Usta Oyuncu Müjdat Gezen Halktv.com.tr'ye Konuştu: Dünyada Demokraside Neredeysek Sanatta da Oradayız

Usta Oyuncu Müjdat Gezen Halktv.com.tr'ye Konuştu: Dünyada Demokraside Neredeysek Sanatta da Oradayız
Ekonomik zorluk ve siyasi baskılarla mücadele eden büyük usta Müjdat Gezen, halktv.com.tr'ye konuştu. Gezen, Türkiye'de sanatın geldiği noktayı "Demokraside diğer ülkelerle kıyasladığımızda neredeysek sanatta da oradayız" diye konuştu.

O hepimizin çok yakından tanıdığı Türkiye'nin en önemli bir isim... Tiyatrocu, sinemacı, şair ve eğitmen olarak çok yönlü bir sanatçı. Bizler çocukluğumuzda onu güldürürken tanıdık. Birbirinden güzel tiyatro oyunlarında ve sinema filmlerinde izledikten bir süre sonra da yetiştirdiği oyuncuları da izlemeye başladık. Gezen, 32 yıl önce kurduğu Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde yeni oyuncu yetiştirmeye devam ediyor.
Tam bayram tatiline çıkmadan saatler önce duayen sanatçıyı sorularımızı yanıtladı

Sizce yıllar içerisinde edebiyat, tiyatro, müzik gibi sanatın tüm alanlarında nasıl değişiklikler oldu?

Bu evrim meselesidir. Yani daima ilerleme kaydedecek. Nazım'ın dediği gibi "Ben babamdan ileri, doğacak çocuğumdan geriyim." Onun için de evrim her konuda, her ülkede hiç ayrım yapmadan var olası bir şeydir. O nedenle de sanatta, tiyatroda da olsa, edebiyatta da olsa hangi türde olursa olsun ilerleme şarttır ve öyle olmaktadır zaten. Şimdinin tiyatro oyunları eskilerden daha ileri, daha güzel ve daha iyi bence.

Peki sanat gerçekten toplumun aynası mıdır?

Shakespeare’in bir lafı vardır Hamlet’te... Oyuncuları tarif ederken der ki Hamlet Polorius’e, "Rica ederim efendim, oyuncuların hatırını temin edin. Zira onlar günümüzün perdesi, zamanımızın aynasıdırlar, sağlığınızda adınız onların diline düşeceğine, öldükten sonra mezara taşınıza kötü şeyler yazılsın daha iyi." Yani sanat toplumun yansıtıcı ileticisidir, öyle anlatır Shakespeare de dört yüz sene evvel Hamlet’te…

Peki kültür sanat alanını dünya ile Türkiye'yi kıyasladığınızda bir nasıl bir fark çıkıyor ortaya?

Dünyada ekonomi neyse, spor neyse, sanayii neyse, diğer branşlar neyse, sanatımızı da ancak öyle kıyaslayabiliriz. Hangi ülkeyle kıyaslarsan kıyasla, istersen dolarla da kıyaslayabilirsin, istersen euroyla da istersen demokrasiyle de kıyaslayabilirsin. Yani genel olarak sistem neyse öyle bakmak lazım meseleye. Onun için biz demokraside diğer ülkelerle kıyasladığımızda neredeysek sanatta da oradayız.

Sizce sanatçının bir siyasi duruşu olmalı mıdır? Sanatçının dünya görüşü onun sanatını etkiler mi?

Siyasi görüş insanlarda otomatikman vardır. Yoksa zaten yanlış soruya doğru cevap aramakla vakit geçiririz sonra. Çünkü siyaset kapıdan adımını atmakla başlar. Bugün petrole, akaryakıta zam geldiyse bu siyasi meseledir. Ekmek zamlandıysa bu siyasi bir meseledir zaten. Anlatabiliyor muyum? Onun için siyaseti hayattan soyutlayamayacağın için, sanat da hayatın yansıması olduğu için birbirinden soyutlayamazsın zaten.

Geçmişten bugüne baktığınızda şu anda Türkiye'deki mizah anlayışını nasıl buluyorsunuz?

Mizahla komedi arasında değişik farklar var. Mizah biraz da düşündürür. Ama ben mesela gençlerin yaptığı sinema filmlerine bakıyorum, bizim yaptıklarımızdan daha iyi... Bu bir evrimdir, bir ilerlemedir. Aksi halde toplumlar durursa düşer, toplumda da sanatçı durursa düşer. Onun için hep ileriye doğru, hep bir adım daha ileriye, en ilerlemediğimiz zamanda bile daima bir adım ileriye gitmişizdir. Eski tiyatro dekorlarına, kostümlerine, tiyatro metinlerine bakın, şimdikilerden daha başarısızdır. Çünkü evrim insanoğlu içindir, insan da ilerlemek içindir. İnsan değişim içindir. Değişim ileriye doğru olur, geriye doğru olmaz. Bizim mevcut demokrasi sistemimiz geriye doğru çalıştığı için biz geriliyoruz. Ama aslında ileriye doğru olması lazım.

Türk tiyatrosu özellikle pandemi döneminde sıkıntılı günler geçirdi. Sizin de tiyatro binanızı satışa çıkardığınızı okuduk. Kapalı gişe oynadığınız halde yine de satıyorsunuz...

Tiyatro binamı geçen sene satışa koydum ama haberi geç çıktı. Tiyatrom bina olarak satılık. Çünkü elektriğe akaryakıta gelen zam ne kadroyu, ne salonu hiç kimseyi geçindiremiyor. Büyük bir salon değil benimki 210 kişilik bir salon. Full kapalı gişe oynasan bile hesabı yaptığın zaman zarardasın. Pandemi sonrası özel tiyatrolar sıkıntı çekiyor. Ödenekli tiyatrolar zaten ekonomik sıkıntıdan uzak oldukları için güzel, daha projeksiyon oyunları yapıyorlar. Çünkü onlar ödeneklerini devletten veyahut belediyelerden aldıkları için böyle bir sorunları söz konusu değil. Ama özel tiyatrolar zorlanıyor.

Aynı zamanda bir öğretmen olarak yeni dönem sanatçıları nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle beğendiğiniz, takip ettiğiniz oyuncular hangileri?

Bizden ileri olduklarını rahatlıkla söyleyebilirim. Ama beğendiğim oyuncuların adını verirsem torpil yapmış olurum. Çünkü yüzde 90'ı bizim öğrenciler. O nedenle kendi öğrencilerini övdü dedirtmek istemiyorum kimseye. Zaten onları da överken yüz kişiye yakın popüler olmuş olanları var. Birini unutursam ayıp olur. 100'ünü de burada saymaya kalksam vakit olmaz. O nedenle onlar benim evlatlarım. Birini birinden ayırmıyorum zaten.