tanesi hukukçu. Bizim parti olarak itiraz ettiğimiz nokta tam olarak bu. Yani biz kurumun olmasına karşı çıkmıyoruz. Bu kurum olmalı ama uluslararası standartta olmalı. Bütün dünyada uygulanan sistemi uygulamamız lazım. Ama biz burada da diğer durumlarda olduğu gibi bütün yetkiye Cumhurbaşkanı'na verdik. Mecbur kalındığı için Meclis'e getirildi.

onder-algedik.jpgİklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Önder Algedik

'Nükleer'de bilinmezlik asla affedilemez'

İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Önder Algedik ise "Nükleer Düzenleme Kurulu Kanunu'nun bir çok bilinmezliği beraberinde getirdiğini belirterek Nükleer'de bilinmezliğin asla affedilemez olduğunu" söyledi.

"Anayasa Mahkemesi Nükleer Düzenleme Kurumu'nu kuran KHK'yı iptal ederken 15 maddenin 15'inin 3 geçici maddenin de 3'ünün Anayasaya aykırı olduğunu" söyleyen Algedik Cumartesi akşamı yasallaşan yeni kanunun ise AYM'nin düzeltin dediği KHK'nın bir kaç değişiklikle kanunlaşmış hali olduğunu ifade etti. Anayasaya aykırı olarak kanunlaştırılan bu düzenlemenin muhalefet tarafından AYM'ye götürülmesi gerektiğini söyleyen Algedik sözlerine şöyle devam etti:

2018 yılının Mayıs ayında Akkuyu'nun temelinde çatlama olmuş. Hükümet ise koştur koştur Kanun Hükmünde Kararname hazırlayıp aynı yılın Temmuz ayında Nükleer Denetleme Kurumu'nu kurdu. Temmuz ayında Akkuyu'nun doldurulan ve onarılan temeli tekrar çatlamış. Şu an şöyle bir skandal var temelin çatladığı 2018 yılında bu güne kadar Akkuyu denetimsiz. Yasal bir boşluk var. Siyasal bir nükleer söz konusu. Akkuyu'daki kazaların listesi saymakla bitmiyor. Nükleerde geri dönüş yok. Yaşanacak bir kaza tam bir felaket olur.

yunus.jpgTMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Yunus Yener

'Nükleer'de şirketler kollandı’

TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Yunus Yener, yasayla nükleer santral yapan ve işleten şirketlerin yükümlülükten kurtarıldığını vurgulayarak ‘şirketler kollandı’ dedi.

Rusya-Ukrayna savaşında bombalanan nükleer santrallara dikkat çeken ve nükleer santralların bütün dünya için tehdit oluşturduğunu vurgulayan MMO Başkanı Yener, “Bu kadar önemli ve stratejik bir konuyla ilgili temel bir yasal düzenlemenin, ilgili tüm kuruluşlar ve uzmanlar tarafından ayrıntılı bir şekilde incelenmesine, irdelenmesine ve değerlendirilmesine imkan tanınmadan, adeta yangından mal kaçırırcasına yapılması kabul edilemez” dedi.

RUS ŞİRKET KORUNDU

“Yasa, nükleer santral yapımcısı/işleticisi şirketleri, atık bertaraf yükümlülüğünden kurtarmaktadır” diyen Yener sözlerini şöyle sürdürdü:

“Yasayla 25-30 milyar dolar yatırım tutarı olan ve bir kaza halinde yaratacakları zarar milyarlarca dolara varabilecek olan santrallarda yatırımcı ve işletmecilerin maddi sorumluluğu 700 milyon dolarla sınırlı tutulan şirketler kollanmaktadır. Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) yatırımı için işletici Rus şirketinden, atıklara yönelik yapılacak harcamalar için dolar enflasyonu, dünya finansal konjonktürü gibi faktörler hiç dikkate alınmaksızın, 60 yıl süre ile düşük bir rakam olan 0,15cent/kwh alınmaya devam edilmesine yönelik madde de Rus şirketini korumaya yöneliktir.

Odamız, daha önce birçok kez belirtmişti. Ülkemizin, yakıtından teknolojisine kadar dışa bağımlı, atık sorunu çözülmemiş, riskleri ortadan kalkmamış nükleer güç santrallarına ihtiyacı yoktur. Akkuyu NGS Projesi iptal edilmelidir. Mevcut tesisleri daha verimli çalıştırarak ve enerjiyi daha verimli tüketerek sağlanacak tasarrufun, yeni elektrik talebini karşılayamaması halinde, ilave elektrik ihtiyacı yerli makine ve ekipmanlarla güneş ve rüzgar kaynakları değerlendirilerek ve çevre ile uyum içinde üretilmelidir.”

Ali Mahir Başarır: Kirli enerjiye mecbur değiliz

CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ise görüşmeler sırasında TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu kanunun elle tutulur bir tarafı yok. ‘Mersin’de, Sinop’ta nükleer santral istemiyoruz’ dediğimizde kızıyorsunuz. Biz, nükleere mecbur değiliz. Biz, Ruslara mecbur değiliz. Biz, kirli enerjiye mecbur değiliz. Biz, topraklarımızda bu imtiyazı bir ülkeye vermek zorunda değiliz. Bakın, Türkiye’nin 400 milyar KW/saat güneş enerjisiyle elektrik üretebilecek potansiyeli var ama biz yüzde 3’ünü kullanıyoruz.”