Türkiye'nin ifade özgürlüğü karnesi: 67 kişiye 299 yıl hapis cezası

Türkiye'nin ifade özgürlüğü karnesi: 67 kişiye 299 yıl hapis cezası
İfade özgürlüğü alanında çalışan MLSA'nın raporuna göre, 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl iki ay 24 gün hapis cezası verildi. En çok 'terörizm' suçlamasının yöneltildiği davalarda, sosyal medya paylaşımları delil sayıldı.

Kamuoyunda 'Sansür Yasası' olarak bilinen düzenleme ekim ayında Meclis'ten geçti. İfade özgürlüğü karnesi iyi olmayan Türkiye, bu yasayla birlikte gazeteciler ile vatandaşın haber alma hakkını da kısıtlayacak. Uluslararası arenadaki anketler Türkiye'yi 'hükümetin medyayı sansürlediği yerler' arasında listelerken, Türkiye'nin ifade özgürlüğü noktasında eşit olduğu ülke ise Suudi Arabistan oldu.

Türkiye'deki ifade özgürlüğü davalarını takip edip raporlayan Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) de bir rapor hazırladı. Rapora göre, 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl iki ay 24 gün hapis cezası verildi. MLSA dava izleme koordinatörü Mümtaz Murat Kök, bugün basınla paylaşılan raporla ilgili “Rapor, anayasada garanti altına alınmış temel hakların kullanımının giderek daha fazla kriminalize edildiğini gösteriyor” ifadesini kullandı.

Diken'de yer alan raporda 1 Eylül 2021-20 Temmuz 2022 arasında 23 farklı şehirde 1398 kişinin yargılandığı 210 dava incelendi. Bu davalarda 318 gazeteci yargılandı. Davalarda öne çıkan bulgular şöyle oldu:

  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin daha önce verdiği kararlarda sistematik hak ihlallerine sebebiyet verdiğine hükmettiği kanun maddeleriyle çoğunluğu aktivist, öğrenci, gazeteci ve siyasetçi olan kişilerin yargılanmasına ve bu maddelerle cezalandırılmasına devam edildi.

'En çok ‘terörizm’ suçlamaları yöneltildi'

  • Önceki dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de takip edilen davalarda en çok terörizm suçlamaları yöneltildi. Yöneltilen suçlamalar arasında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlaması olan 62 davanın 46’sında; ‘terör örgütü üyeliği’ suçlaması olan 44 davanın 38’inde yalnızca gazeteciler yargılandı.

'Haberler ve sosyal medya paylaşımları ‘delil’ sayıldı'

  • Yargılanan kişilerin yazdıkları haberler ve yazılar, çektikleri fotoğraflar, beyan ve ifadeleriyle birlikte sanıkların yaptığı ya da yaptığı iddia edilen sosyal medya paylaşımları bu dönemde yöneltilen suçlamalara sıklıkla delil olarak gösterildi.

'Toplantı ve gösteri düzenleme hakkı kriminalize edildi'

  • 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na dayanarak açılan davalarla anayasa ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler tarafından garanti altına alınan önceden herhangi bir izne tabi olmaksızın barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkının kriminalize edildiği kaydedildi. Bu davalarda yöneltilen suçlamalara, idarelerin 2911 sayılı yasanın 17’nci ve 19’uncu maddelerine dayanarak ‘milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması’ amacı güttüğü iddia edilen yasakları sıklıkla delil olarak gösterildi. Pandemi tedbirleri gerekçe gösterilerek alınan yasaklama kararları da suçlamalara delil olarak gösterildi.

'Hapis cezalarında artış'

  • Önceki raporlama dönemlerine göre bu dönemde karara bağlanan davalarda verilen hapis cezalarında radikal bir artış gözlemlendi. İfade özgürlüğü üzerindeki baskıyı ve mahkemelerin değişen siyasi konjonktürle birlikte artan cezalandırma iradesini gösterir şekilde hak savunucusu Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet, gazeteci Rojhat Doğru’ya verilen müebbet hapis cezalarına ek olarak bu dönemde karara bağlanan 41 davada yargılanan 67 kişiye toplamda 299 yıl iki ay 24 gün hapis cezası verildi.

'İfade özgürlüğü soruşturmaları kolaylıkla davaya dönüşüyor'

  • Verilen hapis cezalarına benzer şekilde bu dönemde karara bağlanan davalarda verilen beraat kararlarında da ciddi bir artış kaydedildi. Her ne kadar Adalet Bakanlığı istatistiklerinde kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararlarda geçen yıla oranla yalnızca yüzde 0,4’lük bir düşüş olduğu belirtilse de bu dönemde 226 kişi hakkında 51 davada beraat kararı verilmesinin ifade özgürlüğünü ilgilendiren soruşturmaların kolaylıkla davaya dönüştüğüne işaret etmektedir.