Lıkır lıkır plastik içiyoruz!
Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) bilim insanları, mikroplastiklerin etkilerini daha iyi anlamak, yönetmek ve riskleri azaltmak amacıyla çeşitli içeceklerin incelendiği bir araştırma gerçekleştirdi. Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülgen Aytan, elde edilen sonuçlardan şaşırmadıklarını belirtti. Aytan, mikroplastiklerin etkilerini anlamak ve yönetmek açısından durum tespitinin önemli olduğunu vurguladı. Çalışmada Türkiye'de yaygın olarak tüketilen çeşitli içeceklerde mikroplastiklerin varlığı ve özellikleri incelendi.
SU, MADEN SUYU, ŞALGAM...
Bu içecekler arasında su, maden suyu, meyve suları, gazlı içecekler, soğuk çay ve geleneksel içecekler yer aldı. Aytan, mikroplastiklerin her yerde bulunabileceğini ve bu çalışmanın belirli gıdalardaki miktarları, tipleri ve kaynaklarını anlamak için yapıldığını söyledi. Bu bilgilerin üreticiler ve karar vericiler için önemli olduğunu ekledi.
Prof. Dr. Aytan, yapılan incelemelerde numunelerin yaklaşık yüzde 15'inde mikroplastik tespit ettiklerini ifade etti. Tespit edilen mikroplastiklerin yüzde 90'ının mavi ve yeşil renkli parçacıklar olduğunu belirten Aytan, bu parçacıkların boyutlarının 100 mikron ile 4 milimetre arasında değiştiğini söyledi. Cam şişelerde bulunan maden sularında mikroplastiklerin daha fazla bulunduğunu belirten Aytan, üretim aşamasının bu duruma etki ettiğini vurguladı. Ayrıca, üreticilerin ve karar vericilerin gıda güvenliği ve insan sağlığını göz önünde bulundurarak gerekli tedbirleri almaları ve düzenlemeler yapmaları gerektiğini belirtti.
Aytan, "Çalışma sonuçlarına göre 47 farklı içeceğin yaklaşık yüzde 15'inde mikroplastiklere rastladık. Bunların yaklaşık yüzde 90’ı da parça tipte mavi ve yeşil renkli mikroplastiklerdi. Boyutları yaklaşık 100 mikron ile 4 milimetre arasında değişiklik gösteriyor. İncelediğimiz içeceklerden litrede 2 tane mikroplastik gözlemlerken, özellikle cam şişede olan maden sularında mikroplastiklere daha fazla rastladık. Bu durum bizlere üretim aşamasının çok önemli bir etken kaynağı olduğunu gösterdi. Sadece üreticilerin değil, karar vericilerin de bu anlamda gıda güvenliği, insan sağlığı göz önünde bulundurularak bunun azaltılmasında gerekli tedbirlerin alınması ve yaptırımların uygulanması gerekliliğini bu çalışmayla bir kez daha ortaya koymuş olduk" diye konuştu.
