Yüzlerce hekim 'güvenlik soruşturması'na takıldı
Soru önergeleri ve meslek örgütlerinin talebine rağmen atanmayan hekim sayısı açıklanmazken, hekimler mesleklerini neden yapamadıklarının yanıtını da öğrenemiyor. Güvenlik soruşturması sonucu açıklanmayan 332 doktor ise çalışmaya başlamak için hâlâ tebligat bekliyor.
Cumhuriyet'ten Şeyma Paşayiğit'in haberine göre Türk Sİlahlı Kuvvetleri içindeki cunta yapılanması tarafından 15 Temmuz 2016'd agerçekleştirilen darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL ile birlikte çıkarılan 676 sayılı KHK’de yer alan “Kamu Personeline İlişkin Bazı Düzenlemeler” başlığı altında “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” şartı, yüzlerce genç doktoru mağdur etti. Ayrıca güvenlik soruşturması ve arşiv taraması şartının kapsamına ilişkin hiçbir ayrıntı da KHK’de yer almadı. Mülakat sistemleriyle işe başlatılmayan yurttaşların mağduriyeti tartışmalara konu olurken; tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası sonucu devlet hastanesine yerleştirilen yüzlerce doktorun, mesleğini yapması engellendi.
Gerekli şartları yerine getirdikleri için atama bekleyen sayılarının en az 300’lerde olduğu belirtilen doktorlar, Sağlık Bakanlığı’nın “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48’inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendindeki atama şartlarını taşımadığınız anlaşıldığından, atamanız yapılamamıştır” yazısı ile karşılaştı.
“Güvenlik soruşturmasına takılan” hekimlerin büyük çoğunluğu, mesleklerini neden yapamadıklarının yanıtını ise öğrenemedi. Bakanlık, milletvekillerinin verdiği soru önergeleri ve meslek örgütlerinin talebine rağmen güvenlik soruşturmasından geçemeyen doktor sayısını açıklamadı. Güvenlik soruşturması sonucu açıklanmayan 332 doktor ise çalışmaya başlamak için hâlâ tebligat bekliyor.
"18 yıllık emek çöpte"
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Adana’da plastik cerrahi kazanan ancak güvenlik soruşturmasından geçemeyen A.G., “Çocukluğumdan beri doktor olmak istiyordum. Ailenin tek doktoruyum. Herkesin benden beklentisi vardı. Zorunlu hizmetten sonra memleketim Adıyaman’daki insanlara kendi dilimde hizmet vermek istiyordum. TUS’tan sonra aileme yük olmamak için İzmir’de garsonluk yaptım. 18 yıllık emeğimiz vardı. Ben çok umutla bakıyordum, bu ülkeden gitmeyi hiç düşünmüyordum. Bu durumdan sonra Almanya’da mesleğimi yapmak için Almanca öğrenmeye başladım. Bakanlığa gittiğimde kurumların partileşmeye gittiğini de gördüm. Devran onların devranı, 18 yıllık emeği görmezden gelebiliyorlar.”
"Yurt dışına giden var"
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden geçen yıl mezun olan ve 7 ay beklediği güvenlik soruşturmasından geçemeyen S.Ç: “Toplamda 19 yıllık eğitim hayatım boyunca Fetullah Gülen cemaatinin dershanelerine gitmedim, evlerinde bir gün kalmadım, yurtlarına adımımı atmadım. Hiçbir tarikatla en ufak bir ilişkim olmadı” dedi. Güvenlik soruşturmasının ardından başvurduğu onlarca özel kurumdan tecrübesizlik ve güvenlik soruşturması gerekçesiyle olumsuz yanıt alan S.Ç., “Aramızda ülkeden umudunu kesip yurtdışına göçenler var, geçimini sağlamak için hekimlik dışı işlerde çalışmak zorunda kalanlar var, tüm çevresiyle iletişimini kesip aile evinde umutsuzca bunalıma girenler var. Ülkede bu kadar hekim açığı olduğu söylenirken bu kadar hekimin çalışma hakkının fiili olarak elinden alınmasının mantıklı bir izahını bulamıyoruz.”
MİT raporuyla suçlandı
Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 10 yılı aşkın süre önce mezun olan uzman hekim, zorunlu hizmetiyle birlikte 10 yıl sözleşmeli devlet memuru olarak çalıştıktan sonra branşına ait kadro açılınca ailesinin yanında olmak için görev yerini değiştirmek üzere istifa etti. Uzman hekim, atamasının ardından gelen güvenlik soruşturması şartı dolayısıyla bir buçuk yılını soruşturma sonucu beklemekle geçirdi. Başvurduğu mahkemede davası devam ederken güvenlik soruşturmasından neden olumsuz yanıt geldiğini öğrenen hekimin, MİT raporuyla “örgüt üyesi” olduğu iddia edildi. Olumsuz yanıt, “Üniversitede toplantı, gösteri, yürüyüş düzenlemek”, “üniversitede düzenlenen etkinliklere katılmak” olarak gerekçelendirildi.
MİT raporunun resmiyeti olmadığını söyleyen uzman hekim, “Birileri sizin arkanızdan yakıştırma yapıyor ve somutlama zorunluluğunda da değil. Sizden hoşlanmıyorlarsa, muhalifseniz bir şeyler ekliyorlar. Örgüt mensubuysam neden tutuklanmıyorum? Hakkımda neden soruşturma yok? Örgüt üyesiysem nasıl 10 yıl devlet memuru olarak çalıştım”sorularını sordu. Dünya görüşü nedeniyle hükümet tarafından dışlandıklarını belirten uzman hekim, “Biz bu süreçlerde Fethullah Gülen örgütü mensubu olanların nasıl atandıklarını da biliyoruz. Atanamayan arkadaşların yüzde 90’ı sol kesimden” dedi.