Tutuklanan TTB Başkanı Fincancı'nın ifadesinden: Bana gösterilen görüntüler aynı değil
Fincancı ifadesinde "Bana gösterilen yayına yansıyan görüntü değil. Skype’ta gördüğüm, onların bana gösterdiği görüntüdür." dedi.
Fincancı hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlarından başlatılan soruşturma sonunda dün sabah gözaltına alınmış, bugünde tutuklanarak Sincan Kapalı Kadın Cezaevine gönderilmişti.
TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı tutuklandı
'Videoyu meslektaşlarım gösterdi'
t24'ün aktardığı habere göre Fincancı, savcılıktaki ifadesinde şunları söyledi: “19 Ekim tarihinde Almanya'nın Berlin şehrinde bir konferansa katılmak için bulunduğum süre zarfında beni Medya Haber TV'den şahsen tanımadığım bir kişi sabah saatlerinde aramak suretiyle Medya Haber TV'ye canlı bağlantı yapmam için bana ulaştılar. Benim cep telefonu numaram herkeste olduğu için numaramı nereden aldıklarını bilmiyorum. Söz konusu haber kanalının PKK silahlı terör örgütüyle bir irtibatı olup olmadığıyla hekim olarak bilmiyorum ve ilgilenmiyorum da. 18 Ekim tarihinde Almanya’da Roza Lüksemburg Vakfının "Cezaevi Ve İnsan Hakları" konulu bir konferansında yine nerenin vatandaşı olduğunu bilmediğim, o ortamda tanıştığım bir meslektaşım içinde bulunduğum hekim arkadaşlarıma bir video gösterdi. Bizler bu videoyu izleyip karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunduk. Benim Medya Haber Tv'de canlı yayında yaptığım bağlantı öncesinde video hakkında böyle bilgi sahibi oldum. Bana sormuş olduğunuz incelenen görüntüler kapsamındaki kimyasal, toksik ve zehirli gazlarla ilgili yorum bir ön değerlendirmedir. Hekimler arasında yapmış olduğumuz video değerlendirmesi ile canlı bağlantıya çağrılmam arasında bir irtibat yoktur. Benim yaptığım bu ön değerlendirmede de herhangi bir kurum ve kuruluşa müracaatımız olmuyor. Uluslararası Cenevre Sözleşmesinde bir araştırma yapılması için devletler tarafından başvuru yapılmasını gerekmektedir.
CİSST'ten 'Şebnem Korur Fincancı' tepkisi: Tutuklama talebi hukuki değil siyasi
'Ben sadece spikerin yüzünü görüyordum'
Yine ekranda görünen kulaklık ile yapmış olduğum bağlantıda ben karşıda sadece spikerin yüzünü görmekteydim. Benim haricen bir cep telefonuyla bir görüşmem olmadı. Doğrudan Skype üzerinden bağlandım. Kapatmam suretiyle bağlantım sonlandı. Kalmış olduğum otelin odasında otelin interneti ile bu bağlantıyı sağladım. Benim bundan önce Medya Haber TV gibi kimyasal silah kullanımına ilişkin canlı bağlantım olmamıştır. Yine kimyasal silahlar üzerinde Türk Tabipleri Birliği bünyesinde oluşturulan, Adli Tıp uzmanları derneğinin de aralarında bulunduğu 20 branş derneği tarafından "Kimyasal silahlar Gösteri Kontrol Ajanları" ve "Kimyasal Gösteri Kontrol Ajanlarıyla Temas edenleri Sağlık Sorunlarını Değerlendirme Raporu" isimli iki ayrı kitabın hazırlanmasında bizzat aktif olarak rol almıştım. Ayrıca Forensic Science International dergisinde bu konuda bilimsel makale ve yayınları da mevcuttur. 2012 yılında Bahreyn'de 2016 yılına kadar Galatasaray Üniversitesinde Hukuk Fakültesi öğrencileriyle otopsilere katıldım. Soruşturma konusu olayla ilgili olarak kimyasal gazlara ilişkin biber gazı, siyen gazı, siyester ve göz yaşartıcı gazlar nedeniyle yaşanan olaylara ilişkin otopsilere katılmışlığım vardır. Bu olaylara ilişkin örnek almışlığımız da vardır. Yine bu konuda otopsisi önce yapılıp değerlendirme için bize başvurulduğu durumlarda vardır.
'Bağlantı için arayan kişiyi tanımıyordum'
Ben Kuzey Irak yerini IPPNW raporunda okumak suretiyle öğrendim. Kapalı bir alan olduğu anlaşılıyordu ve Kuzey Irak'ta olduğundan bir bilgimiz rapor kapsamında yoktur. Bu hususu da yine yukarıda belirtmiş olduğum gibi 18 Ekim’de videonun izlendiği hekim arkadaşlarımın grubunda söylemiştir. O arkadaşlarda IPPNW grubuna üyedir. Beni Medya haber TV’de canlı bağlantı için arayan kişiyi tanımıyordum. Yine söz konusu yayın kuruluşunun PKK silahlı terör örgütünün irtibatlı ve geçmiş haberlerini, yayınlarını bilmiyorum. Çünkü ben hiç haber izlemeyen, hatta kendi bağlantı yaptığım programları da sonrasında izlemeyen bir insanım. Yakın dönemde Türk Tabipler Birliği görevim ve otopsili pek bir olay olmadığı için aranmamıştım ancak Türkiye İnsan Hakları Vakfında bulunduğum dönemde hak ihlallerinden dolayı daha sık aranıyor ve haber niteliği paylaşımlar ve adli tıp içerikli bilgime danışılıyordu”