Taş ocağı mahalleliye hayatı zehir etti: Deprem olur gibi binalar çatlıyor

İstanbul Çekmeköy'deki Hüseyinli Mahallesi'nde özel bir şirkete ait taş ocağının yakınında yaşayan mahalle sakinleri, ocakta yapılan patlamalardan uzun süredir rahatsızdı. Dün akşam saatlerinde meydana gelen büyük bir patlama evlerin camlarını kırdı, çatlaklar oluşturdu. Mahalle sakinleri sokağa dökülerek eylem yaptı. Çatlaklar oluşan evlerinde korkuyla yaşadıklarını belirten mahalleli, yetkilerden yardım istedi. Bazı evlerde patlamalar sonucunda gelen taş parçaları yüzünden hasar oluşurken, mahalledeki caminin de patlamalar nedeniyle kolonlarının çatladığı görüldü. Jandarma ekiplerinin önlem aldığı şirket kapısının önüne gelen mahalleli firma yetkileriyle görüşmek istedi.

'Deprem olur gibi binalar çatlıyor'

Patlamaların köye zarar verdiğini belirten Hüseyinli Mahalle Muhtarı İlhan Kılıç, "Taş ocağından kaynaklı patlamalardan dolayı evler zarar görüyor. 3 buçuk yıldır burada muhtarım. Yöneticilerle görüştük. Yazılar yazdık. Mesafenin yakın olmasından dolayı patlamalar köyde sarsıntılara sebep oluyor. Dinamit patlatıyorlar. Evlerimiz zarar görüyor. Evimdeki merdivenim zarar gördü. Camimizde çatlaklar var. Deprem olur gibi binalar çatlıyor. Patlatmalardan dolayı fırlayan taşlar evlere gelmiş. Bizim burada can güvenliğimiz yok. İnsanlarımızın ölmesinden endişe duyuyoruz. Yetkililer önlem aldıklarını söylüyor ama hiçbir şey olmuyor. Sarsıntılar sürekli şiddetini artırıyor" dedi.

Firma yetkilileriyle görüşemediler

Patlamaların deprem etkisi oluşturduğunu söyleyen Merve Özkaya ise, "Yakında evler başımıza yıkılacak. 4-5 büyüklüğündeki deprem gibi hissediyoruz. Deprem olsa deprem olduğunu anlayamayacağız. Çatlaklar biraz daha büyüse evler başımıza yıkılacak. Evlerimiz mi yapılıyor? Taş ocağı buradan kalkıyor mu? Ne yapılıyorsa yapılsın artık. Kapatılsın. Köyümüzde artık rahat ve huzurlu şekilde yaşamak istiyoruz" diye konuştu. Mahalleli firma yetkilileriyle görüşemeden eylemlerini sonlandırmak zorunda kaldı.

Soma Davası'nın tutuklu avukatı Selçuk Kozağaçlı: Ölen üç işçiden ikisi bu adamların elinde ölmüş