Halk TV Muhabiri Deniz Gez: Beni en çok etkileyen ailelerin o enkaza ve çalışma ekiplerine bakışı oldu

Halk TV Muhabiri Deniz Gez: Beni en çok etkileyen ailelerin o enkaza ve çalışma ekiplerine bakışı oldu
İzmir'de 114 vatandaşımızın ölümüne neden olan depremi aktarmak için İzmir'de bulunan Halk TV muhabiri Deniz Gez tanık olduğu olayları anlattı.

İzmir'de etkili olan 6.9 büyüklüğündeki depremin ardından ekipler arama kurtarma faaliyetlerini tamamladı. Halk TV ekibi depremin ilk anından itibaren İzmir'deki durumu tüm Türkiye'ye aktardı.

Halk TV'den Deniz Gez, tanık olduğu gelişmeleri, dinlediği hikayeleri ve duygularını Can Coşkun'un sunduğu Haber Masası'nda anlattı.

Deniz Gez şunları söyledi:

"Elazığ'da arama kurtarma ekipleri uzak yerlerden gelmek zorunda oldukları için organizasyon konusunda bir sıkıntı vardı. Ancak hem İzmir, hem çevresindeki şehirler büyük oldukları için hızlı organize olmayı başardılar. 

Rıza Bey Apartmanı'na ilk geldiğimde apartmanının enkaz alanının iki ya da üç kat olduğunu gördüm. Çevredeki binalar 8 katlıydı genellikle. Bu apartmanın kaç katlı olduğunu sorduğumda 8 katlı olduğunu öğrendim. O 8 kat neredeyse iki kata sıkışmıştı çöktüğünde. O beni inanılmaz etkiledi. Oradaki insanların enkaz altında olduklarını düşündüğümde de... Çevredeki insanlar o binayı gördüklerinde aşırı duygusallaşmaya başladılar. Yan tarafta ailelerin olduğu bölüm vardır. Oraya zaman zaman hiç bakmak istemediğimi söyleyebilirim. Bir sessizlik çağrısı olduğunda herkes oraya kilitleniyordu. O anlar gerçekten anlatılması zor şeyler. İnsanlar umutla, pür dikkat oradan bir haber gelecek mi, diye bakıyorlardı. Beni en çok etkileyen, ailelerin o enkaza ve çalışma ekiplerine bakış şekilleriydi. "

"Canlı birisi çıkarıldığında ekiplerde yorgunluk kalmıyordu"

Arama kurtarma ekiplerinin fedakarlığını da gözlemleyen Gez şunları söyledi:

"Önce bir sessiz ol çağrısı yapılıyor. Bu çağrı gelince bütün çalışanlar duruyor, motorlar durduruluyor, hiçbir ses çıkartılmıyor. Binin üzerinde insanın olduğu bir alanda çıt sesinin bile çıkmadığına şahit oldum. Daha sonra, arama kurtarma çalışmaları hızlanmaya başlıyor. Anlıyorsunuz ki, biri bulunmuş. Sonra sağlık ekipleri sedye götürüyorlar. Biliyorsunuz ki, oradan canlı biri çıkabilir. Öyle de oldu. Çoğu zaman sedye gittikten bir süre sonra mucizelere tanıklık ettik. 

Oradan bir mucize çıkarıldığı zaman onların bütün yorgunluklarının bittiğini gördüm. Zaman zaman konuşma fırsatımız da oldu onlarla. Çıktıktan sonra gözleri yaşlı olanlar, röportaj yaptığımızda yine duygulananlar, 'Kendi çocuğumu çıkarmış gibi sevindim.' diyen arama kurtarma ekipleri gördüm."

"Enkaz başında bekleyen kadın, 'Ben enkazdan çıktım, kedimin çıkarılmasını bekliyorum' dedi"

Enkazın altında yalnızca insanlar yoktu. Hayvanların da enkazdan kurtarıldığını ve sahiplerinin o hayvanları umutla beklediğini gözlemleyen Gez şunları anlattı:

"İkinci günü akşamıydı Rıza Bey Apartmanı'nda. Biz haber nöbetimizi sürdürüyorduk. Önümde iki kişi taburede oturuyordu. Gözlerini Rıza Bey Apartmanı'ndan ayırmıyorlardı. Gittim sordum, 'Ben enkaz altından çıktım. Kedim hala içeride, onu bekliyorum.' dedi. Sadece insanlar için düşünmemek gerekiyor. Çok sayıda hayvan enkaz altından kurtarıldı.

Maalesef sağlam bina yapamıyoruz. Binaların çökmesinde en önemli etken müteahhitler. Binaların ciddi manada sıkıntılı yapıldığını biliyoruz. 1999 Depremi'nden önce yapılan binalar olduğunu görüyoruz, İzmir'de yıkılan binaların. Dayanıksız yapıldıklarını görüyoruz. Kolonlarında zaman zaman patlamalar yaşandığını görüyoruz.  Bazı binalarda taşıyıcı kolonların kesildiğini, bazı binalarda kolonlarda yaşanan çatlamaların sıvayla kapatıldığını öğrendik. Umut ediyoruz ki, bundan sonra vatandaşlar daha güvenli bölgelerde yaşar. Toplanma alanlarının ne kadar önemli olduğunu burada gördük. İstanbul için de toplanma alanlarının ne kadar önemli olduğu biliniyor."