Yerel Seçim ‘Kader’ Seçimi… Neden mi?

Önümüzdeki yerel seçim sıradan bir seçim değil. Kritik seçim, kader seçimi de diyebiliriz.

İktidar açısından da muhalefet acısından da…

Aslında biz seçmenler için de çok kritik bir seçim. Çünkü o seçim Türkiye’nin rotasını belirleyecek.

Önce iktidar açısından bakalım.

Belli ki AKP/MHP yerel seçimde iş birliği yapacak. AKP’nin aday gösterdiği yerlerde MHP aday çıkarmayacak. MHP’nin kazanma şansı olduğu yerlerde AKP geri çekilecek…

Soru şu: İktidar CHP’nin elinde olan 11 büyük kenti geri alırsa ne olur, alamazsa ne olur. Yarısını alırsa ne olur daha fazlasını verirse ne olur?

AKP İstanbul/ Ankara /Antalya/Adana gibi kentleri geri alırsa gücüne güç katar. Aslında sadece İstanbul’u geri alması bile moral motivasyon açısından yeter. Diğerlerini de geri alırsa kendileri için ballı börek olur.

Daha otoriter, daha baskıcı bir dönem başlar.

Çünkü bu sonuç; tek adam düzenin kalıcı olmasının onaylandığı anlamına gelir. Ağır ekonomik kriz yaşanırken bile… Memuru, işçisi, emeklisi, öğrencisi, işsizi, esnafı, işvereni burnundan solurken… AKP belediyeleri de alırsa…

Sokak tabiriyle eller havaya demektir…

Sadece ekonomide ağır tedbirler gelmez. Hayat tarzımıza da ağır müdahale yapılır. Gerçi şimdi de yapılıyor. Festivaller yasaklanıyor, konserlere izin verilmiyor ama o zaman kimse festival yapmayı aklından bile geçirmez…

Geçiremez…

Ne ağaç katliamı protesto edilir ne haksız hukuksuz tutuklamalara karşı ses yükseltilir…

Hep söylüyorum, yeri geldikçe yazıyorum; Putin’in Rusya’sından beter oluruz.

Peki AKP İstanbul/Ankara/İzmir başta olmak üzere büyük kentleri kazanamazsa ne olur?

Mağlubiyetin ölçüsüne bakar…

İstanbul ve Ankara’yı kaybedip de Antalya, Mersin, Adana, Hatay gibi kentleri kazanırsa durumu idare etmeye çalışır. Ekonomik ve sosyal hayatta yapmak istediklerinin bir kısmını yapabilir. 2028’e kadar toparlanmaya çalışır…

Peki ya 2019 seçimlerinin benzeri olursa… Hatta muhalefet kazandığı belediye sayısını arttırırsa…

Bu durumda AKP yani Erdoğan ülkeyi yönetemez hale gelir. Sandığı seçmenin önüne koymak zorunda kalabilir.

Niye mi böyle düşünüyorum?

Şu anda dolar mevduat hesapları yüzde 67’yi aştı. Yani bankalardaki mevduat hesaplarının yüzde 67’si döviz cinsinden. Bunun anlamı şu…

Türk milleti kendi parasına olan güveni kaybetti… Türk milleti uygulanan ekonomik programdan umudunu kesti… Türk milleti sığınacak liman olarak ABD parasını görüyor… Türk milleti bu iktidarın ekonomiyi düzlüğe çıkaracağını düşünmüyor… Türk milleti altına yatırım yaparak hayatını sağlama almaya çalışıyor….

İktidar yerel seçimde ağır bir darbe yerse bu ipler iyice kopar… Feriştahı gelse ekonomiyi toparlayamaz…

Hadi gelin yerel seçim sonuçlarına muhalefet açısından da bakalım…

İyi parti ve HDP’nin destek verdiği CHP adaylarının kazandığı yerler AKP’ye geçerse ne olur?

CHP’de büyük kavga çıkar, bölünmeye kadar gider… İyi parti tabela partisi olma yolunda önemli mesafe kaydeder. Milletvekillerinin önemli bölümünü MHP ve AKP’ye kaptırabilir…

Yeşil Sol Parti (yani HDP) Güneydoğu’daki illeri alsa bile seçilen belediye başkanları göreve başlamadan yerlerine kayyum atanır. 2019’da olduğu gibi…

Ülke muhalefetsiz bir döneme girer… Muhalefetin adı vardır ama toplum gözünde fiilen yok hükmündedir!

CHP’li belediyeler yine kendi dışındaki muhalefetin veya seçmenin de desteğiyle başta İstanbul/Ankara olmak üzere elindeki kentleri korursa ne olur?

Başta CHP ve İyi Parti hayat bulur. Muhalif seçmen yeniden doğmuş gibi olur. Ülkenin yarısına belki de tamamına moral gelir. Siyaset yeniden ısınır. Muhalefet partileri iktidarı erken genel seçime zorlar…

Erdoğan istediği gibi davranamaz. Sadece kendi tabanının değil her kesimin hassasiyetine dikkat etmek zorunda kalır.

Mesela kaybettiği belediyeleri kayyum atayarak yönetmesi kolay olmaz.

14 Mayıs seçimi önemliydi. Mart ayındaki yerel seçim de bu kadar önemli… İzlediğim kadarıyla Erdoğan çok önemli olduğunu kavramış, işi sıkı tutmak için şimdiden kolları sıvamış…

Dilerim muhalefet partileri de anlamıştır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet Tezkan Arşivi